Selçuk YAŞAR / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2008 00:00
1964’te yangın riski taşıdığı için kapatılan, 1997’de devlet tarafından el konulan ve 44 yıldır tek çivi çakılmadığı için enkaza dönen Büyükada Rum Yetimhanesi, Rum Patrikhanesi’ne devrediliyor. Patrikhane’nin avukatlığını yapan Kezban Hatemi, "Yargının bilinçli olarak verdiği ilk karar" dedi.
VAKIFLAR Genel Müdürlüğü, Büyükada Rum Erkek ve Kız Yetimhanesi Vakfı’na, vakıf amacına uygun olarak herhangi bir hayır işlemesine imkán kalmadığı gerekçesiyle 22 Ocak 1997’de el koymuştu. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bu kararı bozdu. Bu karara temel teşkil eden Danıştay 10. Dairesi’nin kararında, birçok taşınmazı bulunan ve bazı öğrencilere burs verdiği anlaşılan davacı vakfın yetimhanesi kapatıldığı hatırlatılmış ve "fiilen herhangi bir hayır hizmetinin kalmadığını kabul etmeye olanak bulunmadığı" anlatılmıştı. Daire, "Cemaat vakıfları hakkında 2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun yayımından sonra mazbudiyet kararı verilemeyeceği" gerekçesiyle Ankara 10. İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuştu.
Rum Patrikhanesi avukatı Kezban Hatemi, Yetimhane’nin kaderini değiştirecek kararı, "Türkiye’de atılan demokratik adımlar çerçevesinde yargının bilinçli olarak verdiği ilk karar" olarak niteledi. Hatemi, şöyle konuştu:
"Bu binanın yıllarca maruz kaldığı tutum, küresel mirasın, dinin ve hukukun katlidir. Azınlık vakıflarının mazbutaya (yönetimine devlet tarafından el konulması) alınması bırakın iç hukuk kurallarını, Lozan’a da yani ’müktesep haklara’ da aykırıdır. Danıştay, ilk defa doğru bir karar veriyor. Zaten yeni Vakıflar Kanunu’nda da mazbutaya almak yok. Ama tabii eskiler için haksızlık devam ediyor. Bunun da yeni bir yasayla düzenlenmesi lazım"
Kurtarma planı suya düştü
Patrikhane 90’ların başında tarihi binanın yok olmasını önlemek için Ferit Volkan ve Sıdıka Atalay öncülüğünde bir grup iş adamı ve iş kadını ile anlaştı. Burayı aslına uygun restore edip otel yapacaktı. Bu amaçla Büyükada Turizm A.Ş kuruldu. Ancak bu proje hükümet değişikliğiyle beraber iptal edildi ve Yetimhane binasını ayakta tutabilmek adına son çaba da başarısızlığa mahkûm oldu.
Prinkipo Palas’ın kaderi
BÜYÜK Hristo Tepesi’ndeki, bir cephesi Sedef Adası, diğeri Heybeliada’ya bakan 23 bin 255 metrekarelik, dünyanın ikinci en büyük ahşap binası, 1898 yılında bir Fransız şirketi tarafından otel olarak inşa edildi. Şirket, Prinkipo Palas’ı işletmek için izin alamayınca dört yıl boş kalan bina, 1902 yılında Rum zenginlerinden Eleni Zarifi tarafından 246 bin 650 İngiliz Sterlini’ne satın alındı. Sultan İkinci Abdülhamid’in verdiği izinle Rum Patrikhanesi adına tescil edilen bina, Yetimhane ve okul olarak kullanıldı. I. Dünya Savaşı’nda askeri okul oldu. Bina bir dönem Alman askerlerine ve Bolşevikler’den kaçan Ruslar’a ev sahipliği yaptı, işgal kuvvetleri tarafından adaya yollanan Rum göçmenlerini barındırdı. 1964’e kadar yine yetimhane olarak hizmet verdi. 1964’te yangın tehlikesi gerekçe gösterilerek boşaltıldı.