Yılın en önemli bilim olayları

Güncelleme Tarihi:

Yılın en önemli bilim olayları
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2006 00:00

Bilim dünyasına yönelik yayın yapan popüler bilim dergileri için yıl sonları genellikle ‘hesaplaşma günleridir’. Yıl içinde hangi alanlarda ne kadar ilerleme kaydedildiği saptanıp bilgiler paylaşılır. Çünkü bilimde atılan her yeni adım, çok küçük bile olsa sürdürülebilir küresel refah açısından son derece önemlidir.

2005 yılında çevre, tıp, teknoloji, uzay, biyoloji ve diğer alanlarda ne tür gelişmeler yaşandığını Science ve Discovery dergilerinden derledik. Özetleyerek aktarıyoruz.

Evrimin mekanizması aydınlanmaya başladı

Genler üzerindeki araştırmalarda 2005 yılında kaydedilen ilerleme, evrimin nasıl oluştuğuna ilişkin kafa karıştıran soruların çözümünde bir dönüm noktası oldu. Özellikle eylül ayında şempanzelerin genomlarının belirlenmesi, insan ve bu en yakın akrabasının genlerinin karşılaştırılmasını sağlayacak. Böylelikle uzmanlar, insan ve şempanze DNA’larını karşılaştırarak bizi onlardan ayıran 40 milyon evrimsel olayı tek tek inceleyebilecekler. Yine 2005’de elde edilen önemli bir saptama dünyayı tehdit eden kuş gribi konusunda yaşandı. Ekim ayında moleküler biyologlar Alaska’da bundan yaklaşık bir asır önce 1918 salgınında kuş gribinden ölen bir kişinin donmuş cesedinden aldıkları bir dokuyu inceleyerek 3 bilinmeyen genin arasındaki etkileşim konusunda ilerlemeler kaydettiler. Darwin, evrimin doğal seleksiyon sonucunda varlık gösterdiği konusuna odaklanmıştı. Bugün ise kendisini takip eden bilim insanları, ister morfoloji, ister davranış bilimi, ister genetik araştırsınlar hepsinin de çalışmaları evrimin nasıl çalıştığını ortaya çıkarmak yönünde oluyor.

Bitkilerin gelişimde efsanevi hormonlar keşfedildi

Çiçeklerdeki mevsimlere bağlı gelişimleri başlatan sinyalin, bir başka deyişle ‘florigen’ hormonunun kimliği belirlendi. Günler yeterince uzadığında etkileşime geçen bu hormon, bitkilerde tomurcukların doğru yer ve zamanda ortaya çıkmalarını sağlıyor. Moleküler biyoloji uzmanları, bitkilere özgü gibberellin hormonu ile ilgili de önemli saptamalar yaptılar. Bu hormon, çiçeğin gelişiminde daha sonraki evreleri denetlemenin yanı sıra, hücre büyümesiyle ilgili öteki unsurları da etkiliyor. Araştırmacılar, 2005 yılında pirinçte bu hormonun alıcısını belirlediler. Böylelikle, daha nitelikli ürün elde edilmesi yolunda önemli bir adım atılmış oldu.

Uzayda yeni keşifler, yeni gözlemler

Bilim dünyasının güneş sistemi ile ilgili yaptığı araştırmalarda altın yılın yaşandığını söyleyebiliriz. Uzay araçları, artık komşu kapısı haline gelen Ay’dan Merkür’e, Venüs ve Satürn’e indiler hatta güneş sisteminin en ücra köşelerine bile ulaşabildiler. Yıla damgasını vuran en çarpıcı olay ise Satürn’ün belirsizliklerle dolu uydusu Titan oldu. Ocak ayında Huygens uzay aracı tümden yabancısı olduğumuz garip bir dünyayı gözler önüne serdi. Deep Impact uzay aracı Tempel 1 kuyrukluyıldızını yarıp geçerken kabarık bir altyüzeyi gözler önüne serdi. Hayabusa uzay aracı, Itokawa asteroidiyle haşır neşir oldu. Stardust, dönüşe geçerek Wild 2 kuyrukluyıldızının parçalarını da beraberinde getirdi.

Beyindeki suçlu genler

2005 yılında, beyindeki bozuklukların önemli bir kısmının beyinsel gelişimi etkileyen genlerle ilgili olduğuna ilişkin kayda değer veriler elde edildi. Bu saptamalar, aralarında şizofreni, tourette sendromu ve disleksi gibi önemli hastalıkların tedavisi açısından önem taşıyor. Kasım ayında yayımlanan iki araştırma DISC1 adlı genin farklı değişkelerinin, şizofreni riskini arttırdığı yönündeki görüşü daha da pekiştirdi. Araştırmacılar, tourette sendromuna neden olan ender bir genetik bozukluğu daha aydınlığa kavuşturdu. Bir haber daha: Okuma bozukluğu, yani disleksi ile ilintili olduğu sanılan ve sinirsel ağlarda yanlış bağlantıların kurulmasına yol açan KIAA0319, DCDC2 ve ROBO1 adlı üç farklı gen daha belirlendi.

Kasırgalar ve iklim değişikliği

Katrina, Rita, Wilma.. .Tropikal kasırgalar, giderek daha şiddetli ve tahrip edici hale geliyor. Daha önce bunların küresel ısınma ile ilgili olmadığı iddiası 2005 yılında ciddi erozyona uğradı. Bilimsel açıklamalar, sera gazı salınımında en büyük paya sahip olan ve kısıtlanma yolunda adım atmayı reddeden ABD yönetimini bile zorlamaya başladı. Öyle ki, senato sera gazı salınımlarının dizginlenmesi yönünde zorunlu yaptırımlar getiren bir yasa tasarısı hazırladı. Tropikal kasırgalarla ilgili iki araştırma da, son yıllarda sera gazlarının artmasıyla birlikte tropikal sularda bir ısınmanın meydana geldiğini ve buna bağlı olarak dünyanın her yanında çok daha sık görülen fırtınaların şiddet açısından da en üst düzeylere ulaştığını ortaya koydu.

İnkaların esrarı iplerdeki düğümler

16. yüzyılın başlarında And Dağları ve çevresinde devasa bir medeniyet kuran İnka Uygarlığı’nın yazılı bir dili olmadığı biliniyordu. Ta ki 2005’de Harvard Üniversitesi’nden antropolog Gary Urton İnkaların düğüm atılmış iplerinin aslında bir tür yazılı iletişim aracı olduğu iddiasını ortaya atana dek.

NASA’dan Mısır elyazmalarına ışık

Eski Mısır’da MÖ 300 yılından kalma papirüs elyazmalarının ancak yüzde 1’i tam olarak anlaşılabilmiş durumda. Çünkü bilinen yöntemlerle papirüslerin tahrip olanlarının okunması mümkün değil. İşte bu yıl, antropologlar ilk kez NASA tarafından geliştirilen kızılötesi ve morötesi ışıkları kullanarak bu konuda ilerleme sağladılar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!