Yılmaz 'değişim' dedi

Güncelleme Tarihi:

Yılmaz değişim dedi
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 04, 2001 17:00

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Kongre'de yaptığı konuşmada partisinin ve Türkiye'nin değişmesi gerektiğini söyledi.

Haberin Devamı

ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, kongre salonunda, Türkiye'nin bugünkü durumundan memnun olan bir tek kişi olduğunu sanmadığını söyleyerek "eğer varsa, bu kişinin Anavatanlı olduğundan şüphe ederim" dedi.

Yılmaz, Türkiye'nin, bu duruma kendileri yüzünden gelmediğini ifade ederek, "Sızlanmayı bir kenera bırakmalıyız. Geleceği kurtarmaka için ne yapmamız gerekiyorsa ona bakmalıyız. Sızlanmak ve dövünmek çaresizlerin işidir. Oysa millet bizden çare bekliyor. ANAP dizlerini dövenlerin partisi değildir. ANAP zor zamanda ne yapılması gerekiyorsa onu yapanların partisidir" diye konuştu. Yılmaz, kongrenin açılışını yapmak üzere, "Başbakan Mesut" sloganları eşliğinde kürsüye geldi.

"Türkiye'de memnun olan bir tek kişi varsa, bu kişinin Anavatanlı olduğundan şüphe ederim"


Tezahürat nedeniyle konuşmaya başlamak için bir süre bekleyen Yılmaz'ın, konuşması, kürsüde, sağır ve dilsizler için görevli bir bayan tarafından  işaret diline çevrildi.
"Ankara'daki kongre salonumuzdan, Edirne'den Hakkari'ye, Samsun'dan Hatay'a kadar tüm Türkiye'ye selam, muhabbet ve saygılarımı sunuyorum'' diyerek konuşmasına başlayan Yılmaz, Atatürk ve ANAP'ın Kurucu Genel Başkanı Turgut Özal'ı, rahmet, minnet ve şükranla andığını söyledi. 

ANAP'ın kongresiyle, Türk siyasetinde birkaç ilkin birden gerçekleÅŸtirildiÄŸini belirten Yılmaz, "HerÅŸeyden önce sizler, yepyeni bir sistemle seçildiniz. Parti olarak seçim sandığı esasına göre yeni bir örgütlenme modelini gerçekleÅŸtirdik. Ãœyelerini sandık esasına göre belirleyen Türkiye'nin ilk partisiyiz" diye konuÅŸtu.Â

Yılmaz, bunun, demokrasi tarihinde ilk kez gerçekleştirilen, demokrasiyi ve katılımı tabana yayan büyük bir proje olduğunu kaydederek, salonda bulunanlara şöyle seslendi:
"Türkiye'nin toplam 208 bin seçim sandığından her birisinde kayıtlı üyemiz var. Yani sizleri, nerede ikamet ettiği, hangi partiye üye olduğu bile belli olmayan kilişeler seçmedi. Sizleri her şeye rağmen Anavatan diyen, boş hülyalararın peşinde koşmayan, ne varsa gene benim partimde var diyen partililer seçti. Sizler gerçek üyelerinseçtiği gerçek delegelersiniz. Sizler Anavatan'ı tutup tekrar ayağa kaldıracak olan kişilersiniz. Partimizin ve ülkemizin geleceğe giden aydınlık yolunu açacak olan sizlersiniz. Bu görevi layıkıyla yapacağınıza olan inancım tamdır. Bu inançla, tam 10 yıldır onurla taşıdığım genel başkanlık sıfatımı sizlere teslim ediyorum."  

'GERÇEKLERE SIRT ÇEVİRMENİN ZAMANI DEĞİL'

Yılmaz, kongrede ikinci bir yenilik daha yaÅŸandığını, bugün, sadece parti yönetimi organlarının seçilmeyeceÄŸini, ülke sorunlarını konuÅŸmak, geleceÄŸe iliÅŸkin düşünceleri, önerileri, projeleri tartışmak için toplandıklarını belirtti.Â

Haberin Devamı
"Bugün partimizin ve ülkemizin içinde bulunduğu koşulları olanca açıklığıyla görmenin ve söylemenin zamanıdır"


Türkiye'nin ve Türk siyasetinin içinde bulunduğu durum nedeniyle bütün kamuoyunun dikkatinin, üzerlerine çevrildiğini anlatan Yılmaz, ''Bugün, tüm gerçeklerin olanca çıplaklığıyla söyleneceği gündür. Partimizin ve ülkemizin içinde bulunduğu koşulları olanca açıklığıyla görmenin ve söylemenin zamanıdır. Korkuyla durumu gizlemenin ve gerçeklere sırt çevirmenin zamanı değildir'' dedi.  

'MEMNUN OLAN VARSA ŞÜPHE EDERİM'

İyi olan ne varsa hepsini söylemeleri, kötü giden şeyleri de saklamamaları gerektiğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

"Åžimdi açıkça söylüyorum: Kimin söyleyecek sözü varsa, burada gelip söylemelidir. Tabii söylenecek her sözün karşılığı vardır. O da buradan söylenecektir. Ama burada konuÅŸacak hiçbir arkadaşım aynı siyasi ailenin fertleri olduÄŸumuzu, aynı siyasi kaderi paylaÅŸtığımızı unutmamalıdır.Â

Bu salonda, Türkiye'nin bugünkü durumundan memnun olan bir tek kiÅŸi olduÄŸunu sanmıyorum. EÄŸer varsa, onun gerçekten Anavatanlı olduÄŸundan şüphe ederim.Â
Türkiye bu duruma bizim yüzümüzden gelmedi. Tersine Türkiye bizim uyarılarımıza raÄŸmen geldi. Ãœstelik geçmiÅŸte bizim hükümetimizde yapılanlar olmasaydı Türkiye'nin bugüne kadar dayanması da mümkün olmazdı. Ama buna buna raÄŸmen sızlanmayı bir kenara bırakmalıyız. GeleceÄŸi kurtarmak için ne yapmamız gerekiyorsa ona bakmalıyız.Â
Sızlanmak ve dövünmek çaresizlerin işidir. Oysa millet bizden çare bekliyor. ANAP dizlerini dövenlerin partisi değildir. ANAP zor zaman da ne yapılması gerekiyorsa onu yapanların partisidir." 

'MUHALEFET GÖREVİ KUTSALDIR'

Bugün ekonomiden saÄŸlığa, eÄŸitimden, mahalli idarelere kadar Türkiye'de her alanın tıkandığını, özgürlük alanının daraldığını, hak ihlallerinin arttığını kaydeden Yılmaz, gün geçtikçe ağırlaÅŸan ÅŸartların vatandaşın belini büktüğünü, karamsarlığın arttığını söyledi.Â
Türk insanının, bugün umudunu kestiÄŸini, vatandaşı ayakta tutan tek ÅŸeyin, geleceÄŸe iliÅŸkin beklentileri olduÄŸunu vurgulayan Yılmaz, ''Özlem ve hasretle andığı, geçmiÅŸ ANAP iktidarları dönemindeki deÄŸiÅŸim benzerlerinin yeniden yaÅŸanabileceÄŸine iliÅŸkin umutlarıdır'' diye konuÅŸtu.Â

Haberin Devamı
"7. Büyük Olağan kongremizle, sıfır kilometrede yepyeni ve tastamam bir altyapıyla giriyoruz"


Mesut Yılmaz, ANAP'ın, milletin umutlarını gerçekleÅŸtirmeye, ANAP iktidarları döneminde gerçekleÅŸen deÄŸiÅŸime olan özlem ve hasretleri dindirmeye talip olduÄŸunu anlattı. Yılmaz, ÅŸunları kaydetti:Â

"Son 10 yılda yaÅŸadığımız binbir tecrübeden sonra geldiÄŸimiz nokta ÅŸudur: Muhalefet görevi kutsal olmakla birlikte, sahibine icraat yapmanın iç huzurunu ve mutluluÄŸunu vermemektedir. Ä°ktidarın bir parçası olmak, olsa olsa günü kurtarma yolunda yürümektir. Ä°ktidarın tek sahibi olmak ise günün ötesine geçip, geleceÄŸin dünyasını kurmaktır. GeleceÄŸi kurmak için çalışmayanların günü bile kurtarması şühpelidir.Â

Onun için bu tespitten hareketle de, 18 Nisan seçimlerinin hemen ardından hummmalı bir çalışmaya baÅŸladık. Hedefimiz önce Anavatan'ı iktidar yoluna sokmak, sonra da ülkemize çekidüzen vermekti...Aradan 28 ay geçti... Hazırlıklarımızı büyük oranda tamamladık. 4 AÄŸustos kongremizle ÅŸimdi harekete geçiyoruz. Yeni bir aÅŸamaya getirdiÄŸimiz çalışmamızı 28 ay sonra kamuoyunun önüne taşıyoruz. Sloganımız, gerçekleÅŸtirmeye  çalıştığımız iÅŸin de ülkemizin kurtuluÅŸunun da formülüdür. 'Yepyeni bir gelecek, yine ANAP'la gelecek.''Â
Yılmaz, partisinin faaliyetlerini anlatarak, ''7. Büyük OlaÄŸan kongremizle, sıfır kilometrede yepyeni ve tastamam bir altyapıyla giriyoruz'' dedi.Â

Yılmaz, Türk toplumunun bugün öne çıkan tüm beklentilerine en iyi cevap verecek partinin ANAP olduğunu söyledi.

Yılmaz, partisinin 7. OlaÄŸan Büyük Kongresi'nde yaptığı konuÅŸmada,son seçimlerden sonra çok sayıda sosyal ve siyasal araÅŸtırmalar yaptırdıklarını belirterek, bu tespitlerini Kongre katılımcıları ile paylaÅŸmak istediÄŸini ifade etti.Â

Haberin Devamı

"...Demokrasi talebi, insan haklarına duyarlılığı, artık soyut kavramlar olmaktan çıktı, ekmek ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlar haline geldi"


Milletin büyük bir deÄŸiÅŸim arzusu  taşıdığını, insanların büyük çoÄŸunluÄŸunun bu deÄŸiÅŸimin en saÄŸlıklı biçimde AB üyeliÄŸiyle olacağına inandığını dile getiren Yılmaz, toplumun artan demokrasi talebi, insan haklarına duyarlılığının, artık soyut kavramlar olmaktan çıktığını, ekmek ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlar haline geldiÄŸini söyledi. Yılmaz, milletin kısır çekiÅŸmelerden bıktığını, geleceÄŸinden emin olmanın arayışı içine girdiÄŸini ve gelecek beklentisinin son derece yükseldiÄŸini anlatarak, milletin din ve milliyetçilik konusunda daha ılımlı bir çizgi geliÅŸtirdiÄŸini, milliyetçi ve muhafazakar deÄŸerlerin ortadan kalkmadığını, ancak büyük bir deÄŸiÅŸime uÄŸradığına dikkati çekti.Â

"Türk modernleÅŸmesi" denilebilecek bir olguyla ve kendi deÄŸerlerinden kopmadan batıyla bütünleÅŸme talebiyle karşı karşıya olunduÄŸunu belirten Yılmaz, şöyle konuÅŸtu:Â
"Türk olmak için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı yeterli görenlerin yüksek oranı, milliyetçiliğin de dönüştüğünü göstermektidr.Bu sosyal gelişmelerin siyasi sonuçlarının da olması kaçınılmazdır. Enbasit sonuç, din ve milliyetçiliğin aşırı uçların tasallutundan kurtulmasıdır.

Türk modernleÅŸmesinin taşıyıcısının kadınlarımız olduÄŸu, yapılan tüm araÅŸtırmalarda ortaya çıkmıştır. Kadınlarımız, erkeklerimizden daha fazla özgüvene sahipler. Kendilerini hiçbir Avrupalı'dan aÅŸağı görmüyorlar. Gelecek nesillerimizin iyi yetiÅŸeceklerinden emin olabiliriz. En sevindirici husus da kadın seçmenlerden daha çok oy aldığımızdır."Â
  Â
TOPLUMSAL DEĞİŞİM PROJESİ
  Â
Yılmaz, Türk toplumunun bugün öne çıkan tüm beklentilerine en iyi cevap verecek partinin ANAP olduÄŸunu belirterek, "DeÄŸiÅŸim talebine eniyi biz cevap verebiliriz. Çünkü Türkiye'de demokrasiye geçildikten sonra toplumsal deÄŸiÅŸim programını hayata geçirmiÅŸ tek partiyiz. Demokrasi ve özgürlük talebine en iyi biz cevap verebiliriz. Çünkü Türk siyasetine hoÅŸgörü ve uzlaÅŸmayı biz getirdik'' diye konuÅŸtu.Â
"Kadınlarımız, erkeklerimizden daha fazla özgüvene sahipler"

Türk siyasetine vizyon kavramının da ANAP ile girdiÄŸini, ülkeyi yönetenlerin sadece bugünkü nesillere karşı deÄŸil, gelecek nesillere karşı da sorumlulukları bulunduÄŸunu hatırlatan Yılmaz, bu nedenle siyasette günübirlik iÅŸlerle uÄŸraşılamayacağını, günü kurtarmakla yetinilemeyeceÄŸini, gelecekteki hedefleri de bugünden belirlemek  ve buna ulaÅŸmak için çalışmak gereÄŸini vurguladı.Â

Mesut Yılmaz, tespitleri ışığında parti olarak politikalarını yeniden gözden geçirdiklerini ve yeni açılımlara yöneldiklerini ifade ederek, sonuçta ANAP'ın demokrat, özgürlükçü, sivil, girişimci esaslarüzerine kurulu felsefesini gelecek yönetimi anlayışıyla birleştirerek Türk insanının beklentisi ve partinin ihtiyacı olan heyacan ve vizyonuyakalayabileceklerine inancını dile getirdi. 

Geleceğe hazırlanma çalışmalarının kongre ile tamamlanacağına işaret eden Yılmaz, bu aşamada, sağlam altyapının üzerinde çalışacak programımızı halkımızla bütünleştirecek güçlü, çalışkan, bilgili,  tecrübeli, inançlı, kararlı, uyumlu bir yönetim kadrosunun işbaşına getirileceğini söyledi. 

'YENÄ° BÄ°R HAREKETE Ä°HTÄ°YAC YOK'

"Bundan sonraki aşama, sahaya inme aşamasıdır" diyen Yılmaz, sahada koşmaya takatı olmayanlara, koşanlara yük ve engel olanlara ihtiyaçları olmadığını bildirdi.  
"Türkiye'nin dış borcunu 1991 yılında 50 milyar dolardan 80 milyar dolara yükseltenler yıllarca ülkeye bir tek baraj yapmadılar"

Yılmaz, şöyle devam etti:  "ANAP yönetiminde artık çalışmayana, partinin yükünü taşımayana yer yok. Partimizin kendisine ağırlık olacak isimlere değil, partimizin ağırlığını ve sorumluluğunu taşıyacak isimlere ihtiyaç var.Açık seçik söylüyorum; onun gönlü kırılmasın, bunun hatırı kalmasın dönemi ANAP'ta bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Gayret edip çalışanlara ise bütün kapılar sonuna kadar açıktır. ANAP, 1983 felsefesi doğrultusunda geliştirdiği yeni politikalarına uygun bir vitrine ve bu politikaları hayata geçirmek için canla başla çalışan yeni bir ekibe sahip olacaktır."

Yılmaz, ortak amaçları gerçekleÅŸtirmek için gayretli, fedakarlıklara katlanmaya istekli, partiye yönelik haksızlıklara kendini kaptıracak kadar tepkili, zor zamanlarda birbirine kenetli yepyeni bir ekibe ihtiyacı dile getirerek, böyle bir disiplin olmadan partide hiçbir geliÅŸme olmasının ve yönetimin baÅŸarısının mümkün olmadığını kaydetti.Â
Yöneldikleri hedeflerin birbirlerine sıksıkı baÄŸlanmayı gerektirdiÄŸini vurgulayan Yılmaz, kendisini ve Türkiye'yi toparlayacak partinin ANAP olduÄŸunu kaydetti.Â

Bugün içinde bulunulan durumu doğru okumak için 10 yıl öncesine dönülmesi gereğine dikkati çeken Yılmaz, yükselen ekonomisi, gelişen teknolojisi ve laik sistemiyle Türkiye'nin Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetleri için model ülke olduğunu, ancak ilk bakışta ekonomik gibi görünen krizin ardında aslında belli bir siyaset anlayışının yattığını savundu. 
1991 yılında 3 aylık bir Hükümet olarak erken seçim kararı almalarının nedeninin ekonomide köklü tedbirler alınması ihtiyacı olarak değerlendiren Yılmaz, bunların 1 yıl içinde seçime gidecek bir hükümetle yapılmasının mümkün olamayacığını bildirdi.  
Yılmaz, 1991 yılında yönetimi devrettiklerinde Türkiye'de kamu bankalarının görev zararı alacakları diye bir ÅŸeyin olmadığını, sosyalgüvenlik kurumlarının açıklarının bulunmadığını belirterek, ''Türkiye'nin dış borcunu 1991 yılında 50 milyar dolardan 80 milyar dolara yükseltenler yıllarca ülkeye bir tek baraj yapmadılar'' dedi.Â

"TÃœRKÄ°YE 10 YILDIR PATÄ°NAJ YAPIYOR"
  Â
Türkiye'nin 10 yıldan beri koalisyonlarla yönetilmediğini hatırlatan Yılmaz, bu süre içinde tüm ekonomik göstergelirin olumsuz olduğunu ve kısacası, Türkiye'nin 10 yıldan beri patinaj yaptığını ileri sürdü. Yaşanılan bölücü terörle mücadelede uğranılan doğal afetlerin de ağır ekonomik maliyeti olduğunu, ancak bunların hiçbirinin tahribatının mücadele ettikleri siyasi zihniyetin tahribatıkadar büyük olmadığına işaret eden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün aldığımız tedbirlerin, aslında bundan 10 yıl önce alınması gerekiyordu. Aradan geçen zaman, bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu. Ama ne varki o zaman ilaçla şifa bulacak olan Türkiye ekonomisi, bugün ameliyat masasındadır. Ekonomik krizlerin
"yeni oluşumun yeni macera demek olduğununun bilmesi gerekir, Türkiye'nin ise yeni bir maceraya tahammülü yok"
milletimizeçok ağır ekonomik ve siyasi maliyeti oldu. İşsizlik daha da arttı. Binlerce ailenin uzun yıllar biriktirdiği tasarrufları yok oldu. İş yerleri kapandı. Gelir dağılımı daha da bozuldu. Bunlardan daha da önemlisi, halkımızın kendisine, ülkesine ve siyasete olan güveni sarsıldı. Milletimiz, hem kızgınlıkla hem de yeni bir umutla her seçimde bir başka partiye yöneldi. Her denemesi ise hüsranla sonuçlandı. Hep hüsran ve pişmanlık... Bu 3 seçimdir tekrarlanıyor. Olan ülkeye oldu."

Yılmaz, bölücü terörün doğurduğu hassasiyetler üzerine yapılan istismara, din istismarının da eklendiğini belirterek, ''Yeni düşmanlıklar doğdu, mevcutlar arttı'' dedi.
Yılmaz, partisinin 7. Olağan Kongresi'nde yaptığı açılış konuşmasında siyasetteki yeni oluşumlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Herkesin, ''yeni oluşumun yeni macera demek olduğunu'' bilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin ise yeni bir maceraya tahammülünün olmadığını kaydetti.

Bir gerçeği artık milletçe görmek gerektiğini belirten Yılmaz, son 10 yıldır toplumun akıl değil, duygularla yönetildiğini söyledi. Yılmaz, "Hem de bütünüyle olumsuz duygular. Öfke, düşmanlık, nefret, kıskançlık... Akıl ve sağduyu çoktan rafa kalktı. Gelecek perspektifi ise tamamen unutuldu" diye konuştu.
"Hiçbir kutsal değeri istismar etmedik, hiçbir hayali vaatte bulunmadık"

Yılmaz, siyaseti sağduyuyla tanıştıranın ANAP olduğunu, iktidar dönemlerinde popülizme "yüz vermediklerini" söyledi. Memleket hayrına olan bu tavırlarının kendilerine siyasi kazanç sağladığını dile getiren Yılmaz, ancak toplumun aşırı uçlara doğru savrulmaya başlaması nedeniyle duyguların hakimiyetinin geri geldiğini kaydetti.  

'HİÇBİR HAYALİ VAATTE BULUNMADIK'

Bölücü terörün doğurduğu hassasiyetler üzerinden yapılan istismara, din istismarının da eklendiğini ifade eden ANAP Lideri, ''Yeni düşmanlıklar doğdu, mevcutlar arttı. Bizler, bu dönem boyunca herkesi akıl ve sağduyu çizgisine çağırdık. Hiçbir kutsal değeri istismar etmedik, hiçbir hayali vaatte bulunmadık'' dedi.
Türk siyasetinin son 10 yılda aklın hakimiyeti yerine duyguların esaretine düştüğünü belirten Yılmaz, şunları söyledi:

"Bugün milletimize çekinmeden söylememiz gereken şeyler var; artık bu macera arayışına son verilmelidir. Duyguların hakimiyeti bitmeli, aklıselime geri dönülmelidir. Gelecek yönetimi anlayışı hakim olmalıdır. İşte, o zaman siyasetteki karmaşa ve dağınıklık sona erecektir, Türkiye'nin önü açılacaktır.

Milletimizin hissiyatı ile barışmamız için yapmamız gereken şeylerden birisi, yolsuzluk iddia ve ithamlarını son derece ciddiye almak olmalıdır. Halkımız, yolsuzluklarla ilgili doğru veya yanlış söylenen herşeye inanır hale gelmiştir.

Ekonomik krizle birlikte varolan veya olmayan yolsuzluklar kötüye gidişin tek nedeni olarak görülmeye başlanmıştır. Yolsuzluklarla ilgili bizim üzerimize haksız olarak geliniyor savunması yetmez. Partiyönetimi olarak bize düşen görevler var. Hiçbir yolsuzluğa göz
"Siyasetteki en ucuz kahramanlık rolünün hırsız-polis oyunundaki kahraman polis rolü olduğunu zannedip buna soyunanlar olmadı mı?"

yummamak, görmezden gelmemek... Yolsuzluklarla mücadele çok boyutlu veson derece dikkatle yapılması gereken hassas bir mücadeledir.Â

Bu mücadelede amaç yolsuzlukları önlemek ve yapanları cezalandırmaksa konu medya ve siyaset malzemesi olmaktan çıkarılmalıdır. Konu, devletin ve hukukun ciddiliği içinde alınmalıdır. Yolsuzluklarla mücadele edeyim derken başkalarının farklıamaçlarına hizmet edip etmediğini herkes gözetmek durumundadır."

SİYASETTEKİ UCUZ KAHRAMANLIK ROLÜ

Bu konuda bazı örnekler vermek istediğini ifade eden Yılmaz, ''Yolsuzlukla mücadele diye dernek kuranların tescilli yolsuzlara ödül vermeye kalktığına tanık olmadık mı?'' diye sordu.
Siyasetle birilerine yer açma ameliyesinin en büyük motorunun bütün siyasi partileri kirli gösterme faaliyeti olduğunu bilmeyenin kalmadığını dile getiren Yılmaz, ''Siyasetteki en ucuz kahramanlık rolünün hırsız-polis oyunundaki kahraman polis rolü olduğunu zannedip buna soyunanlar olmadı mı? Ekonomimizi batırmada, yolsuzluk iddialarını ve gösterişli operasyonları her gün manşetlere ve ekranlara taşınmasının rolü olmadı mı?'' sorularını yöneltti.

Yılmaz, yolsuzlukların ciddi ÅŸekilde kurutulmaması halinde bunun siyasetin deÄŸil devletin de yumuÅŸak karnı olmaya devam edeceÄŸini vurgulayarak, hayatlarında hiçbir baÅŸarı göstermeyenlerin baÅŸkalarını küçültmek ve karalamakla kendilerini üstte göstermeye çalışacağını söyledi.Â

ANAP'ın maruz kaldığı iftiraların yakın bir gelecekte ortaya çıkacağını belirten Yılmaz, ancak korkusunun iş işten geçmesi olduğunu kaydetti. Bundan böyle bu iftiralara karşı anında tepki vermeleri gerektiğini anlatan Yılmaz, ''Unutmayalım ki, (çamur at, izi kalsın) sözü, sadece bizim dilimizdeki bir sözdür'' diye konuştu.
  Â
'TARİH BİZE ÖĞRETTİ Kİ'
  Â
Dünya şartlarının çok değiştiğini, nasıl bir dünyada yaşandığının kavranmasının yeterli olmadığını kaydeden Yılmaz, dünyanın hangi yöne gittiğini, Türk halkını nasıl bir geleceğin beklediğini de bilmek zorunda bulunduklarını belirtti. Geleceğe sahip çıkıp, onu bizzat yönetmek zorunda olduklarını ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarih bize öğretti ki; kendi geleceklerini yönetemeyen milletler, rüzgarın önündeki yaprak gibi oradan oraya savrulurlar. Selin önündeki kütük gibi sel nereye giderse onlar da oraya giderler.Â

Olayların akışına kapılırsak, başkaları tarafından oluşturulacak bir geleceğe sürüklenme tehlikesi içerisinde olduğumuzu bilmeliyiz. Eğer müdahale etmezsek ülkemize biçilen gelecek, başkalarının biçtiği bir gelecek olacaktır.

Şu soruları cevaplandırmak zorundayız: Ülkemizin bugününü belirleyen değişimlerin ne kadarı bizim, ne kadarı başkalarının denetiminde gerçekleşmiştir? Bugün ise geleceğimizi belirleyen değişimler kimin denetimindedir? Millet olarak stratejik önemimizin arkasına sığınıyoruz. Büyük güçler nasıl olsa Türkiye'nin ekonomik olarak batmasına, etnik olarak bölünmesine, savunmasının çökmesine izin vermezler, yoksa dünyanın bütün dengeleri bozulur mantığıyla hareket ediyoruz.

Ama, Osmanlı'nın akıbetini unutmayalım. Aynı anlayışla hareket etmek, aynı akıbete yol açacaktır. Türkiye, kendini olayların akışına bırakan bir ülke olamaz. Türkiye, kendi kaderini başkalarının eline debırakamaz. Türkiye, gelecek yönetimi kavramını ve anlayışını öğrenmek ve uygulamak durumundadır. Bu topraklarda insanımızın mutlu, devletimizin daim olması için Türkiye, hedeflerine ulaşabilecek bir anlayış ve kararlılıkla yönetilmelidir. Ülkemizin gidişatındaki rastgeleliğe karşı siyaset, irade ortaya koymak ve bunu değiştirmek için çaba göstermek zorundadır."

"ANAP TÃœRKÄ°YE'NÄ°N EN DEMOKRATÄ°K PARTÄ°SÄ°"

Yılmaz, ANAP'ın Türkiye'nin en demokrat partisi olduÄŸunu belirterek,  ''ANAP, o kadar demokrat bir partidir ki; ABD'den teÅŸrif etmediÄŸi için Meclis BaÅŸkanlığı'nı kaybettiÄŸi arkadaşını bile genel baÅŸkan adayı olarak baÄŸrına basar'' dedi.Â

Yılmaz, ''Yarınki seçimleri umduÄŸum gibi yaparsanız, ANAP'ın kaderinin önümüzdeki aylarda deÄŸiÅŸtiÄŸini göreceÄŸiz'' diye konuÅŸtu.Â

Yılmaz, genel baÅŸkan adaylarının konuÅŸmasının ardından söz alarak,eleÅŸtirileri yanıtladı. KonuÅŸan 4 genel baÅŸkan adayını dikkatle dinlediÄŸini belirten Yılmaz, konuÅŸmalardan hem memnun olduÄŸunu hem de üzüldüğünü ifade etti. Yılmaz, ''Memnun olduÄŸum husus, bu kongre bütünTürkiye'ye bir kez daha göstermiÅŸtir ki, ANAP Türkiye'nin en demokratik partisidir'' dedi.Â

Genel baÅŸkan adaylarının hiçbir kısıtlamaya uÄŸramadan görüşlerini dile getirdiÄŸini kaydeden Yılmaz, ''Burada görüşlerini serbestçe, mertçe dile getiren arkadaÅŸlarıma teÅŸekkür ediyorum. Ama buraya sizi tahrik etmek için provokatör olarak çıkan bir arkadaşıma eseflerimi sunuyorum. ANAP, o kadar demokrat bir partidir ki, ABD'den teÅŸrif etmediÄŸi için Meclis BaÅŸkanlığı'nı kaybettiÄŸi arkadaşını bile Genel BaÅŸkan adayı olarak baÄŸrına basar'' diye konuÅŸtu.Â

   Yılmaz, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:Â

''Bir partide iÅŸleri kötüye gitmeye baÅŸlarsa, o partide herkesin genel baÅŸkanlığa soyunması mı gerekiyor. Bir partide genel baÅŸkan olmadan da yapılacak hizmet yok mu? Rakiplerimizin aÄŸzıyla konuÅŸmak, partiye kötülük deÄŸil mi?Â

Burada, size sık sık dile getirilen, günlerdir gazetelerde sayfa sayfa yazılan bir hususa açıklık getireceÄŸim; Kamuoyu araÅŸtırmalarına göre bugün Türkiye'de hiçbir partinin yüzde 10'u aÅŸamadığını söyleyen benim. Bizim araÅŸtırmamızda da böyle çıkıyor. Ama arkadaÅŸların gözden kaçırdıkları ya da bilinçli olarak sakladıkları husus ÅŸudur; burada tercih belirtenler sadece yüzde 40'tır. Bunu, parlamentodaki 5 partiyeveya Türkiye'deki 37 partiye böldüğünüzde hiçbir parti yüzde 10'u geçemiyor. (Türkiye'deki partilerin hiçbirisi anketlere göre barajı geçemiyor) demek ayrı bir ÅŸeydir, (ANAP barajda kalacak, ANAP mevta olacak) demek ayrı bir ÅŸeydir. ANAP'ın ölüsü de dirisi de Türkiye'dekibütün barajları aÅŸar.''Â

Yılmaz, ANAP'ın bugünkü durumundan memnun olmadığını söyleyenin kendisi olduğunu kaydederek, kongrede bu durumdan çıkmanın yollarını aramak gerektiğini, el ele bu yolları araştırmalarını istediğini vurguladı. Yılmaz, Kayalar'a yönelik eleştirilerini ise şöyle dile getirdi: ''Sayın Kayalar arkadaşımla Meclis'te de birlikte çalıştık, hükümete birlikte görev yaptığım, sevdiğim bir arkadaşımdır. Burada iddialı birsöz söyledi; (Genel Başkan olursam, ANAP Türkiye'de birinci olacak) dedi. Her iddianın bir karinesi olmalı. Sayın Kayalar, 18 yıldır milletvekilisin, 2 defa bakanlık yaptın, Yozgat'ta ANAP niye 6. parti?Türkiye'de partiyi birinci yapacaksanız, önce kendi evinizde birinci yapacaksınız.''  
  Â
''MUCİZE YARATACAĞIM DEMEDİM''  
  Â
Mesut Yılmaz, polemik yapmak amacında olmadığını, ancak delegelerin önemli ve doÄŸru karar vereceÄŸine inancını dile getirerek, kendisinin hiçbir kongrede, ''ben size mucize yaratacağım'' demediÄŸinikaydetti. Yılmaz, ''Ben size diyorum ki; bana göre insanlık tarihinin en önemli buluÅŸu, ne atom bombasıdır ne de gen teknolojisidir; ekip çalışmasıdır, takım çalışmasıdır. (ANAP'ı ayaÄŸa kaldırmak için bana ekip verin) diyorum. Bugünkü arkadaÅŸlarımın hepsinden memnun olmadığımı söylemiyorum. Geçen kongrede seçtiÄŸimiz MKYK üyesi arkadaÅŸlarım vefakarca ve fedakarca hizmet verdi. ANAP'ın zor zamanınıbenimle beraber göğüslediler'' diye konuÅŸtu.Â

Yılmaz, Dinçerler'in konuÅŸmasında söylediklerine de atıfta bulunarak, ÅŸunları kaydetti:Â

''Bir husus, kendisinin söylediği gibi değil. Eğer bu partinin eski bir bakanı, MKYK üyesi çıkıp televizyona benim söylediklerimin aksini söylerse, benim milleti ikna etmem zorlaşır. Eğer MKYK'dan çıkıp da gazetecilere yalan yanlış haberler yazdırıyorlarsa, ANAP'ı ayağa kaldırmak güçleşir.''  
    
 ''ANAP VE TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ DEĞİŞTİRMEK...''  
  Â
Mesut Yılmaz, delegelere seslenirken, ''EÄŸer burada konuÅŸan 4 adaydan birini benden daha layık görüyorsanız, ona oy vereceksiniz. Ona benim de saygım olur. EÄŸer bana oy vereceksiniz, bir daha söylüyorum; seçim bu akÅŸam bitmeyecek, yarın devam edecek. Yarın MKYK'da da bu parti için bu fedakarlıklara katlanmaya hazır arkadaÅŸları bana vermenizi istiyorum. Onları seçmenizi istiyorum. Ben sizlere ancak o halde ANAP'ın ve Türkiye'nin geleceÄŸini deÄŸiÅŸtirmeyi taahhüt ediyorum'' dedi.Â

Yılmaz, hiçbir zaman ''ANAP ÅŸu veya bu oyu alırsa bir daha huzurunuza gelmem'' demediÄŸini, ''TeÅŸkilatlarla genel merkez arasında haklı bir yakınma bulunduÄŸunu'' kaydederek, ''EÄŸer bunu gideremezsem, bir daha aday olmam'' dedi. Yılmaz, partinin Türkiye'nin en iyi bilgisayar haberleÅŸme ağını kurduklarını, teÅŸkilatlar ile genel merkezle haberleÅŸmesinde bir sıkıntı olmadığını belirtti. Yılmaz, konuÅŸmasını şöyle tamamladı:Â

''Önümüzde, geride bıraktığımızdan daha güç bir dönem var. Zor ÅŸartlarda siyaset yapacağız. Bu zor ÅŸartlarda siyaset yaparken, çeÅŸitli partilerde hüsrana uÄŸrayıp yeni arayışların peÅŸine gidilmek istenirken, medyada birtakım köşe yazarları bizim için olur olmaz iftiralar atarlarken, ANAP bunca haksızlığa uÄŸrarken; hiç olmazsa benim yanıma MKYK'ya yüzde 100 güvendiÄŸiniz arkadaÅŸları seçin. Yarınkiseçimleri umduÄŸum gibi yaparsanız, ANAP'ın kaderinin önümüzdeki aylarda deÄŸiÅŸtiÄŸini göreceÄŸiz. En doÄŸru tercihi yapmazsanız, korkarım ki benim partiyi yukarı taşımak için bütün gayretime raÄŸmen, paçalarıma yapışanların gayreti daha ağır basacak. ANAP'ı istediÄŸimiz seviyeye getiremeyiz. Ama karar sizindir. Ne karar verirseniz, boynum kıldan incedir.''Â

Yılmaz'ın konuşmasının ardından seçim tasnif kurulu oluşturuldu veseçimler için 1 saatlik ara verildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!