‘Yılın Ajansı’ndan ‘Çelik’ protestosu

Güncelleme Tarihi:

‘Yılın Ajansı’ndan ‘Çelik’ protestosu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2003 00:00

BU yıl, Kristal Elma'daki büyük fiyasko Serdar Erener'in ve Y&R/Reklamevi yaratıcılarının, TV jürisini protesto ederek ödül törenine katılmayışları oldu. Bunun neresi fiyasko diyorsunuz değil mi? Şurası fiyasko: Y&R/Reklamevi, bu yıl en fazla ‘Kristal’ alıp, ‘Yılın Reklam Ajansı’ seçilmişti!Serdar Erener 5 Haziran 2003’te yani yarışmadan bir gün önce Reklamcılar Derneği Genel Sekreteri Çetin Ziylan'a yazdığı mektupta, protesto gerekçesini şöyle ifade etti:‘‘Değerli Çetin Abi... Bu bir ‘popülarite' yarışması değil. O zaman halk jürisi kurardık. Bu bir ‘etkinlik' yarışması değil. O zaman araştırma sonuçlarına, iş sonuçlarına, regrasyon analizlerine bakardık. Bu ve benzeri yarışmaların dünyanın her yerinde yapılma nedeni belli: Reklamcıların ‘daha önce böyle bir reklam görmemiştim, çok ilginç!' dedikleri reklamları ve onları yapanları ödüllendirmek. Reklamcıları - özellikle genç meslektaşlarımızı - ‘orjinal' olmaya özendirmek. Meslek insanlarının fark yaratma becerisini özendirme yoluyla geliştirmek... Aldığımız duyum ‘Çelik kampanyasının ne kendi sektöründe, ne de TV kampanyaları kategorisinde dereceye girmediği' şeklinde... Biz açıkçası çok şaşırdık. Biraz da üzüldük... Hemen hemen bütün ‘orjinal' kampanyaları ay ay, hafta hafta, hatta hatta gün be gün takip eden, mesleğine aşık insanlar olarak sözcülüğünü bir robota yaptıran ne beyaz eşya markası gördük, ne de açıkçası herhangi bir reklamda böyle bir 'çocuk-adam' robot... Eğer bu yarışma ‘orijinal fikir' yarışması ise, TV jürisinin ‘Çelik'i dereceye bile sokmaması, bizi - dediğim gibi - çok şaşırttı. Yine aldığımız duyuma göre, beyaz eşya TV reklamlarında ‘Çelik'i dereceye sokmayan TV jürisi, Profilo'nun ‘çocuğun gol atamadığı için Rüştü'ye benzettiği çamaşır makinesi (deliği)' fikrini, Beko'nun 'elektrik süpürgesi torbasından dinozor origamisi yapma' fikrini, Bosch'un ‘sevişmeye vakit bırakan hızlı ütü' fikrini Çelik kampanyasından daha orijinal bulmuş. Sırasıyla altın, gümüş ve bronzla ödüllendirmiş. 'Daha önce hiç böyle reklam görmemiştim' türü yarışmalarda değerlendirmeler şüphesiz jürinin sübjektif seçimidir. Hiçbirimizin elinde objektif bir 'orijinalite katsayısı' cetveli yok. Ama bazen bazı seçimler, Çelik örneğinde olduğu gibi insanın entelektüel vicdanını, adalet duygusunu yaralayabilir. Cannes'da böyle durumlarda delegeler ödül töreninde ‘yuh' çekerler. Çok da eğlenceli olur.. Biz böyle gürültü çıkarmak yerine, bizi jürinin adaleti konusunda yaralayan bu karar karşısında sessizce yarışmadan çekilmeyi tercih ediyoruz (Eğer duyum doğruysa tabii).’’Erener'in aldığı duyumlar doğruydu! Çetin Ziylan ve Nesteren Davutoğlu son anda Erener'i yarışmada kalmaya ikna ettiler. Erener, mektupta söylediği gibi yarışmadan çekilmedi, ama Y&R Reklamevi çalışanları ödül törenine gelmeyerek TV jürisinin ‘Çelik' kararını farklı bir yolla protesto ettiler. Ben onların yerinde olsam, salona ödülleri toplamaya iki kişiyi mutlaka gönderirdim. Kimler mi? Bekçi Sırrı ile Çelik. Süper olurdu.Çelik'in hakkı yendi mi?Jüri'nin kararına saygımız sonsuz, bu jürideki sinerji böyle bir sonuç çıkarmış, ne diyebiliriz. Ama kendi görüşümü de açıklamadan durmayacağım. Bence bu kategoride birinci ‘Origamili Beko' reklamı olmalıydı. İkinci ‘Rüştülü Profilo' reklamı, üçüncü ise ‘Çelik-Direct Drive'. ‘Aşka zaman yaratan Bosch Ütü' reklamındaki fikir gönül telimi titretmedi.Kristal Elma zihniyeti15'inci Kristal Elma ödülleri geçtiğimiz cuma gecesi sahiplerine kavuştu. Bu sene her nedense içimden bu törene gitmek gelmedi, gitmedim.‘‘Niye?’’ diye sorarsanız söyleyeyim. İşi iletişim, işi strateji geliştirmek, işi planlamak, işi bütçelemek, işi zamanlamak, işi uygulamak olan reklamcı dostlarım, kendi söküklerini dikemiyorlar da ondan.Sonuç ortada... Eğer üç milyon kişinin okuduğu bir ortamda, ben, böyle bir yazı yazma gereği hissediyorsam, Reklamcılar Derneği'nin, ‘Geleneksel Kristal Elma organizasyonu zihniyeti’ni gözden geçirmesinde fayda var. Yoksa dernek, toptan ‘yönetim zihniyetini’ mi gözden geçirse? Neyse şimdilik sadece ‘organizasyon zihniyeti’ ile sınırlı kalalım, ileride nasıl olsa bazı ‘zihniyetleri’ tartışmanın zamanı gelecek... Reklam özünde kapitalizmin resmi sanatı, bazıları onu sosyalizmin resmi sanatı sanıyor da!Jüriler 7 kişiden fazla olmalıBU yıl Kristal Elma yarışmasında benim sakıncalı bulduğum üç önemli değişiklik vardı. İlk olarak jüri, televizyon ve basın jürisi olarak ikiye ayrıldı. Burada bir sorun yok. Sorun her jüriye bir jüri başkanı atanmasında ve jüri üyelerinin de yedi kişi ile sınırlandırılmasında.Önceden jüri başkanı ataması doğru değil. Sonuçların bir ‘üst otorite' tarafından kontrol edildiği izlenimini doğurup dedikoduyu tetikliyor.Böylesine önemli ve böylesine ölçütlerin ‘jüri üyelerinin kafalardaki bireysel referanslara' dayandığı bir yarışmada jüriyi yedi kişi ile sınırlandırmak yanlış. Jüriye dayalı hukuk sistemlerinde jüriler niye 7 kişiden oluşmuyor acaba? Eğer ‘marjinal' görüşlerin ‘ortalama' görüşleri etkilemesi istenmiyorsa, ya da etkinin az olması isteniyorsa jüri üyesi sayısının en azından 10'dan az olmaması beklenir. Geçen yıllarda da Kristal Elma jürilerinde 10 ile 12 yaratıcı olurdu. Bu yıl ne oldu? Yoksa reklam sektörümüz Kristal Elma yarışmasında jüri üyeliği yapacak 20 yaratıcı isim bulamıyor mu?Bu yıl bir de en fazla Kristal Elma alan reklam ajansına ‘Yılın Ajansı' ödülü ihdas edildi. Söyler misiniz ‘Yılın Ajansı' olmanın ölçütü sadece Kristal Elma almak mı? Madem öyle niye bazı reklam ajansları Kristal Elma aldıktan bir iki yıl sonra iflasın eşiğine geldiler? Ya bu ödülün ismini ‘‘Yılın En Yaratıcı Ajansı’’ diye değiştirin ya da ‘‘Yılın Ajansı’’ olmanın ölçütlerini oluşturup ‘‘Yılın Ajansı’’nı öyle seçin. Ya da yaratıcı bölümler dışındaki tüm bölümlerinizin kapısına kilit vurun!Çekirgelik‘‘Ali Taran'ın katılmadığı bir reklamcılık yarışması sektörün tamamını temsil edebilir mi?’’ türü kırgın sorular bile bu yarışmanın sektörel değerini azaltmıyor. (Can Kartoğlu Gürses-2002, Medyacat)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!