Güncelleme Tarihi:
Fırtına Vadisi'nde kara bulutlar
‘Ezbere gazetecilik olmaz. Gelin, görün, yazın’’ dediler ve geçen hafta sonu bizleri Çamlıhemşin'e götürdüler. TEMA Vakfı ile Fırtına Deresi'nin hatırını sorduk, geçen yıl temeli atılan Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santrali konusunda halkı dinledik, çevreyi gezdik ve sıra yazmaya geldi.
Karadeniz Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre bölgede yeşilin 27 farklı tonunu gözlemek, yaklaşık 2500 bitki türüne rastlamak mümkün. Fırtına Deresi ve çevresi ise tüm bu güzelliklerin buluştuğu bir kartpostal sanki. Mağrur, öfkeli, kimi zaman mahzun, mahzun akıyor. Yemyeşil tepeleri, sımsıcak insanlarıyla coşkusunu, telaşını bulaştırıyor. Çamlıhemşinliler şimdilerde dertli. Kendisini ‘‘Vatandaş Mustafa’’ olarak nitelendiren emekli bir Çamlıhemşinli, ‘‘İş istemiyoruz. Aş da olmasa olur. Biz Fırtına ile doğduk, büyüdük, kaptırmayız deremizi. Santrala değil, bizlere yatırım yapın’’ çağrısında bulunuyor. Memleketini ziyarete gelen, bölgedeki gelişmeleri görüntüleyip, kitap yazmayı planlayan ABD'de öğretim görevlisi Aydan Hacaloğlu İlter, santrale rağmen doğal zenginliklerin korunacağı vaatlerine gülüp, geçiyor ve alternatif enerjilerin çok daha hayırlı olacağını savunuyor. Dere kıyısında oynayan 11 yaşlarındaki Sonay ve İlkay santralla pek ilgilenmiyordu.
Fırtına Vadisi yaz sıcağında müthiş sıkıntılıydı. ‘‘Doğa katliamına davet’’ olarak nitelendirilen son adli kararlar yıldırım gibi düşmüştü Çamlıhemşin'e. Neler olup bittiğini kısaca aktaralım. BME Enerji Yatırımları ve Ticaret AŞ. 1989 yılında Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santrali'nin yapımını üstlendi. Büyük tartışmalarla 27 Haziran 1998'de temeli atıldı. Çamlıhemşinliler açtıkları davada, Trabzon İdare Mahkemesi'ndeki ilk raundu kazandı. Geçen 27 Mayıs'ta inşaatın durdurulması kararı çıktı. Yöre halkı umutlandı, ama bu sevinç kısa sürdü. Trabzon Bölge İdare Mahkemesi 15 Temmuz'da bu kararı iptal etti ve böylece santral inşasına yeşil ışık yakıldı.
Davaya müdahil olması reddedilen, ancak baştan beri Çamlıhemşinlilerin direnişine aktif destek veren TEMA, Fırtına Vadisi'ne herkesin sahip çıkması çağrısı yaptı. Türkiye'nin elektrik gereksiniminin binde 4'ünü sağlayacağı, ancak yöreyi mahvedeceği, halkını göçe zorlayacağı söylenen santralın mutlaka engellenmesi istendi. Yol yapımı nedeniyle traşlanan ağaçlar, erozyona uğrayan, Karadeniz'de sınırlı olan yüzey toprağı gösterildi. Bu arada midemiz de bayram yaptı. Yönetim Kurulu'ndan Başaran Ulusoy'un ev sahipliğinde unutulmaz, yöresel lezzetler (mıhlama, kara lahana çorbası, alabalık, laz böreği, karayemiş) tattıran TEMA, bundan sonraki hukuk savaşları ve eylemlerin hazırlığını yapıyor. Çamlıhemşinliler, Fırtına'yı feda etmemekte kararlı görünüyor.
Öte cephede BME Enerji Yatırımları ve Ticaret AŞ'nin sahibi Bülent Kuyumcu'nun tepkisini sorduk. Çamlıhemşinli olduğuna dikkat çeken Kuyumcu, ‘‘Çevreye zarar kesinlikle söz konusu değil. Bu zararı ispat etsinler, telafi edelim. Şimdiye kadar bin ağaç kesildi, en fazla üç yüz daha ağaç keseriz. Bunlar kızılağaç, üç yılda yeniden boy verir. Erozyonu engelleyecek önlemler almamıza fırsat vermediler. Halkın tepkisi abartılı, basının yaklaşımı önyargılı. Yılda 600 milyon kilovat enerji sağlayacak bir santralın yararı nasıl yadsınabilir? DSİ etüdleri çerçevesinde yörede santral inşası kararı alınmıştır. Yargı, Çevre Etki Değerlendirmesi'ne (ÇED) uygun olup olmadığını sorgulamalıdır’’ diye yanıt verdi, aydınlatıcı fakslar gönderdi.
Fırtına Deresi'nde sular durulmuyor, ufukta daha çok fırtınalar görünüyor. Her ne olursa olsun o vadinin korunması gerekiyor.