Sefa KAPLAN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2005 15:13
Gazeteci-yazar Prof. Reha Oğuz Türkkan, Türkçülük davasında birlikte yargılandığı Atsız’ın kafatası ölçtüğüne dair iddiaların doğru olmadığını söyledi. Asıl kendisinin Atsız’ın kafatasını ölçtüğünü belirten Prof. Türkkan, ‘Yeterince Türk çıkmadı ve çok bozuldu’ dedi. Ünlü tarihçi ve Türkçü Nihal Atsız’ın oğlu Yağmur Atsız’ın, babasının nasıl kafatası ölçtüğüne dair yazısına gazeteci-yazar Prof. Reha Oğuz Türkkan’dan itiraz geldi.
Türkkan, kendisinin Atsız’ın yakın bir arkadaşı olduğunu hatırlatarak, ‘Atsız’ın ırkçı olduğunda şüphe yok. Fakat tanıdığım Atsız’ın ne yazılarında, ne de konuşmalarında ‘kafatasçılık’ izine rastlamadım. Yağmur Bey’in de en azından o senelerde, babasının ‘brakisefal, dolikosefal’ gibi tabirler kullandığı tek bir yazısını gösterebileceğini sanmam’ dedi. Türkkan, Sorbonne’de Antropoloji okuduğunu kaydederek, o esnada bir ‘Antropometri (kafatası ölçüm aleti)’ pergeli edindiğini, Türkiye’ye dönünce şakayla da karışık olsa asıl kendisinin kafatası ölçtüğünü söyledi. Prof. Türkkan, şöyle devam etti:
‘Bir gün, kafatası ölçümünün insanın Türk olup olmadığını anlamak için değil, bir toplumun çoğunluğunun hangi tür
kafatası sahibi olduğunu tespit için yapıldığını arkadaşlarıma anlatıyordum. Atsız Bey, Cihat Savaşer, Fehiman Altan ve Necdet Sançar’ın da yer aldığı bir gruptu. Arkadaşlar kendilerinin kafatasını ölçmemi istediler. Ölçtüm. Atsız’ınki 81.4 çıktı. Halbuki Türklerin de dahil olduğu ‘brakisefallik’ 84’ten başlar. Atsız’ın fena halde canı sıkıldı. Ben de ölçtüğüme pişman oldum. Belki Yağmur Bey’in aklında bu olaylar kalmıştır ve aradan yıllar geçtiği için yanlış hatırlıyordur.’
Türkkan, 1944 Türkçülük Davası esnasında kendisinin antropometri pergeline de el konulduğunu, beraat ettikten sonra ise bütün ısrarlarına rağmen bu aleti geri alamadığını söyledi. Orta öğretim yıllarındaki tarih kitaplarında Türkler’in brakisefal olduğunu gösteren kafatası örneklerinin yer aldığını hatırlatan Türkkan, Prof. Afet İnan’ın İsviçre’de yaptığı doktorasında da bol bol kafatası ölçümü bulunduğunu ifade etti. Türkkan, Ermeniler’in Türkler gibi ‘brakisefal’ kafatası yapısına sahip olduğunu, ancak boyun kısımlarının biraz daha yassı olduğunu sözlerine ekledi.
81.4Prof. Türkkan: ‘Ölçtüm. Atsız’ın kafatası 81.4. Halbuki Türklerin de dahil olduğu ‘brakisefallik’ 84’ten başlıyor.’
84 ve üstü TürkREHA Oğuz Türkkan’ın verdiği bilgiye göre, kafatasının cinsini belirlemek için ‘antropometri pergeli’ ile önce kafatasının genişlik ve uzunluk açısı ölçülüyor. Daha sonra çıkan rakamlar yüzle çarpılıp birbirine bölünüyor. Buna göre belirlenen kafatası tipleri şöyle sıralanıyor:
65-75 arası: Dolikosefal (uzun kafatası)
79-84 arası: Mezzosefal (orta yuvarlaklıkta kafatası)
84 ve üstü: Brakisefal (yuvarlak kafatası)
Doktorası için ölçüm istemiş
TÜRKİYE’de ilk antropolojik çalışmalar,
Atatürk’ün isteği üzerine 1924’te, Türkiye Antropoloji Tetkikat
Merkezi’nin kurulması ile başladı. Daha sonra Türk Antropoloji Müessesesi adını alan bu kurum, 30’lu yılların sonunda Ankara’daki Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne bağlanarak Antropoloji ve Etnoloji Enstitüsü olarak faaliyetlerini sürdürdü. Antropoloji Müessesesi’nin araştırma görevlileri, 1937’de, Türkiye’nin on değişik bölgesinde, yaklaşık 60 bin kadın ve erkek üzerinde incelemeler yaptılar. Bu araştırmanın yapılmasının bir sebebi de, Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ın Cenevre’de sürdürdüğü doktora çalışması sırasında karşılaştığı güçlükleri çözmekti. Çalışmalarda Sefalometri’ye (kafatası ölçümü) ağırlık verilmekle birlikte, tüm vücut ölçümleri de yapılacak, elde edilen bilgiler Afet Hanım’a da gönderilecekti. Daha sonra profesör olacak Afet İnan ise bu bilgileri, 1939’da Cenevre’de Fransızca olarak basılan ‘Recherches sur les Caracteres anthropologiques des population de la Turqui’ adlı eserinde de kullanacaktır.