Yeşil sahalardan amfilere transfer olan Lale Orta: Kartlarda da notlarda da çok adilim

Çocuk yaşta kalecilikle adım attığı futbol dünyasında, kariyerine antrenörlük ve hakemlikle devam etti. Bilimsel yönden de çalışmaları ses getiren Orta, futbol hakkında doktora tezi yazan ilk akademisyen olurken, 62 yıllık hayatının yaklaşık 45 yılını sporla iç içe geçirdi. Şu sıralar Okan Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı olan Orta, “Futbola 360 derece bakmayı seviyorum. Hayatım boyunca oynarken de yönetirken de şimdi akademisyenlik hayatımda öğretirken de çok keyif aldım” diyerek hakemlik yıllarında başından geçenleri ve öğrencilerinin gözünde ‘nasıl bir hoca’ olduğunu anlattı:

KADININ SPORDAKİ ROLÜ

“Akademisyenlik hayatım boyunca binlerce öğrenci yetiştirdim, şu anda ise 100’e yakın öğrencim var. Sosyal sorumluluk, spor organizasyonları, spor sosyolojisi, kadının spordaki rolü gibi dersler veriyorum. Hayatım boyunca zaten en çok kadının spordaki yeri üzerine mücadele verdim.

OTORİTE VE ADALET

Hakemlikte sizi öne çıkaran en önemli unsurlardan biri ‘doğal otorite’dir. Hakemken sert, kartlardan güç alan biri değildim ama otoriterdim. Akademisyenlik hayatımda da bu doğal otoriteyi öğrencilerim arasında kurmaya çalışıyorum. Eğitimin genel çerçevesinde, karşılıklı saygı sevgiyi önde tutarım. Kartlarda adaletli olmak gerektiği gibi notlarda da adaletli olmak gerekir. Birinin sınavı kötüyse ve derslerdeki performansını, genel başarısını, göz önünde bulundurarak onu zora sokmayacak bir not vermeyi düşünüyorsam, diğer arkadaşları arasında da benzer şekilde adaleti sağlamaya özen gösteririm.”

HAKKIMI HELAL EDEMEDİM

Lale Orta, hakemlik döneminden içinde ukde kalan bir anıyı da şu sözlerle anlatıyor: “Bir dönemin Merkez Hakem Kurulu (MHK) başkanı ‘Sen hata yaparsan bunu nasıl açıklarız’ demişti. Ben de ‘Erkek hakemleri nasıl açıklıyorsanız öyle’ diye yanıt verdim. Bu zihniyet nedeniyle çok başarılı olduğum halde üst düzey maçlara çok zor ve az verildim. Bir başka MHK üyesi ölmeden önce ‘Lale hakkını çok yedik, hakkını helal et’ dedi. Ettin mi derseniz inanın edemedim.”

ODAMIN KAPISI HEP AÇIKTIR

“Benim öğrencilerimle diyaloğum ve hocalık anlayışım sınıfla ya da dersle sınırlı değil. Onlara öğretmenden çok mentor olmak istiyorum . ‘Öğrenci notu alsın gitsin’ diyen bir öğretmen olmadım. O nedenle odamın kapısı hep açıktır. Bir sorunu olan, kariyeriyle ilgili yönlendirmeye ihtiyaç duyan öğrencim her zaman gelir ve danışır.”