Güncelleme Tarihi:
Hizbullah operasyonları sırasında bir hücre evde ele geçirilen örgütün Akdeniz Sorumlusu Mehmet Emin Ekici, ‘‘bülbül’’ kesildi... Ekinci, Mersin'den gelip operasyona katılan uzmanlar tarafından teşhis edildi. Sorgu odasında şaşkın bir vaziyette oturan Mehmet Emin Ekici, polislerden birinin, ‘‘Hadi anlat bakalım’’ demesi üzerine beklenmedik bir şekilde ‘Bülbül’ kesildi ve her şeyi anlatmaya başladı. Ardından da mezar evler, örgütün diğer illerdeki bağlantıları tek tek ortaya çıkarıldı.
YILANLI KUYU
Hizbullah'a 1988 yılında katıldığını söyleyen Ekici sorgusunda muhafazakár bir aileden geldiğini belirterek, şöyle konuştu: ‘‘20 yıldır oturduğumuz Tarsus'ta, camide dinlediğim bir vaaz sonrası Hizbullah'a sempati duydum. Cemaatinin çoğunluğu Hizbullahçı olan camide tanıştığım bazı kişiler vasıtasıyla örgüte katıldım. Beni önce Batman'a sonra da İran'a gönderdiler. Buradaki kamplarda eğitim gördüm. Önce siyasi eğitimden geçtim. Türkiye'de İslám devleti kurmak için neler yapmamız gerektiği gösterildi. Sonra silah, bomba eğitimi gösterdiler. Davama ters düşersem öldürüleceğime dair yemin ettirdiler. Sonra adam kaçırmaya başladım. Adam kaçırdığımız zaman, sorgu noktasına götürür ve sorguculara teslim ederdik. İlk önceleri, sorgucuları hiç görmezdik. Kar maskesi takarlardı. Kurbanları iğne yaparak uyuştururduk. Örgütte kısa sürede yükseldim ve beni arayan örgütün ikinci adamı Edip Gümüş, liderimiz Hüseyin Velioğlu'nun Akdeniz Bölge Sorumlusu olarak atadığını bildirdi.
Akdeniz Bölge Sorumlusu olduktan sonra İran'a giderek Hüseyin Velioğlu ile görüştüğünü belirten Ekici, ‘‘Bu ilk ve son görüşmemiz oldu. Daha sonra telefonla görüşmelerimiz oldu. Ben daha çok Edip Gümüş ile görüşüp Velioğlu'nun talimatlarını ondan alıyordum’’ dedi.
İşkence yöntemlerini de anlatan Ekici, örgütün kaçırdığı kişileri sorgularken, tırnak ve saç çekme, askıya alma yöntemleri olduğunu belirterek, ‘‘Kaçırdığımız kişileri bodrumda hazırladığımız dehlizlerde ve mahzende tutardık. Burada açlık, susuzluk ve pislikten psikolojik olarak çökerlerdi. Hücrelerdeki sorgular bazen, içi yılan dolu iki metrekare genişliğindeki kuyularda yapılırdı. Yılanları bazen ağızlarına sokardık’’ dedi. Mersin'den kaçırılan İslámcı feminist yazar Konca Kuriş'i canlı olarak Gaziantep girişinde bir kuryeye teslim ettiğini ifade eden Ekici, ‘‘Kaçırdıktan sonra iğne yaptık. Teslim ederken canlıydı ama kendinde değildi’’ dedi. Ekici, Kuriş'in kaçırılması ve sonraki gelişmeleri de şöyle anlattı:
DAĞDA İNFAZ
‘‘Kuriş, Hizbullah'tan ayrılınca aleyhimize çok konuşmaya başladı. Kamuoyunda bizi rencide etti. Kuriş'i kaçırınca Mersin'de seri operasyonlar başladı. Bu yüzden iyi organize olduğumuz Gaziantep'e götürdük. Sorgudan sonra infaz edilmesi kararını da ben ilettim. Velioğlu'nun talimatı, Edip Gümüş aracılığıyla bana bildirildi ben de Gaziantep'teki hücrenin başındaki Bülent kod adlı sorumluya bildirdim. Bülent kod adlı arkadaş ve onun adamları Konca Kuriş'i sorguladıktan sonra sorgu kasetini bize gönderdiler, daha sonra dağlık arazide bir mağaraya götürerek infazı gerçekleştirdiler.’’
Konuştu örgüt çöktü
Evli ve 4 çocuk babası Ekici, ‘‘Yakalanmasaydım zaten örgütten ayrılıp, itirafçı olacaktım. Bu olay vesile oldu’’ diye başladığı itirafları polisleri bile şaşkına çevirdi. Ekici ilk olarak İstanbul'a geldikten sonra kaçırdıkları işadamlarını götürüp, işkence yaptıkları sonra da öldürdükleri Çengelköy'deki evin adresini verdi. Sabaha karşı Ekici ile birlikte gösterdiği eve giden polisler bir kez daha şok yaşadılar. Terk edilmiş evin arka bölümünde kazılan yerden çıkarılan ilk ceset daha sonra ortaya çıkarılacak toplu mezarın habercisiydi. Ekici'nin gösterdiği yerler kazıldıkça işkence yapılıp öldürülen kişilerin cesetleri tek tek ortaya çıktı.