Yılın takıyyesi

Güncelleme Tarihi:

Yılın takıyyesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 1998 00:00

Haberin Devamı

Atatürk için, ‘‘İçimizdeki hain’’ diyen FP'li Ağrı Belediye Başkanı Zeki Başaran, partiden ihracı gündeme gelince müthiş bir dönüş gerçekleştirdi. Başaran, ‘‘Kaset montaj. Dedemle omuz omuza savaşarak bu ülkeyi bize bırakan Atatürk'e böyle sözler sarf etmiş olmam mümkün değil. Siyasi rakiplerim komplo yaptı’’ dedi.

Yandaşlarıyla düzenlediği gizli ev toplantılarında esip gürleyip, mangalda kül bırakmayan FP'li Ağrı Belediye Başkanı Zeki Başaran'ın süngüsü, iş zora gelince bir anda düştü. Atatürk'e ‘‘Hain’’ diyen Başaran, görevden alınıp, hakkında art arda davalar açılıp, sonra da partiden ihracı gündeme gelince, müthiş bir dönüş sergiledi.

Başaran, kendisini partiden ihraç etmeye hazırlanan FP Yüksek Disiplin Kurulu'na dün gönderdiği savunmasında, ‘‘Hain’’ dediği Atatürk için, ‘‘Dedemle omuz omuza verip savaşarak, bu güzel ülkeyi bize bırakan Atatürk ve silah arkadaşlarına böyle sözler sarfetmiş olmam mümkün değildir’’ dedi.

Başaran savunmasında, kamuoyunda infiale yol açan, kendi partisinden de büyük tepki alan konuşma kasedi için, ‘‘Yaklaşan seçimler nedeniyle siyasi rakiplerimin bir komplosu’’ iddiasında da bulundu. ‘‘Bana yakışmayan bu çirkin komployu nefretle kınıyorum’’ diyen Başaran, FP'den ihraç edilmesini gerektiren bir kusurunun bulunmadığını da öne sürdü. Başaran, konuşma kasedi için ‘montaj’ iddiasında da bulundu.

KARAR BU HAFTA

FP Genel Başkan Yardımcısı Cemil Çiçek, Başaran'ın dün kendisine gönderdiği savunmasını, bekletmeksizin Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk etti. Kurulun bu savunmayı da gözönüne alarak, Başaran'la ilgili kararını bu hafta içinde vereceği bildirildi.

FP kulislerine sızan bilgilere göre, Yüksek Disiplin Kurulu'nun Başaran'ı partiden ihraç edeceğine kesin gözüyle bakılıyor. FP Genel Başkan Yardımcılarından Cemil Çiçek, Ali Coşkun ve Aydın Menderes başta olmak üzere birçok FP'li, Başaran'ın bir an önce ihraç edilmesini isteyerek, ‘‘Böylelerinin aramızda yeri yok, biz böyleleriyle bir arada olamayız, böyleleriyle yola devam edemeyiz’’ görüşünü savunmuşlardı. Başaran'ı ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk eden FP Genel Başkanı Recai Kutan ise ihraç sürecinde hukuka uygun bir prosedürün işletileceğini söyleyerek, ‘‘Yargısız infaz yapmayız. Savunması ve hakkındaki iddialar incelenecek, sonra da hakkında hukuka uygun bir karar verilecektir’’ demişti.

NE DEMİŞTİ?

Başaran, konuşma kasedinde ise Atatürk'ü kastederek, ‘‘Rakı masasında doğdu, rakı masasında öldü, böylelerinin cenaze namazı kılınmaz’’ ifadesini kullanmış ve şöyle demişti:

‘‘Arap harflerini kaldırdı, Yunan harflerini getirdi, vay seni hain, millet seni ve senin gibileri lanetle anıyor. Din ayrıdır, siyaset ayrıdır, bunu 70 sene önce içimizdeki bir hain söyledi. Ömrü İslam düşmanlığıyla başladı, İslam düşmanlığıyla öldü. Senin deden, benim dedemin Kuran'larını ahıra sokmuş hayvanlara çiğnetmiş. Laiklik ne demek, Hıristiyanlar'ın razı olacağı bir din.’’

KOMİK SAVUNMA

Başaran, bu konuşma kasedi ilk yayınlandığında ise ‘‘Hain’’ dediği kişinin Atatürk değil, ünlü İngiliz casusu Lawrance olduğunu öne sürmüştü. Ancak Başaran'ın bu savunması kendi partisinde bile kabul görmezken, kafalara şu sorular takılmıştı:

‘‘Anadolu'ya hiç adım atmayan Lawrance, nasıl olup da Türkiye'deki alfabe değişikliğini gerçekleştirebilmişti? Yine aynı Lawrance, Türkiye'ye laikliği nasıl getirebilmişti? Bir Hırıstiyan olan Lawrance'in nasıl oluyor da cenaze namazı kılınabiliyordu?’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!