OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 20, 2003 00:00
The Body Shop dünyanın en beğenilen 27. markası. Her 0.4 saniyede bir ürünü satılıyor. 50 ülkede 77 milyon müşterisi var. Gezegenin en hararetli çevre ve insan hakları savunucularından, üniversite tezlerine konu olan ‘‘Yeşil Kraliçe’’ Anita Roddick'in şirketi. Firma, geçtiğimiz mayıs ayında Türkiye pazarına girdi. Tepe Nautilus ve Metrocity mağazalarının ardından 3. mağazasını CarrefourSA İçerenköy'de açtı. Oysa bugüne kadar pek çok kez girişimlerde bulunulmuş, Body Shop Türkiye'ye getirilmeye çalışılmıştı. Ama bir türlü olmamıştı. Neden olmadığına ilişkin yorumlar, çevre, insan hakları konularında hassasiyet gösteren ve bu hakların çiğnendiği ülkelerde kesinlikle mağaza açmayan şirketin Türkiye'yi de bu kategoride gördüğü için ticari yatırım yapmadığı yönündeydi. Peki ne oldu da, Body Shop Türkiye'de mağaza açtı? Türkiye'nin insan hakları tutumunda olumlu gelişmeler oldu da ondan mı yoksa şirketin prensiplerinde değişiklikler olduğundan mı karar değiştirdiler? Bu sorunun cevabını Yeşil Kraliçe Anita Roddick'ten almak istedik. O, köşesine çekilmiş, şirketi uzaktan yönetiyordu. Bize gösterilen adres, The Body Shop Avrupa, Ortadoğu, Afrika Başkanı Alastair Kerr oldu. Soruları ona yönelttik. Bu arada, ürünlerini tüketmeye başlayan Türk tüketici de militan girişimci Anita Roddick'i tanısın istedik.The Body Shop EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) Başkanı Alastair Kerr Boykot etmenin çözüm olmadığını öğrendikPazarlama gurusu Adam Morgan, The Body Shop'u, alışılmışın dışında pazarlama stratejileriyle rakiplerine meydan okuyan bir marka olarak tanımlamıştı. Meydan okuyan bir marka olmanın anlamı nedir? -The Body Shop'ın felsefesinin altında çok önemli ve belki de hiçbir şirket tarafından böylesine yüksek bir inançla kucaklanmamış bir strateji yatıyor. O da sosyal ve etik değerlere sadık kalarak da para kazanılabileceği, yok ederek değil yapıcı yöntemlerle ticaret yapılabileceği. Şirketin kısa tarihine bakarsanız, Greenpeace ile ortaklaşa düzenlediği birçok çevreci kampanyaya, insan haklarına ve hayvan haklarına saygıyı ön plana çıkartan birçok kampanyaya ve ticaret yaptığı ülkelerde yerel işgücünü yüceltmeyi amaçlayan birçok başka kampanyaya rastlarsınız. The Body Shop, bu eylemleri kendisi tüketicilerine rağmen yapsaydı, bu kadar başarılı ve saygın bir şirket olmazdı. Biz, tüketicilerimize, kendilerini iyi hissetmeleri için kaliteli ürünlerden çok daha fazlasını verdik. The Body Shop hangi kampanyalarda yer aldı? - Örneğin geçtiğimiz yıl, Greenpeace ile ortak olarak, 'Choose Positive Energy' adlı uluslararası bir kampanya düzenlendik. Bu kampanya ile gelişmekte olan ülkelerde yaşayan 2 milyar insan, hükümetlerinden geri dönüşümlü enerji talebinde bulunmaları için bilinçlendirildi. Dünya çapında 6 milyon kişi bu kampanyaya destek verdi. 2003-2004 için de, 'Ev içi şiddeti durdurun' adlı bir kampanya başlatıyoruz. Ayrıca 2000'de The Body Shop, ilk insan hakları ödülü fikrini ortaya attı, iki yılda bir özel olarak belirlenen jüri, insan haklarının farklı bir alanını konu ederek bu ödülü veriyor. 2002'de Kenya, İsrail, Bulgaristan ve Honduras'tan derneklere, barınma hakkı konusunda yaptıkları faliyetlerden dolayı insan hakları ödül verildi. İNSAN HAKLARI TEK KRİTERİMİZ DEĞİLThe Body Shop, yıllarca Türkiye'deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Türk pazarına girmeyi reddetmişti. Şirket şimdi neden ve nasıl fikrini değiştirdi?-İnsan haklarını savunmak, The Body Shop'ın kurumsal değerlerinden biri. Ancak bir ülkenin insan hakları karnesini, The Body Shop'un o ülke pazarına girerken tek kriter olarak değerlendirmesi söz konusu değil. Pazar koşullarının da oluşması gerekiyor. Örneğin, Türkiye'de çok güçlü bir iş ortağımız ve pazar koşullarını ve tüketici eğilimlerini çok iyi okuyan bir yerel ekibimiz var. Açıkçası Shaya A.Ş.'nin varlığı da bizi Türkiye'de başarılı olacağımız ve değerlerimizi tüketicilerimize yaşatabileceğimiz konusunda cesaretlendirdi. Türkiye'de de, etik değerler ve çevre koruma konularındaki duyarlılıklarımızı vurgulayarak, olumlu katkılar sağlayacağımıza inanıyoruz. Evet, The Body Shop, kurumsal değerlerine son derece sadık olan ve sıkı sıkıya bağlı kalan bir şirket. Bu konumdaki bir şirketin yapabileceği en iyi şey, çeşitli kurumsal ve toplumsal katmanlarda çalışıp, örneğin insan hakları karnesi zayıf olan ülkelere bu durumu düzeltmeleri için yardımcı olmak. Boykot etmenin bir çözüm olmadığını, The Body Shop, yıllar içinde en iyi öğrenen ve savunan şirketlerin başında geliyor. Türk pazarında ilerleme planlarınız ve hedefleriniz neler? - Türk pazarında büyük bir potansiyel olduğuna inanıyoruz ve müşterilerimizin taleplerini karşılamak için, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de elimizden geleni yapacağız. Bildiğim kadarıyla pek fazla reklam yapmıyorsunuz. - Body Shop kurulduğu günden bu yana geleneksel olmayan farklı pazarlama teknikleri kullandı. Mağaza içi görselleri, etkileyici vitrin posterleri ile müşterilerin ilgisini çekmeyi amaçladı. Bu görseller, çoğu zaman ürün görselleri yerine insan hakları, hayvan hakları ve çevre konularındaki kampanyaların kışkırtıcı görselleri oldu. Nadiren de olsa, reklam yapar ama sistematik değildir. Fakat bu, 'The Body Shop reklama karşıdır' benzeri bir söylem olarak algılanmamalı. YEŞİL KRALİÇEBugün militan doğa savunuculuğu nedeniyle, ‘‘Yeşil Kraliçe’’ olarak anılan Anita Roddick, İtalyan Yahudisi göçmen bir ailenin kızı olarak İngiltere Littlehampton'da 1942 yılında doğdu.
Film artisti olmak istediÄŸi ilk gençlik yıllarında, bir gün Ä°ngiltere'nin en zengin kadınları arasına gireceÄŸini tahmin bile etmemiÅŸti muhtemelen. Çalışma hayatına ailesinin iÅŸlettiÄŸi kafede baÅŸladı. Ä°ngilizce ve tarih okurken kocası Gordon'la tanıştı. Evlenip ev kadını olduktan sonra, eÅŸi Brezilya'dan New York'a at ile gitme hayalini gerçekleÅŸtirmeye karar verdi ve Amerika'nın yolunu tuttu. Bu dönemde Roddick, 2 çocuÄŸuna bakabilmek amacıyla bankadan aldığı 12 bin pound kredi ile, Ä°ngiltere'nin sahil kasabası Brighton'da ilk The Body Shop'u açtı. Her yeri içten dışa yeÅŸile boyalı maÄŸazada, el yapımı sadece 25 ürün vardı. Gerçi, daha sonra Roddick, dünyanın unutulmuÅŸ ve fakir köşelerini dolaÅŸarak ÅŸifalı bitkileri araÅŸtırmaya ve satın almaya baÅŸladı. Bugün binden fazla ürün çeÅŸidi, dünyanın dört bir yanında tüketicilere ulaşıyor. Elliden fazla ülkede yaklaşık 1900 maÄŸazası bulunan firma, Annita Roddick'in aktivist vizyonu ile, güzellik ve bakım sektöründe farklı bir konum elde etti. Roddick'in 70'lerde raÄŸbet görmeyen stratejileri, 80'ler ve 90'larda dünyanın önde gelen üniversitelerinde pazarlama derslerine ve tezlere konu oldu. The Body Shop ürünlerini yılda ortalama 77 milyon müşteri deniyor. 1999 yılında Tüketiciler DerneÄŸi tarafından Ä°ngiltere'nin en güvenilen markası seçilen The Body Shop, 1997'de ise uluslararası markalar arasında dünyada 28'inci, perakende alanında da 2'nci sıraya oturdu. Financial Times gazetesinin uluslararası ÅŸirketlerin üst düzey yöneticileri arasında yaptığı ankette, en güvenilir markalar arasında 27'nci seçildi. HAYVANLARI KULLANMAKLA SUÇLANDIÄ°ÅŸler her zaman bu çevreci ve aktivist iÅŸ kadını için yolunda gitmedi. 1994'te hayvanların testlerde kullanılmasına karşı yürüttüğü kampanya sırasında Ä°ngiliz 4. Kanal'ı tarafından kozmetikte hayvan ürünleri kullanmakla suçlandı ancak beraat etti. Roddick, ÅŸu anda, The Body Shop'un yönetim kurulunda günlük operasyonel sorumluluklardan çekilmiÅŸ durumda. Pazarlama ve ürün geliÅŸtirme konularında BSI'ya (Body Shop International) danışmanlık yapıyor ve Ä°ngiltere'de yaşıyor. KiÅŸisel inançları doÄŸrultusunda tam bir eylem insanı. Eylemlerini, öğrendiklerini ve deneyimlerini, baÅŸka insanlarla paylaÅŸmaktan büyük haz alıyor. Kitap yazıyor, seminerler veriyor, vakıf iÅŸleriyle uÄŸraşıyor. Bu arada küçük bir bilgi daha; banyo köpükleri, losyonlar, masaj yaÄŸları satmasına raÄŸmen, Anita Roddick köpük banyosundan nefret ediyor. ŞİRKETÄ°N BEÅž TEMEL DEÄžERÄ°Hayvanların denek olarak kullanılmasına karşı olmak.Kendine güveni artırmak.Yerel ticareti desteklemek ve geliÅŸtirmek.Ä°nsan haklarını savunmak.Dünyamızı ve çevreyi korumak. Â
button