OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 31, 2004 00:00
Süheyla Erdoğan, Vizontele başarısının gizli kahramanı. Vizontele ve Vizontele Tuuba filmleri için kostüm danışmanlığı yaptı.
Film setinde onlarca kiÅŸiye
yemek pişirdi. Oyunculara şive dersleri verdi. Daha da önemlisi filmi var eden adamı, Yılmaz Erdoğan'ı doğurdu, besledi, büyüttü.O tam anlamıyla kendini çocuklarına adamış bir anne. Üç oğlunu iyi okullarda okutmak için Ankara'ya yerleşmiş ve yıllarca kocasına hasret yaşamış. Süheyla ve Nazım Erdoğan çifti ektiklerini şimdilerde fazlasıyla biçiyorlar. İstanbul'da oğullarının başarılarını alkışlayarak ikinci baharlarını yaşıyorlar. BKM Film'de gerçekleştirdiğimiz röportaja da birlikte geldiler. Röportaj esnasında Nazım Bey bizi baş başa bıraktı. Sohbet bittiğinde röportajın nasıl geçtiğini soranlara Süheyla Hanım büyük açıklıkla şöyle dedi: ‘‘Her şeyden konuştuk. Gülben'i de sordu. Çok sevdiğimi söyledim.’’ Yılmaz Erdoğan bir röportajında ‘‘Benim arkadaşlarım önce anneme tapar, sonra beni sever’’ demişti. Haklıymış. Süheyla Hanım gerçekten de tapılacak kadınmış. Yılmaz, Mustafa ve Deniz Erdoğan gibi üç şahane oğul annesi olmanın dışında kimsiniz? - 1948 Hakkari doğumluyum. Ev hanımıyım. Üç çocuk annesiyim. Ve Nazım Erdoğan'ın karısıyım. Nazım Erdoğan'la nasıl evlendiniz? - 18 yaşındaydım, görücü usulüyle evlendik. O dönemde başka türlüsü yoktu. Nazım'ın annesi beni bir düğünde görmüş beğenmiş. Babam dönemin belediye başkanıydı. Nazım'ın babası da emekli kaymakamdı. İki aile eş değerdi yani. Onlar birbirlerini beğendi, bize de evet demek düştü. Nişan takılana kadar onu hiç görmedim. Ama çok yakışıklı olduğu kulağıma geliyordu. O da benim çok güzel olduğumu duymuş. Ben Hakkari'nin gözdesiydim. Bir lakabınız var mıydı? - Babamın ilk kızı olduğum için evdekiler bana 'Dadu' derlerdi. Hepimizin annesi, başımızın tacı manasında.EVLENİR EVLENMEZ AŞIK OLDUK Birbirinize aşık oldunuz mu? - Hem de nasıl. Biz evlenir evlenmez aşık olduk.
Milli Piyango’da büyük ikramiyenin çıkması gibi bir ÅŸeydi. NiÅŸanlılık döneminde bile yüreÄŸimiz gümbür gümbür çarpıyordu. Hálá öyleyiz. Asla ayrılmayız. Her yere birlikte gideriz. Kayınvalidenizin sizi bir düğünde görüp beÄŸendiÄŸini ve isteyerek gelin aldığını söylüyorsunuz. Ama biz onun size Sürahi Hanım gibi davrandığını biliyoruz. - Biraz öyleydi. O zamanki kayınvalidelerin hepsi öyleydi. Bu yüzden çok takmıyordum. Taksaydım çabuk yaÅŸlanırdım. Aslında beni çok sever. Ama onunki garip bir sevgi. Ben asla kaynanalık yapmayacağım. Gelinlerim beni bir anne gibi, bir arkadaÅŸ gibi görsünler. Türk basını Yılmaz'ın mı Mustafa'nın mı aÄŸabey olduÄŸu konusunda büyük bir anlaÅŸmazlık yaşıyor. Tartışmalara birinci ağızdan nokta koymak için oÄŸullarınızı büyükten küçüğe sıralar mısınız? - Ä°lk çocuÄŸum Mustafa. Mustafa ile Yılmaz'ın arası 2 yıl. Yılmaz ise Deniz'den 7 yaÅŸ büyük. YILMAZ Ä°LK AÅžKINI 4 YAÅžINDA YAÅžADI Nazım Bey'in mesleÄŸi nedir? - Biz evlendikten sonra üniversite sınavlarına girdi, kazandı. Erzurum'a gidip, eÄŸitim enstitüsünü okudu. Ben Mustafa'ya hamileydim. O üniversite okurken kayınvalide ve kayınpederin yanında kalıyordum. Okul bitince öğretmen oldu. Sonra Beden Terbiyesi Ä°l Müdürlüğü'ne geçti. Hakkari Milli EÄŸitim Müdürü oldu. O Hakkari'de görev yaparken biz Ankara'ya taşındık. Yani siz de Ankara-Hakkari hattında az gidip gelmediniz. Bu ayrılık ÅŸart mıydı? - Gerekliydi. Çünkü çocukların iyi eÄŸitim almalarını istiyorduk. Ankara'ya taşındığımız ilk günler biraz zorlandım. Çünkü Hakkari'nin dışına ilk kez çıkıyordum. Haftanın beÅŸ günü Yılmaz ile Mustafa'yı Aydınlıkevler'deki okula götürüp getiriyordum. Yaz tatillerine Hakkari'ye gidiyorduk. Ailemizin tüm fertleri bir tek o günlerde bir arada oluyordu. Hasreti bol bir evlilik bizimki. Gençlik heyecanlarımızı çocuklarımıza feda ettik. Ä°yi ki de öyle yapmışız. Åžimdi ektiÄŸimi fazlasıyla biçiyoruz. Allah beni böyle evlatlara layık gördüğü için çok ÅŸanslıyım. OÄŸullarınız size ne kadar benziyor? Yılmaz ErdoÄŸan bir röportajında ben annemden ilham alırım demiÅŸti. - DoÄŸru. Benden çok ÅŸey almış olabilirler. Yılmaz çok duygusal bir çocuk. 4 yaşındayken bile kendi kendine besteler yapıp, ÅŸarkılar söylerdi. Ä°lkokula baÅŸlamadan önce okuma yazmayı çözmüştü. Birinci sınıftayken hocaları ikiye geçirmek istedi. Yılmaz'ın 4 yaşındayken yazdığı ÅŸarkılar aÅŸk ÅŸarkıları mıydı? - Tabii. O erken baÅŸladı bu iÅŸlere. Hiç boÅŸ gezmiyordu ki. Bana her ÅŸeyi anlatırdı. Mustafa halk oyunlarına meraklıydı. Ä°kisi de sosyal yönden aktifti. O yıllarda nasıl bir gelecek hayal ediyordunuz? - Benim içime doÄŸmuÅŸtu. Yılmaz tiyatrocu olacağının sinyallerini küçük yaÅŸtan itibaren veriyordu. 5-6 yaşındayken sinemada kimi görse eve gelip taklidini yapardı. Ãœnlü olacağına inanıyordu. 'Anne göreceksin ben televizyona çıkacağım' derdi. O ne derse ben içimden 'olacak' diye tekrarlardım. Allah'ın sevgili kuluyum. İçimden ne geçirdiysem oldu. Ä°stanbul'a ne zaman taşındınız? - Yılmaz Ä°TÃœ'yü kazandı. Ona ev tuttuk. Arada bir gelirdim. Evini temizlerdim, yemek yapardım. Ä°stanbul'u çok seviyordum. 10 yıl önce Yılmaz 'Anne bu böyle olmaz ben sana bir ev alacağım' dedi ve Göztepe'den bir ev aldı. Hálá orada kalıyoruz. Yazın da Antalya'da oturuyoruz. Siz hayatınızı çocuklarınıza adamışsınız. Onlar nereye siz oraya... - Annelikten emekli olunmaz ki. Hálá gururla yaparım. Vizontele'nin setinde onlarca kiÅŸiye yemek piÅŸirdiÄŸiniz doÄŸru mu? - Büyük bir zevkle yaptım. Kürt köftesi, Kaburga dolması, su böreÄŸi ve doÄŸeba piÅŸirdim. DoÄŸeba bizim yörenin düğün yemeÄŸi. BuÄŸday, et, küçük köfteler ve yoÄŸurtla piÅŸiriliyor. Ãœzerine tereyaÄŸ, nane, kekik ve kırmızı biber gezdiririz, nefis olur. Film çekilirken her sabah Yılmaz'ın yanına gider sorardım: 'OÄŸlum canın ne istiyor?' Ne söylediyse hemen koÅŸup mutfaÄŸa piÅŸirirdim. TUBA'NIN, BERFÄ°N'Ä°N KIYAFETLERÄ°NÄ° DÄ°KTÄ°MAyrıca Vizontele'de ve Vizontele Tuuba'da kostüm danışmanlığı yapmışsınız? DikiÅŸ nakışa meraklı mısınız? - Elim yatkındır. Ä°lkokulu bitirdim ben. Bizim dönemde kızların okula gitmesi ayıptı. Okusaydım modacı olabilirdim. MaÄŸaza vitrininde bir ÅŸey görürüm eve gelir aynısını dikerim. Bizim yörenin kıyafetlerini çok iyi biliyorum. Kostümcümüz Ayçın Tar günde 300 kiÅŸiyi giydiriyordu, ben sadece ona yardımcı oluyordum. Tuba'nın ve Berfin'in giydiÄŸi kıyafetleri kendim diktim. Benim düğünlerde falan giyindiÄŸim yöresel kıyafetleri de filmde kullandık. Aslında ben de gala gecesine yerel bir kostümle gelmek istiyordum ama Nazım Bey çok rüküş duracağını söyledi. Sakın Nazım Bey sizi kıskanmış olmasın? - Olabilir. Vizontele'de kendinize en yakın bulduÄŸunuz karakter hangisi? - Ä°clal'in rolü var ya, o benim iÅŸte. Kendimi onun yerine koyuyorum. Ben o durumdaydım. Sürekli yemek yapar, hizmet ederdim. Ä°clal'i görünce kendi gençliÄŸimi yaşıyorum. Sanki birileri o günleri kameraya almış gibi geliyor. Ä°clal Aydın'a çok yardımcı oldunuz o zaman? - Oldum, olmam mı. Ben yöre ÅŸivesiyle konuÅŸuyorum. Åživem çok iÅŸe yarıyordu. Herkes gelip ÅŸu kelimeyi bir söyle diyordu. Ä°stanbul'da neler yapıyorsunuz? - Benim bütün zevkim oÄŸullarımla beraber olmak. Bir gün Yılmaz'a, bir gün Mustafa'ya, bir gün Deniz'e gidiyorum. Sık sık Berfin'i görüyorum. 15 günde bir herkesi bir araya toplamaya çalışıyorum. Kız çocuk özleminiz var mı? - Var. Bu yüzden Hakkari'den bir tanıdığımızın kızı Saime bizimle kalıyor. Kız çocuk özlemimi onunla gideriyorum. Ailesi olduÄŸu için nüfusuma geçirmedim. Ama isteseydi yapardık. Hiç talepkár deÄŸilsiniz. 'Ben de Etiler'de oturayım. Benim evim de deniz görsün' gibi istekleriniz olmadı mı? - Ben böyle mutluyum. Yılmaz hep söyler: 'Anne senin en beÄŸendiÄŸim özelliÄŸin mütevazılığın' der. Olsa da olur olmasa da olur. Ä°yi yaşıyoruz, çok şükür. 4 yaşındayken bile aşık olduÄŸunu size anlatan Yılmaz, hayatı boyunca bütün aÅŸklarını sizle paylaÅŸtı mı? - Tabii. YüreÄŸinde bir ÅŸey tutamaz. Hayatına biri girdiÄŸinde önce bana söyler. OÄŸullarınızın özel yaÅŸantısına müdahale eder misiniz? - Onlar kötü bir ÅŸey yapmıyor ki niye müdahale edeyim.OÄžLUM SEVÄ°YORSA BEN DE SEVERÄ°MBen Gülben'i çok seviyorum. Çok iyi bir insan. Ayrıca benim oÄŸlum onu seviyorsa ben de severim. Onlar birbirlerini seviyorlar. Ben Gülben'i önceden tanıyordum. BeÄŸendiÄŸim bir sanatçıydı. Sabah programını bayılarak izliyordum. KEÅžKE YILMAZ BOÅžANMASAYDIYılmaz'ın karısından hiç ayrılmamasını isterdim. Sanem'le hálá görüşüyorum. Çok iyi bir kızdır. Birlikte tatil yaparız. Yılmaz'ın bileceÄŸi bir iÅŸ ama keÅŸke hiç ayılmasalardı.Â
button