"Yeter Artık" diyenler 3

Güncelleme Tarihi:

Yeter Artık diyenler 3
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 23, 2009 17:34

Haberin Devamı

Hatun Altuntas
Konuyu görür görmez yazma gereği duydum.
Benim YETET ARTIK diyeceğim konu evimin karşısındaki spor tesislerinde gece yarılarına kadar oynanan maçlar.
Evim Feriköyde ve tam karşısında Feriköy Spor Kulubü var.
Gece saat ikilere kadar orda futbol maçı yapılıyor.Konuyu Büyükşehir belediyesine ve Şişli Belediyesine bildirmeme rağmen hiç bir sonuç alamadım.
Geçen sene ve önceki sene bütün yazlarım bu konuyla ilgili geçti.
Kaç defa polis çağırdım ama ilgilenmediler.
Büyükşehir eve geldi sözde ölçüm yaptı ama gürültünün fazla olmadığına karar verdi.(Ölçüm saat 9 gibi ve zaten ortalık gürültü kaynarken yapıldı)
Ama gece 2 de malum maç yapanların topa vurma seslerini ve hatta küfürlerini bile evimden dinliyorum.Ki yaz günü pencere kapatmam mümkün değil.

Gülay Baltacı
Ankara Yücetepe Mahallesi Emekli Subay Evleri ve civarı 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı 100. yıl kapalı yüzme havuzu içerisinde yer alan düğün salonlarının yapmış olduğu gürültü kirliliğine yeter artık diyor. Bu uygulamaya izin veren ilgili kurumu kınıyorum. Anıtkabir etrafında böyle bir gürültü yakışmıyor.

Haberin Devamı

Ercan Çetinkaya
Çalışmalarınız için sizi tebrik ederim,
 
Başıboş sokak köpekleri havlamalarından uyumak mümkün değil
Küme halinde 10-15 sokak köpeği geceleri mahallede kol geziyor,eve gitmek , sokağa çıkmak korkulur hale geldi
 
Yer: Sarıyer-Yeniköy-bağlar mevkii
Tekel sitesi arkası Çetinkaya apartmanından sesleniyorum
 
Bir çare bulunmaz mı bu soruna  ?
 
Yeter artık,yeter..
 
info@bazaarcap
 
ANTALYA'da TURİZM SEZONUNUN başlamış olmasına rağmen sonuna kadar müzik açarak geçen tekneler yüzünden sahil şeridinde oturulamaması özellikle akşam saatlerinde ve de ANTBIRLIK''in yerine yapılan otel inşaatının çalışmalarının 21h30 a sürmesi, çeşitli uyarılarımızın dikkate alınmaması.


Engin ÅžAHÄ°N
gereksiz korna çalan minibüs şöförlerine bi dur diyen yokmu bu memlekette.

Zeki Kılıç
Yaya kaldırımlarını ;
 
oto park olarak kullananlara ,
 
kordon boyu gibi gezinti alanı zannedenlere,
 
boncuk gibi yan yana dizilip sohbet gurupları oluşturanlara,
 
Üst-alt soy yan yana ve el ele , Çanakkale geçilmez şekillinde yürüyenlere,
 
YETER ARTIK
 

Haberin Devamı

isim soyisim
Sn Zeynep hanım
                        Â
Bu sabah gazetemde ki yazınızı okudum çok ama çok mutlu oldum  ben apartmanda rahatsız olduğum gürültü kirliliği belki müzik gürültüsünden daha az , fakat çok daha fazla gıcık veriçi bir kirlilik .Aşağıda bahsedeceğim bu pis  ses kirliliğini  söylemediğim ne mahalle muhtarı ne kartal belediyesi mavi masası (nasıl mavi masa ise) nede kartal belediye başkanı sn ALTINOK ÖZ beyefendiye en sonundada hiçbir netice alamayınca hıncal uluca yazdım oda sağolsun  köşe yazısında benim derdimle alakalı olmayan fakat yinede medeni yaşamı ilgilendiren bazı konulardan bahsetmiş .
Zeynep hanım bahsettiÄŸim ses ve çevre kirliliÄŸi balkonlardan HALI SÄ°LKELEMEÂ
Böyle bir şey olabilirmi Şaaaak Şaaaak    Paaaat Paaaat diye sesleri duymak mecburiyeti varmı bu isanları bu terbitesizler her türlü masrafı yaparlar evlerine halı yıkama makinesı almazlar hadi onuda bırakın halı yıkama iş yerleri var evinden alıyor evine teslim.
Sonra nediyorlar biliyormusunuz haftada birgün olsun diyorlar o zaman arabalardaki sigara izmaritlerinide haftada bir sokağa atalım sonra arkadaşların sokakta tuvalet ihtiyacı gelirse umumi wc yerine sokakta bir köşeye ihtiyaçlarını yapsınlar aynı şey değimli,oda pislik öbürüde, biri ev pisliği biri insan biri araba pisliği ne fark eder,Okurunuzun sesine kulak vereceğinizi ve konun üstüne çokbüyük bir  hassasiyet ile gideceğinizi umut ediyor birkez daha teşekkür ediyor çalışmalarınızda başarılar diliyorum  saygılarımla.
Not :Bana E-mail veya 0216 475 72 37 nolu telefondan ulaÅŸabilirsiniz
 Mehmet DELEN

Haberin Devamı


ferhat ozcan
İstanbul Anadolu Yakası'nda bulunan Kadıkoy Hali'nin ( Kozyatagı Carrefour Yanı ) başka bir yere tasınmasını istiyoruz. O cevrede oturan insanlar olarak sabahlara kadar kamyon gürültüsünden, çalışanların gece yarısı bağıra bağıra kamyon park etmelerinden, birbirlerine küfürle hitaplarından, cevreye attıkları sebze ve meyve coplerınden, otoparkımızın önüne cekilen kamyon,traktor,otomobiller yüzünden büyük sıkıntılar çekiyoruz. Şehrin ortasında hal istemiyoruz artık. Cok yere sikayet ettik ama sonuc alamadık. Umarım bu yolla sesimizi duyarlar.
 
Yine aynı cevrede olan EREN KAGIT'ın (Atık kagıt toplama istasyonu ) tozundan, pisliğinden ve dozer seslerinden usandık. Sabahtan aksama kadar evinizin hemen yanında iş makınaları calısıyor, atık kagıtlardan daglar olusuyor,toz içinde kalmanızın yanında,görüntü ve gürültü kirliliği yüzünden pek cok ınsan evlerını düşük fiyata satarak oradan ayrılıyor. Lütfen yetkililer artık duysun bizi...bıktık bu durumdan..

Haberin Devamı

Can Bayar
(bu harika bir fikir cok tesekkurler )

Yasadigimiz sokak 4-5 sene oncesine kadar oldukca sessiz sakin geceleri kadin erkek herkesin rahatca yuruyuse cikabilecegi huzurlu bir sokaktı ve fakat bu zaman zarfında ne kadar isyeri varsa buyuk bira ureticilerinin sponsorluklarıyla tek kurus harcamadan bar,pub,gece klubu karisimi ne oldugu belli olmayan ickili mekanlara donustu ona da tamam dedik sonucta insanlar eglenecekler ustelik bu sokak Ege Universitesi hastanesine150 metre mesafede ,Ege Universitesi kampusunden sadece 100 metre uzakta olmasına ve bu 15-16 barın bir cogunun  resmi izinlerinin olmamasına ragmen , gelen musteriler maalesef ogrenci degil keske ogrenci olsalar , oturmasını kalkmasını bilirler ,
mekanların biri bangır bangır elektronik muzik calarken digeri böğür böğür ibrahim tatlıses caliyor kendi evimizin salonunda tv'nin sesini duyamıyoruz ,bu surekli kirliligin yanında musterilerinin kalitesizligi ve taskinligi yuzunden gece disari cikmamaniz akil ve beden sagliginiz acisinden en iyisi oldugundan hava kararınca tavuklar gibi eve kapanıyoruz
degilse sopalı ,bıcaklı kavgalar artık sıradan hale geldi silahli kavgaların ortasında kalabilirsiniz , belediye bu mekanlara kestigi cezaları toplamaktan aciz
polis geldiginde muzik kısılıyor gider gitmez aciliyor takdir edersiniz ki sıradan vatandasin silahli korumaları olan bar sahipleriyle mucadele etmesi pekte kolay olmuyor
gurultu yuzunden bir cok sınavıma uykusuz gittim , alt katta oturan operatör doktor sabah ameliyata giriyor bu gurultuleri dinleyip umarim bu sokagın hali sayfalarınızda yer bulur da birilerini harekete gecirir
tesekkurler

Haberin Devamı


Hakan Atalay
İstanbul/Maltepe, Yalı Mahallesi'nde oturuyorum. Sahile oldukça yakın bir evde. Hafta sonları insanların sahildeki çimlere oturup mangal yapmasına, mangal dumanlarının Ünlüer Lokantası'nın dumanlarına eklenmesine, trafik tıkanıklığına, vb. alıştık. Fakat sahilde hafta sonları gece saat 01:00'e, 02:00'a kadar süren bağırış çağırışlara, arabaların teybinden yayılan ve bütün mahalleyi esir alan arabesk müzik seslerine alışamadık. Bunlara son bir iki haftadır neredeyse her gün çalınan davul/darbuka ve zurna/klarnet sesleri eklendi. Birkaç kere 155'i aradım, ses kesildi. Son olarak Maltepe Belediyesi'ne e-posta gönderdim. Sağolsunlar, ilgilendiler. Birkaç gündür daha sakin gibi. Gene de gürültü kirliliğiyle tek tek değil topluca bir mücadelenin daha yararlı olacağını düşündüğüm için kampanyanıza katılmak istedim.
Kolay gelsin.

 

mcebeci@denizcilik.gov.
Ankara Etlik, Mestan Sokakta oturuyorum. Önümüzde çocuk parkı var,
onun önünden de Giresun caddesi geçiyor Giresun Caddesi Etlik'in ana
caddelerinden biri. Düğün alayları, asker uğurlamaları, seçim
döneminde parti propaganda araçları,belediye etkinliklerinin halka
duyurulması için belediye araçları ve daha neler neler bu caddeden
geçiyor, olur olmaz saatlerdeki gürültülü müzikleri ve anonsları ile
bizi de çileden çıkarıyor. Keçiören Belediyesi'nin gürültülü
anonsları üzerine Belediye'ye bir mail göndererek, "Ege Bölgesinde bir
ilçede belediyenin seyyar satıcıların hoparlör kullanmasını yasak
ettiğini gazetede okuduğumu belirterek Başkentte merkez ilçe
belediyesinin gürültülü müzik ve anonslarla halkı rahatsız
ettiğini" ifade etmiştim. "Görüşleriniz ilgili birimlerce
değerlendirilecektir" şeklinde bir cevap aldım ve eski uygulamaya devam
ettiler. Büyük çoğunluğun duygularına tercüman olan böyle bir
kampanya başlattığınız için tebrik eder, pek ümitli olmamakla
birlikte gürültülerin azalmasına katkı sağlamasını dilerim. Murat
CEBECÄ°

Ä°simsiz
Sayın Hurriyet gazetesi yazarları,
 
Bu hattı okuyucu önerileri için oluşturduğunuz için çok teşekkür ederim.
Benim derdim ÅŸu:
 
Ne zaman bakkal manav ya da herhangi bir yiyecek ürünü satan dükkandan alışveriş  yapacak olsam, ürünü satan kişi önce parmaklarını yalıyor, sonra da yiyecek maddesini saracağı kağıdı, ya da naylonu bu tükürüklü parmakları ile tutup benim tüketecek olduğum yiyecek maddesini bu tükürüklü kağıda sarıyor.
 
Bıkıp usanmadan, hatta yiyecek maddesini dahi almadan dükkandan çıktığım, bir o kadar da satıcı tarafından kötü davranışlara maruz bırakıldığım çok oldu.
 
Lütfen yazılarınızda bu sorun üzerinde ısrarla durunuz, siz de insanları uyarınız.
 
Etrafta türlü mikrop, virüs vb. bulaşıcı hastalık var. Sarılık var. Neden ben, ya da bir başka insanımız cehalet ve temizlik duygusunun eksikliği nedeni ile hasta olsun? Nerede ise yüzde doksanı müslüman bir ülke, inananları temizlik konusundaki hassasiyetlerini günde beş vakit avlularda sergilerken, neden ısrarla tükürüklerini başkalarına bulaştırıyorlar?
 
Hastalık tedavi ettirmek bugün Türkiye için bir lüks. Sevk alıp medikoya gitmek, hastahane kuyruklarında beklemek... bin bir türlü eziyet!
 
Lütfen bu konu üzerinde duralım...hatta sağlık bakanlığı yurt çapında kampanya başlatsın. Özel şirketler mümkünse şirket logoloarını içeren ve içerisinde ıslak sünger bulunduran kapları reklam kampanyaları ile bezesinler...Lütfen işe dört elle sarılsınlar...Böylelikle hem ekonomileri ve reklam sektörü renk kazanır, bu sayede biz vatandaşlar da sağlığımızı!
 
Ne demişler..Olmaya cihanda devlet bir nefes sağlık gibi...
 
Sağlıcakla kalın,
 
Ä°simsiz

 Celalettin Çabuk
Dolmuşların daha iyi yokuş çıkması için yani çekişinin artması için eksozlarındaki susturucuyu çıkarıp ankarada gürültü kirliliği yaratanlara ve buna göz yuman yetkililere yeter artık,

Visitur Muhasebe
Bugün işe giderken şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum.
48 N Kağıthane Taksim hattında çalışan bir belediye  otobüs şoförü önce Şişli meydanında durdu ve aşağıya indi ne olduğunu pek anlamadık.Daha sonra yanında duran özel halk otobüs biletçisinden bozuk para olup olmadığını sorup ondan bozuk paraları aldı.Meğerse 1.50TL olan akbil belediye şoförü tarafından 1.75TL oalarak basılıyormuş.Birkaç kişi bozuk parası olmadığı için(belediye şoförünün) para üstleri kalmış.Tam bir komedi kimi niye 1.50TL almadığını kimi haydi işe geç kaldık neden bekliyorsun diyor.Tam bir komedi çünkü belediye otobüs şoförleri daha önce1.30TL olan akbili 1.50TL ye basıyorlardı.O zaman bozuk yok falanla işi idare ediyorlardı.Ama şu anda foyaları ortaya çıktı.Bu tam bir rezillik insanları böylece avantaya alıştırıyorlar.
Lütfen bunu sürekli yazın.


hayriye dartar
Merhaba ben hayriye bilgisayar programcısıyım.Gürültü kirliğinden  en çok mağdur olan  İETT şöförleri  ama  hakettikleri maaşı bile  alamıyorlar.İETT şöförlerin kullandıkları bazı araçlar hem insanlıgına hemde  çevreye çok büyük gürültü kirliliği oluşturmaktadır.Eski kırmızı renkli  çağ dışı İETT araçlarını trafikte görmek istemiyorum.İnsanların normal duyma sınırını aşan  ve klimasız araçlar çevreye çok büyük bir gürültü kirliği oluşturmaktadır.Evet ARTIK İSTEMİYORUM  ÇEVREYE ÇOK BÜYÜK GÜRÜLTÜ KİRLİĞİ YAPAN ARAÇLARI


Deniz Alp
Minibüsler konusunda gereksiz korna çalınması ve trafikte aniden önünüze çıkmaları ve sıkıştırmaları ciddi sorunlardan biridir.
 
Akşamları minübüs kornası ve sesinden inanın evimizde oturamıyoruz. Ki biz minübüs yoluna iki bina uzaklıktayız, doğrudan minibüs caddesinde oturanlara Allah sabır versin
 
Bu konuyu da gündeme taşırsanız çok sevinirim.
 
Çözüm olarak kısa vadede minübüs kornaları daha sessiz birşeyle değiştirilmeli, motorlarına susturucu zorunluluğu getirilmeli, şoförleri özel en az 1 aylık kamp şeklinde kapsamlı bir eğitime tabi tutulmalı, empati yapmayı öğretmeli, özel sınavları olmalı geçemeyen minibüs kullanamamalı.
 
Uzun vadede raylı sistem gibi daha sessiz bir ulaşım formatına geçilmeli, bu ilkel araçlar ana yollardan tamamen kaldırılmalı.
Minübüs işinden geçinen kişilere alternatif iş olanakları sunulmalı, yani kimse mağdur edilmeden çözüm yolu bulunmalı, bence bunu yapabiliriz, Büyükşehir belediyemiz bu uzmanlığa sahip aslında.

Bahar Dogan

Bende trafikte gereksiz yere basılan kornalardan, Galatasaray maçı sonrasında Mecidiyeköyde yürüyememekten, Galibiyet sonrasında yapılan o gürültülü konvoylardan, gelin arabasının arkasından oluşturulan kornalı konvoylardan, meşhurr asker uğurlamalarından, arabalarında son ses müzik açıp sokak sokak dolaşan tuhaf insanlardan, köşe başlarında toplaşıp gürültü yapan gençlerden, merdiven başında oturup kahkalarıyla mahalleyi inleten ev hanımlarından, gına gelmiş durumdayız. Gerçekten yeter artık bunlar için bişeyler yapılsın.
Saygılarımla,
Bahar DoÄŸan


Beyhan Süveren
Kulaklıkla müzik ya da herhangi bir şey  dinleyenler; lütfen kulaklıktan gelen sesi sadece siz duyun, çevreniz sizi, sizlerden gelen cızırtılı sesleri dinlemek, duymak zorunda kalmasın. Özellikle toplu taşım araçları, sizin gibiler yüzünden arı kovanına benziyor. Her gün bir ya da bir kaçınızı ikaz etmekten yoruldum. Lütfen çevreye karşı duyarlı ve saygılı olalım, üstelik  size bir şey söylendiğinde de  duymuyorsunuz, çevreye karşı duyarsız bir görünüm sergiliyorsunuz.
    Teşekkür ederim.


hakan selamoglu
Sevgili Hurriyet,

46 yasinda, geceyarisi 12:00'den sonra sifon bile cekmeye korkan,
sehir hayatinin "baskalarinin haklarina el uzatmadan yasama sanati"
oldugunu dusunen bir kisi olarak,
sabah saatlerine kadar caresizlikle kopek havlamalarini dinlemek
zorunda kalmak beni yormaya basladi.

Kopekler duzgun egitildiklerinde, sadece gerektiginde havlayan
ve bahcelerimizi, sokaklarimizi 'daha guvenli' bir hale getiren
guclu ceneli ve dort ayakli dostlarimizdir.

Ote yandan, balkonlarda, sokak aralarinda, "oylesine" beslenen
bu dostlarimizin kucuk bir yuzdesi,
ozellikle geceyarisi-sabaha karsi zaman diliminde
bazen simarikliktan, bazen baglandiklari yerlerde sikintidan,
bazen de olusturduklari cetelerde 'racon' icabi
gur ve seri havlamalariyla geceleri,
hatta gunduzleri cekilmez kilabiliyorlar.

Cigerlerinde sikistirdiklari belli miktarda havayi,
bogazlarindan seri patlamalarla cikarmak suretiyle
dakikalarca ve bazen saatlerce
aralarinda haberlesme yontemi olarak kullanan
ve bu halleriyle, zaten yipratici olan sehir hayatina
hic yakismayan bu dostarimiz
simdi degilse de ileride buyuk bir SES KiRLiLiGi konusu olarak
karsimiza cikacaklardir.

Hararetle bekleyiniz.

Sevgi ve saygilarimla

Hakan Selamoglu
Tasarimci

 

Crystal Deluxe Önbüro Müdürü

Kemer'in merkezinde, otellerin ve konutların hemen yanı başında, Kemer Devlet Hastanesine 100 m mesafede faaliyet gösteren Inferno Disco ve Club Aura açık hava diskoteklerinden yıllardır muzdarip bir Kemerli olarak bunlara dur denmesini istiyorum. Kemer'de geceleri uyumak imkansız. Oteller yıllardır şikayet bedeli ödemekten ve müşteri kaybetmekten yoruldu. Buna bir dur diyen yok.


Bafa Medical
Düne ve yarına ait ne varsa insanlık adına ilgilenenlerin hepsine sonsuz teşekkürler.
 
Gürültü kirliliği medeniyetle, avam arasında çok ince bir çizgide at başı gitmektedir. Üst gelir grubundan olup , parasnı ödeyebildiği için ruhumuzu bile derinden sarsan bir haykırışla cadde ve sokaklarımızda dolaşan motosikletli serserilere dur denilsin artık. Başkasının yoz zevkleri için binlerce kişinin rahatsız edilmesi medeniyetin sonucu olmamalı. Polisimiz; standart üretimi dışında çok ses çıkarsın diye salakça eklemeler veya çıkarmalar yaparak motorlarını ses canavarına dönüştüren bu okumuş cahillere lütfen dur desin artık. Standart dışı tüm otomobil, motosiklet ve hertür taşıtın derhal trafikten men adilmesini talep ediyoruz. Yaptıklarının karşılığında maddi ve manevi olarak cezalandırılmalıdırlar. Toplumun bu konudaki yükselecek sesi , onların vaheşetinin sesini boğacaktır.
Sağlık dileklerimizle.

 

Hüseyin Ekinciler
Sabah sitenizde yazı başlığını görünce sanki biri gece beni duymuş da onun için haber yapmış gibi hisettim kendimi.

Binlerce, belki de yüzbinlerce e-posta içinde yazılanları okurken şaşıya dönmeleri muhtemel çalışanları daha fazla yormamak için lafı uzatmadan konuya hemen girsem iyi olacak sanırım.

İzmir Bostanlı'da Cemal Gürsel caddesi üzerinde (Bostanlı camisi ile köprüsü arasında) bir aparmanda oturuyorum. Cidden oturuyorum, çünkü yatınca uyumak mümkün değil, ben de bir vampir misali oturmayı tercih ediyorum.

Son zamanlarda buradaki neredeyse tüm dükkanlar balıkçı olmuş durumda. Sanırsınız muhteşem bir deniz manzarası var (Bilmeyenler için kısaca açıklayayım, denize paralel apatmanların sur gibi olduğu bir caddedir burası). Akşam oldu mu herkes çoluk çocuk 3 metrelik yaya kaldırımlarını işgal eden balıkçıların masa ve sandalyelerini eskiden pazar günleri yayınlanan eğlence (!) programlarındaki acayip yarışmalar gibi kapma yarışına giriyor. Yani kısacası burası için Karşıyaka'nın yeni popüler caddesi diyebiliriz.

Eskiden gece 12'den sonra gürültü konusunda kuş kadar hassasiyet gösteren dükkan ahalisi, artık hem artan müşteri potansiyeli hem de yazın da gelmesiyle bunu hiç dikkate almaz oldu. Üstelik burada bulunan apartmanların tamamına yakını ailelerin oturduğu yerler, yani gündüz çalışan gece kapatılan iş yerleri kesinlikle değil. İnsanlar sanki cadde üzerinde bulunan evler terkedilmiş, afrikadan göç edip yıkık binaları sığınma yeri olarak kullanan İstanbul'daki zencilerin yaşadığı yerler gibi görüyorlar olsa gerek ki inanılmaz bir gürültü yapıyorlar, umursamaz ve saygısızlar.

Birbiri ardına açılan balıkçılarla birlikte malum memleketimizin "ar yu reydi" sanat müziklerini çalan, egzozları patlak ne kadar maykıl şumaher varsa turluyorlar. Tam uykuya dalacağız derken dükkanların önünde pit-stop yapıyorlar, ay gözlükleriyle (!) bir tura daha çıkıyorlar. Tabii uyu uyuyabilirsen. Değil ki pencere kapı açacaksın İzmir sıcağında!

Unutmayayım, gece ekmek parası kazanmak isteyen buzlu bademcilerin bu dükanların önünde bir metronom kadar istikrarlı buza çekiç darbeleri bizi iyice şenlendiriyor.

Şu ana kadar biraz mizahi bir anlatımla her gece yaşadıklarımızın küçük bir kısmını yazmaya çalıştımsa da ibretlik kısa bir not daha yazmak istiyorum. İnanın gecenin bir buçuğunda dahi bu balık meyhanelerinde yetişkinlerin (!) kahkahalarının arasından çocuk sesleri de yükseliyor. 80'lerin bir çocuğu olarak akşam "iyi uykular çocuklar" programını sunan Adile annemizi de rahmetle anıyoruz tabii. Bir şey daha aklıma geldi, bu çocuklara mutant oyuncaklar satıp ekmek parasını çıkarmaya çalışanlar da, sürekli olarak oyuncaklardan hava sesi çıkararak çocukları tahrik etmeye çalışıyorlar. Dediğim gibi tüm bunlar gece 12'den sonra sıradan (!) bir Bostanlı gecesinin yaşananları...

Peki çözüm? Ben buradaki dükkan çalışanlarının, müşterilerin gürültü konusunda çevredeki insanları rahatsız etmemek için hassasiyet göstereklerine hiç mi hiç inanmıyorum açıkçası.
O nedenle geriye tek bir çözüm kalıyor; Hanımlar! Evde balık yemeye razı olun lütfen!..

EN GENÇ'İM (SÖZDE) ÜNİVERSİTE OKUMAYA GELDİM, ETRAFTA HASTA VARMIŞ,YARIN İŞE GİDECEK OLANLAR VARMIŞ UYUMAYA ÇALIŞAN KÜÇÜK ÇOCUKLAR VARMIŞ BENİ İLGİLENDİRMEZ PİYASAYA GÖRE YÜKSEK FİATA İKİ İKİŞİ DİYE TUTTUĞUMUZ KIRKİKİ KİŞİ OLARAK EVDE SABAHLARA KADAR İSTEDİĞİMİZİ YAPMAYA HAKKIMIZ VAR "GÜRÜLTÜ" BİZİM YAŞAM KAYNAĞIMIZ DİYEN GENÇ OLDUĞUNU SANANLARA AVAZIM ÇIKTIĞI KADAR BAĞIRMAK "SESİMİ YÜKSELTMEK" İSTİYORUM........................!HAYDİ "YETER ARTIK" DİYELİM.....e.g

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!