Güncelleme Tarihi:
‘KOMUTAN ÇAĞIRIYOR’ DEDİ
21.35’te Genelkurmay Başkanımızın Emir Subayı Piyade Yarbay Levent Türkkan ‘Genelkurmay Başkanımız sizi ve özellikle Kurmay Başkanımız İhsan Uyar’ı Karargaha bekliyor’ dedi.
Genelkurmay’a giriş yaptıktan sonra ilerlerken tam teçhizatlı özel kuvvet personeli görünümlü askerleri gördüm. Kışlanın korunmasına yönelik bir tatbikat olabileceğini değerlendirdim. Giriş kapısına gelmeden önce kural gereği koruma araçlarım ve personelim 50 metre kadar geride durdu. Bu esnada karargahın etrafında ve bahçe kısımlarında çok ciddi silah sesleri geliyordu.
Araçtan indiğimde Genelkurmay Başkanı Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay Ramazan Gözel, ‘komutanım süratle içeri girin’ diye heyecanla bağırıyordu.
KARARGAHI KORUYORLAR SANDIM
O ana kadar dışarıdan saldırı olduğunu, karargah içerisindeki askerlerin karargahı koruduklarını düşündüm.
Süratle önde ben, arkada Kurmay Başkanım Orgeneral İhsan Uyar ve Emir Subayım Binbaşı Yunus Can içeri girdik. Sağ ve soldaki sütunların arkasındaki silahlı özel kuvvet giyimli kişiler üzerimize abanarak üçümüzü de yere yatırıp silah dayadılar. Bağırarak ‘hareket etmeyin emniyetiniz için yapıyoruz’ dediler. Emir astsubayım Piyade Başçavuş Bülent Aydın’ın müdahale ederken şehit edildiğini öğrendim.
Ellerimizi arkadan kelepçeli halde yattığımız yerden kaldırıp ittirerek Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in odasına aldılar. Güler’in Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay Bünyamin Tuner’in tüm bu olanları organize ettiğini gördüm.
Güler’in odasında 35 dakika kadar ellerimiz arkadan bağlı otururken içeriye giren kişiler başımızı çenemize kadar kapatacak şekilde başlık geçirdiler, ayaklarımıza da kelepçe taktılar. Zaman zaman kafamızı öne doğru bastırarak etrafımıza bakmamızı engelliyorlardı.
20 DAKİKA UÇTUK
Saat 22.30 civarında ‘Gidiyoruz’ diye ikaz ederek iki kolumuzdan tutup kapıdan çıkardılar. Bir helikoptere bindirildik. 20 dakikalık intikal süresiyle bir yere indirildik. İndiğimiz yerde bir araca bindirdiler.
Yaklaşık 7 dakika sonra araçtan indirdiler, kapalı bir alana beni ve kurmay başkanım Uyar’ı bir yere getirdiler, iki kişilik koltuğa oturttular.”