Yeşilay Haftası başladı

Güncelleme Tarihi:

Yeşilay Haftası başladı
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2006 10:30

Alkol ve uyuşturucu karşıtlarını bir araya getiren, eski adıyla “Hilali Ahdar Cemiyeti”nin kuruluş yıldönümünü de içine alan “Yeşilay Haftası” başladı.

Yeşilay Derneği'nin kuruluşunun yıldönümünü de içine alan 1-7 Mart'ta kutlanan Yeşilay Haftası'nda, alkol, tütün ve uyuşturucuların birey, aile ve topluma zararlarına dikkat çekilecek.

ALKOL KULLANIMI VE BAĞIMLILIĞI

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, Yeşilay Haftası nedeniyle alkolün, bedensel, ruhsal ve toplumsal zararlarının olduğunu belirterek, diğer kötü alışkanlıklara da zemin hazırladığını söyledi.

Yeni alkol almaya başlayanların, vücutlarının bu maddeye yabancı olması nedeniyle “toksikoz” zehirlenme denilen, alkol zehirlenmesi riskiyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Prof. Dr. Akdur, “Yeni alkol almaya başlayan kişilerde bu madde farklı farklı tesirler gösterebilir. Örneğin ilk kez alkol alan bir kişi iki duble bile içse bu zehirlenmeye yol açabilir. Yani alkol zehirlenmesi mutlaka çok fazla miktarda alkol alımıyla bağlantılı değildir” diye konuştu.

Alkol bağımlılarında ise ağır bir kronik karaciğer rahatsızlığı olan siroz hastalığının görülebileceğini kaydeden Akdur, bu hastalığın alkol kullanımına bağlı olarak belli bir süreçte geliştiğine dikkati çekti.

Alkol kullanımının ölümle sonuçlanan bu iki sakıncasının yanı sıra yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen gastrit, ülser, karaciğer iltihabı, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, enfarktüs, pankreas yetersizliği, el ve ayaklarda uyuşmalara ve duyu kaybına yol açan sinir ile böbrek iltihabı gibi rahatsızlıklara yol açtığını belirten Akdur, “Bunların hepsi hayati organlarda görülen rahatsızlıklardır. Alkol bağımlılarını hemen öldürmez ama ağır seyretmesi durumunda ölüme kadar gidebilir” diye konuştu.

Alkolün ruh sağlığına olumsuz etkilerine de işaret eden Prof. Dr. Akdur, alkol bağımlılarının ilk başlarda şen şakrak ve neşeli kişiler gibi görünmelerine rağmen, giderek depresif hale dönüştüklerini söyledi.

Bu kişilerin mutsuz ve çevresiyle iletişim kuramayan kişiler durumuna geldiklerini kaydeden Akdur, bağımlılığın devamı halinde giderek daha ağır ruh sağlığı tablosunun ortaya çıkabildiğini bildirdi.

Toplumsal uyumsuzluk yaşayan bu kişilerin, aileleri, çevreleri ve çalışma arkadaşlarıyla ilişkilerinin bozulduğunu anlatan Akdur, “Bu durum ailelerinin dağılmasına yol açar. Sık olay çıkaran kişiler oldukları için işlerinden olabilir. Gelir kaynağından yoksun kalınca da yasadışı işlere yönelebilirler” dedi.

Prof. Dr. Akdur, alkol kullanımının toplumdaki en olumsuz sonuçlarından birinin de trafik kazaları olduğuna dikkat çekerek, ”Alkol, iş ve ev kazalarına da yol açar ama en kötüsü trafik kazalarıdır. Sadece alkol bağımlıları trafik kazasına neden olmaz. Alkol alarak trafiğe çıkan herkes toplum için bir tehlikedir” diye konuştu.

Alkol bağımlılığının diğer uyuşturucu maddeler için de zemin hazırladığını bildiren Akdur, “Alkol alınan yerler genellikle bağımlılık yapan maddelerin kullanıldığı ve pazarlandığı ortamlardır. Bu nedenle alkol bağımlılarının uyuşturuculara yönelmesi büyük bir risktir” dedi.

ALKOL KULLANIMI GİDEREK ARTIYOR”

Akdur, alkol kullanımının ülkede giderek artma eğilimi gösterdiği uyarısını da dile getirdi.

Alkol bağımlılığının aileden başlayarak tüm toplumu kemirdiğini ifade eden Akdur, bunun giderek adeta bir salgın haline dönüşmesinin en önemli nedenlerinden birinin, toplumun yeterince bilinçlenmemesi olduğunu söyledi.

Gençlerin erişkinlere özentisi ve yanlış yollarla bağımsızlıklarını ispat etme duygusunun da bunda etkili olduğunu ifade eden Akdur, “Alkol bağımlılığındaki artışın bir diğer önemli nedeni de kamu kurum ve kuruluşlarının üstlerine düşen görevleri yerine getirmede ve denetimlerde yeterince titiz davranmaması” dedi.

Alkol bağımlılığının artmasındaki en önemli faktörlerden birinin de bira ve düşük alkollü içecekler olduğuna dikkati çeken Akdur, ”İçimi kolay olan ve zararsız zannedilen bu içeceklerin gençler ve hatta çocuklar tarafından alınması ve dozunun giderek artırılması, bağımlılığa yol açmaktadır” diye konuştu.

Toplumun, özellikle de gençlerin alkol tuzağına düşmekten kurtarılmasında en önemli unsurun denetim olduğuna işaret eden Akdur, okul, dershaneler, kurslar ve spor alanları gibi, gençlerin sıklıkla gittiği yerlerin çevresinde alkol satışının kesinlikle yasaklanması gerektiğini bildirdi.

18 yaşın altındakilere alkol satışı yapılmaması için de denetimlerin sıkılaştırılması gereğine dikkati çeken Akdur, özellikle süpermarketlerdeki satışların denetimsiz olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Akdur, ruhsatı olmayan yerlerde alkollü içki satışı yapılmasının önüne geçilmesi gerektiğini de belirtti.

BİRA TÜKETİMİ ARTIYOR

Akdur, bira tüketiminin alkol bağımlığına giden yolda önemli bir etken olduğunu belirtirken, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPKD) rakamları, bira tüketiminin ülkede her geçen yıl daha da arttığını gösteriyor.

Kurum rakamlarına göre, 2000-2005 arasında rakı, şarap, kanyak, likör, votka ve cin gibi alkollü içkilerin tüketimi, yıllara göre kimi zaman artış kimi zaman da azalma gösterdi. Bu yıllar arasında tüketimi artan tek alkollü içecek ise bira oldu.

Örneğin, “milli içki” olarak anılan rakı 2000 yılında 68 milyon 556 bin litre, 2001'de 67 milyon 558 bin litre, 2002'de 59 milyon 496 bin litre, 2003'de 57 milyon 160 bin litre, 2004'de 41 milyon 990 bin litre, 2005'in ilk 6 ayında ise 25 milyon 775 bin litre tüketildi.

Yıllara göre tüketimi değişkenlik gösteren şarap ise 2000'de 24 milyon 766 bin litre, 2001'de 26 milyon 829 bin litre, 2002'de 26 milyon 162 bin litre, 2003'de 22 milyon 548 bin litre, 2004'de 25 milyon 481 bin litre, geçen yılın ilk 6 ayında ise 16 bin 154 bin litre tüketildi.

Bira tüketimi ise 2000'de 690 milyon 366 bin litre, 2001'de 696 milyon 726 bin litre, 2002'de 736 milyon 16 bin litre, 2003'de 784 milyon 27 bin litre, 2004'de 824 milyon 542 bin litre, 2005'in ilk 6 aylık döneminde de 523 milyon 76 bin litre oldu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!