Yıldönümü 4 Temmuz

Güncelleme Tarihi:

Yıldönümü 4 Temmuz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2010 00:00

Tom Cruise’un Oscarlı filmi ‘Doğumgünü 4 Temmuz’den bilirsiniz. Bugün ABD’nin Bağımsızlık Günü. Ama aynı zamanda, bundan yedi yıl önce Amerikan kuvvetlerinin Irak’taki askerlerimizin kafasına çuval geçirip sorgulamasının yıldönümü. Emekli Tümgeneral Alaettin Parmaksız’ın yazdığı ‘Türk Ordusunda General Olmak’ adlı kitapta tartışma yaratacak tespitler yer alıyor

Özel kuvvetler subayının eğitiminde, doktrininde teslim olmak diye bir şey yoktur. Felsefeden hareket ediyoruz. O gün orada, üniformalı askere emir verilmiş olması gerekir ki; verilmiştir. ‘Amerikalılar’a teslim olun’ diye bir emir veriliyorsa ki zannetmiyorum; bir Türk subayı bunu uygulamaz. Siz tezkereye onay vermeseniz de, müttefik gözüken bir ülkenin askerleri gelmiş, komşu evi diye gelmişler ama sizin evinize ihanet etmişler. Oradaki kişi her kimse hata yaptı; binbaşı ya da yarbay... Bu iş bana göre, Cumhuriyet tarihinde Türkiye’nin başına gelen en ağır olaylardan biridir. Bu olayın bilinçli olduğu daha sonra ortaya çıktı. Pentagon’da değil Beyaz Saray’da planlanmıştır.”

ANALİZİ YAPTILAR ÇUVALI GEÇİRDİLER

“Bunu planlayan kafa, bunun sonucunda nasıl bir netice ortaya çıkar diye analiz yapar. Türk idari sistemi açısından bakılacak iki kişi var: Bunlardan biri Başbakan, diğeri Genelkurmay Başkanı. Son kararı Başbakan verir. Demek ki Amerikalılar “Biz bir eylem yapacağız, bu eylem sonucunda Başbakan bize karşı politik, askeri bir karar alabilir mi, alamaz mı” sorusunu mutlaka kendi kendilerine sordular. O gün bu soruya aldıkları cevap, Türkiye’nin ekonomik konjonktüründe “yapamaz” olmuştur. Aksi olsaydı böyle bir eylem gerçekleşemezdi. İkinci soru da şu: TSK’nın ülkede belli bir ağırlığı var, acaba Genelkurmay Başkanı bir şey yaptırabilir mi? O sorunun cevabı da “yapamaz” ya da “yaptıramaz” olmuştur ki; özel kuvvetlerin başına çuvalı geçirdiler.

OLAY BARZANİ VE TALABANİ’YE MESAJDI
Yıldönümü 4 Temmuz
O GÜN NE OLMUŞTU
4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubuna ve Türkmen mihmandarlarına, Irak’taki Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı’na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, sürpriz bir baskın yapıldı. Askerlerimiz başlarına çuval geçirilerek gözaltına alındı, 60 saat süresince sorgulandı. Operasyon için ABD’nin en önemli milli bayramı olan 4 Temmuz (Independence Day) tarihinin seçilmiş olması ve günün cumaya denk gelmesi ‘Çuval hadisesi’nin bir provokasyon olduğu görüşünü doğurmuştu.


Niye özel kuvvetler; çünkü TSK’nın en güzide birliği... Eylem dışarıda, yani ülke dışında, uygulaması kolay bir eylem. Hem PKK’ya hem de orada kurulmak istenen Kürt Devleti’nin Barzani’si, Talabani’sine, “Korkmayın, bunlar bizim kontrolümüzde, istediğimizi yapabiliriz” mesajı verilmiştir. Kim ne derse desin, Türk Devleti’nin başına çuval geçirilmiştir. Tarihin bir kırılma noktasıdır. Millet vicdanında çok derin yaralar bırakmıştır.

TÜRK ORDUSUNDA GENERAL OLMAK

2007 genel seçimlerinin hemen ardından emekli astsubaylarla başlayan Ergenekon operasyonları, sistematik bir tırmanışla çok değil, bir yılın sonunda artık TSK’nın sinir uçlarında geziniyordu. Operasyonlar önce emekli albay ve generallere, oradan muvazzaf generallere uzandı. Sıradan vatandaşa ve siyasetçiye göre kapalı bir kutu olan operasyonlar bir generalin bugünlerde yaşadığı psikolojiyi merak konusu yaptı. Emekli Tümgeneral Alaettin Parmaksız’ın kısa süre önce piyasaya çıkan ‘Türk Ordusu’nda General Olmak’ adlı kitabı hem bu merakı gideriyor, hem de çuval olayına dair çarpıcı analiziyle öne çıkıyor.

PKK SALDIRILARINI ALTI AY ÖNCEDEN SÖYLEDİ

Emekli Tümg. Alaettin Parmaksız, son bir aydır tırmanışa geçen terörü yaklaşık altı ay önceden analiz edip, belirli platformlarda dile getirmiş. Kendisi bir kahin değil tabii, bir istihbarat uzmanı, Genelkurmay Karargahı’nda çalışmış bir analist. 35 yılı aşan askerlik hayatında ordunun kritik pek çok kademesinde görev yapan Emekli Tümg. Parmaksız, terörün zirve yaptığı 1990’lı yılların başında Hakkari Dağ ve Tabur Komando Tabur Komutanlığı, aynı yerde 1999’da tabur komutanlığı, askeri ateşelik, KKK Psikolojik Harekat Şube Müdürlüğü yapmış. Genelkurmay İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanıyken, 2004’te daha alt düzey bir atama gündeme gelince istifa etmiş.

HARBİYE’DEN DARBECİ YETİŞMEZ

Parmaksız’ın adı, Adli Tıpçı Ergenekon sanığı Ümit Sayın’ın bir ifadesiyle, bu meşhur davanın iddianamesine de girdi fakat iddiaya destekleyecek bir kanıt bulunamamış olmalı ki ifadesine dahi başvurulmadı. Parmaksız, “Ümit Sayın’ın cezaevindeyken psikolojik durumunu araştırdığınızda, normal olmadığı görülür. Beni o dönemde tanımıyordu bile. Sayın, gizli tanık yapıldı, neyin karşılığında bunu bilmiyorum” diyor:
“Emekli generalden Genelkurmay Başkanı olur mu? Bir gazetede yazdılar, dava açtım. Haberi yapan muhabir beş ay ceza aldı. Şimdi düşünün; siz darbe yapacaksınız, TSK’da 200 küsur muvazzaf general var, bunların 100 küsuru tümgeneral seviyesinde; bir emekli general darbe yapacak! Abuk sabuk bir dernek kuruldu zamanında. Türk-Kürt ayrımına kalkıştı, Mersin’de yürüyüş yaptı. İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası’ndan aradılar. Katıldım o derneğe ama ayrıldım, tüm yöneticilerine derneğin iç yüzünü açıklayan bir mektup gönderdim. Bu adamların Türklük’le ilgisi yok; yapmaya kalkıştıkları bölücülük. Derneğin yarısı mektuplarım üzerine ayrılınca, iftira attılar.”
TSK’ya yapılan bu saldırılar morallerimizi belki etkilemez ama zihinlerimizde üzüntüye neden olur. Üzüntünün nedeni bireysel olarak subaya yapılan bir saldırı olmasından değil, kurumsal olarak silahlı kuvvetlere karşı yapılan saldırı olmasından. Yoksa Parmaksız hapse girmiş, önemli değil. Generallere biraz daha fazla saldırgan yapılıyor ama bugünkü sisteme uyumsuz herkesin başına gelebilecek şeyler bunlar. Harbiye’den darbeci yetişmez, darbenin ‘d’si dahi okutulmaz. TSK’nın her kademesinde, darbeyle ilgilenen her subay tespit edildiğinde şiddetle cezalandırılır ve ordunun dışına çıkarılır.”

EFELER TABURU, KONTRGERİLLA FAALİYETİ Mİ?

Parmaksız, Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanı’yken Hakkari Milletvekili Esat Canan Meclis kürsüsünden,’Efeler Taburu’ olarak bilinen komando taburunun kontrgerilla faaliyeti yürüttüğünü öne sürdü. Parmaksız şunları söylüyor: “Tabur kurma yetkisi tamamen Genelkurmay Başkanı’ndadır. Bir general oturup tabur filan kuramaz. Hakkari’ye mücadeleye geldiğimiz zaman profesyonel insanları kullanalım dedik. İki tane jandarma taburu vardı o zaman. Telsiz kodları olan Fatih, Efe, Şahin, Atmaca bu taburun ismi olmuştu. Bunlar subay, astsubay ve uzmanlardan meydana gelen bir tabur. Mehmetçikler daha az tecrübeye sahip olduğu için harekatın en riskli anında bu birlikleri kullanırsınız. Esat Canan o günlerde “Efeler Taburu, dağlarda gayrinizami faaliyette bulunuyormuş” dedi. Allah’tan korksun, her gün taburun önünden geçiyordu, bir çay içseydi de sorsaydı.

TURHAN ÇÖMEZ ÖNCÜYDÜ, PARTİ KURACAKTIK

Hizmetin tek yolu askerlik değil, siyaset de bir hizmet yoludur. Sayın Turhan Çömez’le bir siyasi parti kurmak üzere yola çıktık. Anadolu’nun değişik yerlerini dolaştık. Herkesin her yere seçilerek geleceği bir parti oluşumuna çalışıyorduk. Çalışmalarımız hız kazanmışken bir haber geldi, Turhan Çömez İngiltere’ye lisan öğrenmeye gidiyor diye. İki ay sonra döneceğini söyledi. Şaşırdım. Biz kararları ortak alacaktık, ‘Böyle olmaz, yürümez’ dedim, ayrıldım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!