Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2005 00:00
‘Beton değil tohum dök Amerika! Savaşmayı, biliyorsun imza atmayı bilmiyorsun. ABD, lütfen Kyoto’yu imzala; yüzde 25 pay senin. Bush sözüm sana biraz etrafına bak; savaşmak yerine ağaç dik.Amerika yeşille toprağını; ayırma sevenleri (toprak ile ağacı). Amerika sana sesleniyorum: Savaşa bürünme; yeşile bürün. Savaşa son, ağaca ve Kyoto’ya evet...’ Bu sözler 25-27 Mayıs tarihlerinde Ankara’da yapılan ‘Küresel Isınma, Nedenleri, Sonuçları, Çözüm Önerileri’ konulu TEMA Vakfı ‘I. Yavru TEMA Kurultayı’na katılan ilköğretim öğrencilerimize ait. Görüldüğü gibi üçüncü bin yılın en büyük problemi olan Küresel İklim Değişimi’nde, ABD baş sorumlu olup çözüme de kayıtsız kaldığı için çocuklarımızın gözünde de sempatik değil. Bunu düzeltmek de şüphesiz ABD’ye düşer!TEMA Vakfı, Türkiye genelinde 200 ilköğretim okulunda ‘Yavru TEMA Projesi’ uygulamakta. Bu proje kapsamında çalışan 49 ilden 160 öğrenci ve 60 öğretmen kurultay çalışmalarına katıldı. Yavru Temacıların yönettiği genel kurulda, yedi grup tarafından yapılan atölye çalışmalarının sonuçları iki gün boyunca çocukça tartışıldı. Üçüncü gün benim de izlediğim çalışmalarında bir sonuç bildirgesi hazırladılar. Sonuç bildirgesini, Ulus’taki Birinci TBMM Binası’ndaki Genel Kurul Salonu’nda Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Semra Sezer’in huzurlarında okuyarak küresel iklim değişimi üzerine yaptıkları tespitleri, vardıkları sonuçları ve çözüm önerilerini tüm dünyaya ilan ettiler.Kurultayda şüphesiz Kyoto Protokolü’nü imzalamayacağını ilan eden bu ülkenin çocukları olarak Türk hükümetine de ‘çocukça’ çağrıları oldu. Örneğin: ‘Türkiye dünyada çevre dostu ülkesi diye bilinmeli. Bizi dinleyin; bu ülkeyi yeşillendirin. Eğer bizi ve gelecek nesilleri düşünüyor iseniz doğayla ilgilenin. Küresel ısınmayla ilgilenin; projemize destek verin. Bizi düşünüyorsanız doğayı düşünün. Fabrika ve arabaların egzoz borularına filtre takmayanları denetleyin. Ormanlarımız gelişsin, olanları korumak için yasaları uygulayın. Küresel ısınma ile ilgili yayınlar yapın. Doğa bizim geleceğimiz; geleceğimizi mahvetmeyin. Lütfen karar verirken bizi de düşünün. Eğer üzerinize düşen görevleri yapmazsanız bizler hayal kuramayacağız, amaçlarımız olmayacak...‘ÇEVRENE BAK GELECEĞİNİ DÜŞÜNBence çocuklarımızın bu problemi ortaya çıkaran ve çözümü için de bir şeyler yapmaya niyeti olmayan büyüklerden pek fazla umudu yok. Bu nedenle tüm dünya çocuklarını birlikte çalışmaya çağırıyorlar: ‘Ne bekliyorsunuz. Sadece bizim değil, sizin de başınız dertte. Çevrene bak, geleceğini düşün. Küresel ısınma burnunuzun ucunda. Fransa, İngiltere, ABD, Meksika ve Irak çocukları, bol bol ağaç dikin, tehlike sizin orada. Bu sorun senin, benim değil, tüm dünyanın sorunu. Bu sorunu dünya çocukları olarak biz yok edelim. Sevgili kardeşlerim, ortak sorunumuza hep beraber tek bir yürek olarak çözüm bulalım. Herkes bu konuda kendi bölgesinde çalışma yapsın. Küresel ısınmayı kolunuzda bir saat gibi taşıyın. Bu saatin kurulu olduğunu unutmayın ki gün gelip çaldığında paniğe kapılmayın. Dünya çocukları, savaşa son, küresel ısınmaya son; barışa ve yeşile evet...’Çocuklarımızın kendilerine olan yüksek güvenini her hal ve sözlerinden de görmek mümkündü: ‘Boynunuzdan büyük işlere karışın, vatanımızı sevip koruyalım. Hepimiz birlik olup küresel ısınmayı yeneceğiz. Bu dünya bizim...’ Aynı zamanda çocuklar da günübirlik, akıl ve bilim dışı politikalarla göz boyayan yöneticiler istemiyor. Bu problemin çözümü ve gelecekte yaşanabilir bir dünya için de çocuklarımızın oy kullananlara ‘Doğayı seven kişileri cumhurbaşkanı ve başbakan seçin...’ şeklinde bir çağrıları vardı.Çocuklarımız bu problemin çözümüne kendi çaplarında katkıda bulunmak için de sözler verdiler: ‘Bundan sonra sera etkisi yapan ayakkabı giymeyeceğim. Bir daha ‘TEMA’nın çalışmasına katılmayacağım’ demeyeceğim. Sigara içmeye engel olacağım. Çevreme sahip çıkıp insanları bilinçlendireceğim. Parfüm kullanmayacağım. Bir daha bizim arabayı boşu boşuna çalıştırmayacağım. Asla ormanları kesmeyeceğim ve yakmayacağım. Toprağımı koruyacağım. Küresel ısınmaya neden olan maddeleri kullanmayacağım. Enerji kaynaklarını boşa sarf etmeyeceğim. Bir daha hamburger kabını yere atmayacağım. Bana atalarımdan emanet olan bu toprakları gelecek nesillere daha iyi şekilde bırakacağım. Çevreyi kirleten insanlardan olmayacağım. Kendi çıkarlarım için değil ülkem için çalışacağım.’ARTIK KIZAKLA KAYAMIYORUZEskilerin dediği gibi ‘Çocuktan al haberi’ türü havadan-sudan tespitleri de vardı: Örneğin günümüzde, ‘düzensiz yağışlar ile sel baskınları artıyor, tropik bitkiler kutuplara doğru kayıyor, kuşlar erken göç ediyor ve bitkiler erken çiçek açıyor; hava hızla soğuyup ısınıyor, ara mevsimler kayboldu ve artık kızaklarla kayamıyoruz çünkü kar yağmıyor!’ Bunlar için ‘çocuk aklı işte’ diye düşünecek olanlar için de ‘Akıl yaşta değil baştadır. Yaşımız, boyumuz küçük ama yüreğimiz büyük. Büyük şeyler küçük şeylerle olur’ hatırlatmalarını önceden yaptılar. Görüldüğü gibi çocuklarımız, sağduyulu yaklaşımlarıyla biz büyüklerden ilerideler ve kendilerine de güveniyorlar. Diğer bir deyişle, artık çocuklarımızı kendimize benzetmek yerine, bizim çocuklarımıza benzememiz gerekiyor. Bu nedenle de Bernad Shaw’ın şu sözüne katılıyorum: ‘Çocuklarınıza ders vermek istiyorsanız (bu hiç de gerekli değil) kendinizi örnek gösterin. Ama sizin gibi olmaları için değil, sizin gibi olmamaları için.’
button