Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın açıklamaları:
Son günlerde ekonomimizle ilgili sevindirici haberleri alıyoruz. 12 aylık ihracat 148 milyar 363 milyon dolara ulaştı. İhracatımızdaki artışı inşallah bundan sonra da devam ettireceğiz. Bundan sonraki aylarda da ihracatımızın artışının aynı şekilde devam etmesi noktasında ilgili arkadaşlarımızın, aynı heyecanı paylaşmak suretiyle bu süreci devam ettiriyorlar.
ENFLASYON KONTROL ALTINDA
Enflasyon rakamları dün açıklandı. Uyguladığımız sıkı para ve maliye politikaları sayesinde enflasyonu kontrol altında tutmaya devam ediyoruz.
Yine dün Fitch Türkiye’nin kredi notunu ‘yatırım yapılabilir’ seviyesine yükseltti. Uluslar arası derecelendirme kuruluşlarının kredi notunu artırması, ülkemize gelecek uluslar arası sermaye açısından teşvik edici bir işleme sahip.
Kararın açıklanmasıyla birlikte borsa tarihi rekor seviyesine ulaştı. Faiz oranları da 6,7 gibi en düşük seviyeye geriledi. Bir çok uluslar arası yatırımcı yatırım yaparken, yatırım yapılabilir ülkelerde ön araştırmaları yapıyor. Uzun zamandır hak ettiğimiz bu gelişmeyi olumlu buluyor ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
TÜRKİYE'NİN KREDİ NOTU OLMASI GEREKEN SEVİYEDE DEĞİL
Fitch’in kredi notumuzu yükseltmesi önemli bir gelişme olmakla birlikte, biz hala Türkiye’nin kredi notunun olması gereken seviyede olmadığını düşünüyoruz. Fitch’in yaptığı artışı yeterli olmasa da bu yanlışın düzeltilmesi konusunda bir adım olarak görüyoruz.
2002 yılında 1 milyar doların altında gerçekleşen doğrudan uluslar arası yatırımların, son 10 yılda 11 milyar doları aşması da Türkiye’ye olan güvenin göstergesidir. Uluslararası pek çok yapı gibi kredi derecelendirme kuruluşları konusunda da hakkaniyet ölçülerine dayalı yeniden yapılanmaya ihtiyaç var. Siyasi, ideoloji bir yaklaşım istemiyoruz. Sanal tablolar üzerinden yapılmış değerlendirmelerle yaptığını açıklama dünyayı da aldatıyor.
Dünyada yaşanan krizlerin bu yeniden yapılanma ihtiyacını gündeme getirmesi gibi hayırlı sonuçları da olabiliyor. Önümüzdeki dönemde BM’de olmak üzere, söz konusu kuruluşların yeniden yapılanma süreci gerektiğini düşünüyoruz.
Kimse bu olumlu adımları kendiliğinden olduğunu zannetmesin. Kamu maliyesi alanındaki düşüncemiz, güçlü bankacılık sektörümüz. Büyük önem verdiğimiz yapısal reformlarımız, büyüme, istihdam alanında yakalanan üst düzey performans ortadadır.
Türkiye ekonomisi 2009’da yaşanan krizde bildiğiniz gibi gerçekten sağlam bir duruş sergiledi. İşte biz o zaman ‘Bu kriz bizi teğet geçecek’ dedik. Öyle de oldu. Krizi doğru politikalarla yönettik.
Avrupa ekonomilerinin önünde halen zorlu dönemeçler duruyor. Euro bölgesinde tüketici-yatırımcı güveni derinden zedelendi. Bölgenin ekonomik ve siyasi geleceğine yönelik umutlar zayıflıyor.
KILIÇDAROĞLU SABAH 'EKONOMİ KÖTÜ' DEDİ, BİR KAÇ SAAT SONRA FITCH NOT ARTTIRDI
Muhalefet hala başka telden çalmaya devam ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu dün ekonomiyle ilgili çok kötü bir tablo çizdi. Allah’tan ki bu görüşmeyi sabah kahvaltıda yaptı. Adeta ekonomik performansı yerden yere vurdu. Birkaç saat sonra, Fitch 18 yıl sonra Türkiye’nin notunu bu seviyeye çıkararak, ekonominin ne denli başarılı olduğunu ortaya koydu.
Kılıçdaroğlu bunu ben söyleseydim yine inanmayacaktın. Allah’tan Fitch bu açıklamayı yaptı. Ama sen buna da bir şey uydurursun.
BAHTSIZ BEDEVİ MİSALİ...
Kılıçdaroğlu, ne zaman hükümeti yerse dünyadan övgü geliyor. Ülkesine bu kadar yabancı bir ana muhalefet partisi olabilir mi? Buna okuma körlüğü mü denir, kendi ülkesine şaşı bakmak mı denir, ben bunu milletime bırakıyorum.
Hani varya tam bahtsız bedevi misali. Kılıçdaroğlu, bizim için Türk Lirası çok değerli diye, neredeyse göbek atacak diyor. Doların değerini niye düşürüyor, diye soruyor. İşte ulusalcı kafa bu. Biz Türk Lirası’nın değer kazanmasından ötürü göbek değil, can atarız can.
ÇAKMA ULUSALCILAR
Ulusal onurumuz için gerekirse can veririz. Sizin gibi çakma ulusalcılar bu milli hassasiyeti anlayamazlar. Sayın Kılıçdaroğlu dün bizim Türkiye’yi 2023’te dünyanın 10 ekonomisinden biri haline getiremeyeceğimizi söylemiş. Kılıçdaroğlu her ne kadar sonuçları konusunda kaygılı olsa da 2023 vizyonunu benimsediğini görüyoruz.
BAHÇELİ'NİN KONUŞMASINDA 2023 VİZYONUNA İLİŞKİN HEDEF GÖREMEDİK
2023 vizyonunun, patentine sahip çıkmaya çalışan sayın Bahçeli’nin de bu hedefleri benimsediğini görüyoruz. Yine sayın Bahçeli’yi MHP Genel Başkanlığı’na 6. kez seçilmesini kutluyorum.
Sayın Bahçeli’nin konuşmasında patentine sahip çıkmaya çalıştığı 2023 vizyonuna ilişkin hiçbir hedef göremedik. Bir de çık, açık olarak şu yapılmalıdır, şunu yapacağız de.
KILIÇDAROĞLU’NU KUTLUYORUM
Görünen o ki muhalefet partileri AK Parti iktidarıyla değil, birbirleriyle yarışıyor. Eh bu da bir hedeftir, bir amaçtır. Hiç yoktan iyidir.
Kılıçdaroğlu dün bir tespit daha yaptı. ‘Demokrasinin olmadığı yerde, sağlıklı bir ekonomik büyümeyi sağlayamazsınız’ diyerek. Dikkat ederseniz biz hep şu ifadeyi kullanırız. “Demokrasi ve ekonomi atbaşıdır”
Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Sayın Kılıçdaroğlu’nu 40 yılda bir doğru bir tespitte bulunduğu için kutluyorum.
Siz cumhurun, halkın olmadığı bir demokrasiyle ülkeyi idare etmeye kalkarsanız, elbette Türkiye’yi hak ettiği ekonomik seviyeye taşıyamazsınız.
Bugün hukuk devleti standartları bu kadar gelişmeseydi, uluslar arası yatırımcılar gelmezdi. Bugün siyaset normalleşmeseydi, demokratik ve siyasi istikrar sağlanmasaydı Türkiye ekonomide dünya rekorları kıramazdı. Bugün yolsuzlukla mücadele eden bir iktidar olmasaydı, bu hizmetler olamazdı.
BİR GECEDE GENEL BAŞKANLIK KOLTUĞUNA OTURACAK SİYASET MÜHENDİSLİĞİNDEN ANLAMAYIZ
Yola çıkarkan 3Y ile mücadele dedik. Yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele. Yoksa bizim elimizde sihirli değnek yok. Onlar gibi abra kadabra işlerini bilmeyiz. Bir gecede genel başkanlık koltuğuna oturtacak siyaset mühendisliklerinden de biz anlamayız.
Bir taraftan ziyaret edeceksin, 'ben aday değilim' diyeceksin. Ertesi sabahta utanmadan 'ben adayım' diyeceksin.
ELMA ŞEKERİ Mİ DAĞITACAKTIM
Şemdinli’de 11 yaşındaki bir evladımız şehit oldu, 18 vatandaşımız yaralandı. Bu caniler küçücük çocukların hayatına kast ederek nasıl kara vicdana sahip olduklarını gösterdiler.
KCK konusunda hükümeti yerden yere vuranlar ise, bu caniliğe karşı üç maymunu oynadılar.
Medya mensuplarının bazıları “Başbakan çok sert konuşuyor” ne olacaktı? Elma şekeri mi dağıtacaktım. Diyarbakır Valiliği'nin önünde, yüzlerinde kin ifadesiyle devlete karşı aslan kesilenler, örgütün katliamları karşısında süt dökmüş kediye dönüyorlar. Devlet memurları karşısında panter kesilenler, üniversitelere, liselere, okullara yapılan saldırılar karşısında kağıttan kaplana dönüşüyorlar.
NEKROFİLİ HASTALIĞINA KAPILMIŞLAR
Sıfatları ister siyasetçi olsun, ister belediye başkanı, milletvekili olsun. Masum insanlara karşı bu saldırıyı kınamayanlar, bu kanlı eylemin bir parçası haline gelirler. Yarım ağız saldırı kınayıp örgütü kınamayanlar başka bir şeyin parçası haline dönüşüyor.
Biz meselelerimizi demokrasi içinde çözebiliriz. Artık terör bitsin, silah bıraksın dedikçe, bunlar kana, cana ölüme daha çok sarılıyor.
Bunlar nekrofili hastalığına kapılmışlar. Cezaevlerinde zaten bedel ödeyen insanları, açlık grevine zorlamak vicdansızlık değil de nedir. Bunları açlık grevine sevk eden BDP ve terör örgütü. BDP ''biz sizin açlık grevine gitmenizi istemiyoruz'' desin. Bu insanlar sizin kanlı oyunlarınızın ölüm oyunlarınızın bir parçası olmak zorunda mı?
Bu eylemler tamamen dışarıda siyasi faaliyet olarak yürütülmesi gereken bir mücadelenin genç bedenlere yüklenmesidir.
Örgütün kamplarında çocukları bulunan anne ve babalara bir kez daha sesleniyorum. Sizlere çocuklarınızın üzerinden kendilerine saltanat kuranlara izin vermeyin. Bunlar sizi ve sizlerin çocuklarını kullanarak, taşeronluk görevlerini yerine getiriyorlar.
Sizin çileniz, sıkıntınız üzerinden kendilerine parlak bir istikbal kurmanın içerisindeler. Kürt kardeşlerimizin meselesi de bizim meselemizdir. 10 yıldır yürüttüğümüz çalışmalar bu kardeşliğin bir neticesidir.
BÖLGEDEKİ AİLELER ÇOCUKLARINI OKULA GÖNDERSİN
Son olarak Şemdinli’de çocuklarının ölümlerinin sorumluları olduğu halde, ailemizi taziyeye gelen istismarcılara haddini bildiren ailemizi kutluyorum.
Ancak bölgede bazı ailelerin çocuklarını okullara göndermediğini duyuyoruz. Bir ailenin çocuğuna yapacağı en büyük kötülük okulundan alıkoyarak cehalete mahkum etmesidir.
YEREL SEÇİMLER ZAMANINDA YAPILACAK
Artık biz 27 Ekim olayını geride bıraktık. Yerel seçimi zamanında yapacağız. 2014 Mart. Madem ki böyle isteniyor, öyleyse biz 2014 Mart'ında yapacağız
Bizim endişemiz yok. Ana muhalefetin genel başkanı bir şeyler söylüyor. Bunlar belediyecilikten anlamaz. İl Özel İdareleri’ni de kaldırıyoruz.
527 NÜFUSA 26 MEMUR VAR
İtalya'da şehirlerin sayısını azaltıyor. Biz ise geçmişte siyasi nedenlerle kurulmuş olan bu yerleri şimdi kapatmak suretiyle oralara daha fazla hizmet vermenin erdemine ulaşacağız. Büyükşehir olmayan 52 ilimizde, nüfusu 2 binin altında olan belediyeleri de kapatıyoruz. Toplam 559 belediyenin tüzel kişiliği sona eriyor. Bu belediyeler arasında memuru işçisi bulunmayanı da var, 527 nüfusa karşılık 26 memuru bulunanı da var.
PERSONELİN MAAŞINI ÖDEYEMEYEN BELEDİYELER VAR
Belediyede aslında bütçe noktasında temel ilke, personel bütçesinin yüzde 30’u aşmamasıdır. Ama öyle belediyelerimiz var ki personelinin maaşını bile ödeyemiyor. Bu belediyeleri ayakta tutmanın en anlamı var? Peki bu hizmeti nasıl verecek?
Sözünü ettiğim son iki belediyenin bir tek işçisi, bir tek sözleşmeli personeli yok. Ötekinin başkan dışında hiçbir personeli yok. Zaten buralarda herhangi bir hizmet verilmiyor.