Yeraltından notlar

Güncelleme Tarihi:

Yeraltından notlar
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 08, 2003 00:00

25 yaşında bir genç kadın... Ãœniversite yıllarını punk olarak yaÅŸadı. Dar pantolonlar giyip, saçlarını kazıttı. Kavga anında kullanmak için beline zincirler taktı. Saksıda esrar yetiÅŸtirip içti. Kimliksiz dolaÅŸtı. Nezarethanelerde sabahladı, aç kaldı. Sorgulamadan seviÅŸti. Ekonomiye canlılık getirmek için arabaları çizdi! Hamile kaldı. Evlendi. Çocuk doÄŸurdu. Ve Ä°stanbul'dan taşınıp, roman yazdı. Ayça Seren Ural, ilk kitabı Pogo'da kendi yaÅŸadıklarını ve daha fazlasını anlatıyor. Hayal gücünü kullanarak kitaba eklemeler yaptı. Åžu anda ‘ortamlardan’ elini eteÄŸini çekmiÅŸ durumda. 2,5 yaşındaki kızı Brengülü (Öz Türkçe'de yaban gülü) ve inÅŸaat mühendisi kocasıyla Ä°zmit'de yaşıyor. Bu kitabı 90'lı yılların gençliÄŸini unutturmamak için yazdı: ‘‘Bizim çocuklar hiç de haklarında küfrederek konuÅŸulacak çocuklar deÄŸillerdi. Bu çocuklar belki de el üstünde tuttuÄŸumuz birçok insandan daha dürüsttü.' YaÅŸadıklarınızdan sıyrılıp bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?- Derler ya balık denizde yaÅŸar denizi bilmez diye. Biz de bu olayların içindeyken aslında ne kadar toplum dışı olduÄŸumuzu fark etmiyorduk. Öyleydik sadece. Ben 1993-1998 arasında onlardan biriydim. Marmara Ãœniversitesi Ä°letiÅŸim Fakültesi Gazetecilik bölümünde okuyordum. Ãœstünden 5 yıl geçti. Bu kitabın çıkmasını iki ÅŸeye baÄŸlıyordum önceleri. Birincisi babamın ölmesi, ikincisi ise kızımın doÄŸması. Ama tekrar düşündüğümde bu iki olay olmasa da yazardım gibime geliyor. Çünkü bunlar yazmaya deÄŸer ÅŸeyler. Bir de daha önce bu türde bir ÅŸey yazılmadı. 90'ların çocukları yok sayıldı. Ama yaÅŸadılar, yaÅŸadık.TRAVESTÄ°LERLE BÃœYÃœDÃœM Ortamlara nasıl girdiniz?- BeyoÄŸlu Fındıklı Lisesi'nde okuyordum. KabataÅŸ'ta. Ama Tarlabaşı çocuÄŸuyum ben. ÇocukluÄŸumdan beri o insanlarla beraberim. Travestilerle büyüdüm. Bizim alt komÅŸumuz travesti üst komÅŸumuz torbacıydı (uyuÅŸturucu satıcısı). ReÅŸit deÄŸilken barlara girip çıkardım. Kitapta 'Herkes çılgın gençliÄŸi (esrar kullanan, grup seks yapan, barlarda sabahlayan, gürültülü müzik dinleyen...) problemli ailelerin çocukları zanneder. Oysa ki biz normal ailelerin çocuklarıydık...' diyorsunuz. - Evet bu doÄŸru. Ä°nsanları bu ÅŸekilde yanlış düşünmeye otoriteler sevk ediyor. Psikologlar ve pediatristler sorunlu ailelerin çocukları ilgi ve sevgi ihtiyacı yüzünden ortamlara giriyor, derler ama yok böyle bir ÅŸey. Ailesiyle ve kendiyle çok barışık yaÅŸayıp gelip bizimle dağıtan insanlar vardı. Ben de onlardan biriydim. Babamı taparcasına seviyorum. Annemi de aynı ÅŸekilde. Anneniz ve babanızdan bahseder misiniz? - Annem tiyatro oyuncusu, babam da sinemacıydı. Kitabı babanıza ithaf etmiÅŸsiniz. 'Bana yenilmeyi öğreten babama' diye bir ibare var... Babanız 'kaybeden' bir adam mıydı? - Babam onursuzca kazanmaktansa onuruyla kaybeden bir adamdı. Bana yenilmeyi, yenilenmeyi, yenilgiden ders çıkarmayı öğretti. Öldü. O ölmeden bu kitabı yazmak isterdim. Ama yine de bir yerlerden görüyordur.POLÄ°SLERÄ°N ÇAYINI İÇERDÄ°KKitabın kahramanlarından DeÄŸer 'Neyiz biz toplumun artığı mı?' sorusunu şöyle cevaplıyor: 'İçimizde beliren egosantrik duygu yüzünden böyleyiz. Ben herkesi s..erim ama kimse bana madik atamaz...' Bu gerçek düşünceleriniz mi? - O yıllarda herkes bireysel tepki koyuyordu. Biz bir grup ya da tarikat deÄŸildik. Bir gruba dahil olmayı korkaklık kabul ederdik. Dışardan bakanlar için siz de bir gruptunuz....- Punk diyorlardı bize... DinlediÄŸim müzik ve tavırlar açısından hálá punk'ım. Ama biz bir taraf deÄŸildik. Saçlarımızı kazıtıp boyuyorduk o kadar. Kendimizi bir grubun parçası olarak hissetmiyorduk. Otoriteler ve müzik uzmanları bize punk derdi. Punk nedir? EÅŸittir sokak serserisi. Bu insanlar serseriydi. Benim sempati duyduÄŸum çocuklardı. Siz de kimlik taşımayanlardan mıydınız? - Evet ben de kimlik taşımazdım. Ben de gözaltına çok alındım. Biz de aşırılıklar yaptık ama bu içimizdeki enerjiden kaynaklanan bir ÅŸeydi. Ortada kasıt yoktu. Bizim için göz altına alınmanın hiçbir sakıncası yoktu. Karakollarda polislerin çayını içiyorduk. Çok da ciddiye alınacak bir ÅŸey deÄŸildi. ‘‘Kimlik taşımamak, isimsiz olmak bize yaftalanan hayatı reddetmekti adeta...’’ Kitapta böyle yazıyor. - O bir genelleme... Benim için geçerli deÄŸil. Ben her zaman Ayça Seren Ural olduÄŸum için gurur duydum. Çünkü ben özgürlüğü ailemde yaÅŸadım. Hiçbir zaman kısıtlanmadım. Onlara hiç yalan söylemedim. SORU SORMA, CEVAP VERME Kitaba göre ortamlarda olmanın sizin aranıza karışmanın birçok kuralı var. Kural 1: Soru sorma, cevap verme. Birbiriniz hakkında bir ÅŸey bilmeden nasıl yaşıyordunuz? - Umursamıyorduk ki. Bir gece beraber içtiÄŸimiz biri ertesi gün yok olabiliyordu. Bazen 3-5 gün sonra çıkageliyordu, bazen de bir ay sonra öldüğünü öğreniyorduk. YakınlaÅŸmaya gerek yoktu. Sorgulamadan sorgulanmadan yürüyordu iliÅŸkiler... Bu çocuklar toplumun diÄŸer insanlarına yukarıdan bakıyorlar. Kendi tecrübelerine dünyanın en önemli ÅŸeyi muamelesi yapıyor ve kitabın bir yerinde DeÄŸer, 'YaÅŸamadığım bir tek ölüm kaldı' diyor... YaÅŸanacak ÅŸeylerin tükenebileceÄŸine inanıyor musunuz? - Tükenmek demeyelim de her ÅŸeyi yapabilecek enerjisi var bu insanların. Evde dikiÅŸ nakış öğrenebilir ama bir ev kızı gidip Pogo yapamaz. Ölüme de söz geçirebilmek istiyor. Ölümün ne zaman geleceÄŸini hesaplarsan hazırlıksız yakalanmazsın, diyor. AÅŸağılamak mevzuuna gelince onlar kendilerini aÅŸağılayanları aÅŸağılıyorlar. Siz kendi hayatınızda ölüme ne kadar yaklaÅŸtınız? - Hayatta belirsiz olması gereken ÅŸeyler de vardır. Ölümün zamanını da bilmeyivereyim! Ben her an ölecekmiÅŸim gibi yaşıyorum. Misyon kelimesi kitapta çok geçiyor... - Evet dalga geçiyorum o kelimeyle... YaÅŸamını inatla bir ÅŸeylere adayan insanları anlayamıyorum.Siz hayatta her ÅŸeyin denenmesinden yanasınız... - YaÅŸamı bu ÅŸekilde kısıtlamak niye? Hayatın bir sürü alternatifi var. Ben bu gün esrar içiyorsam yarın Kuran okuyabilirim. Ya da toplu seks yapıyorsam aylarca hiç seviÅŸmeyebilirim. Ya da travestilerle birlikteysem yarın ÅŸehir anaları denilen türbanlı kadın grubuyla birlikte olabilirim. CÄ°NSEL AÇLIÄžIMIZ YOKTUPeki sizin ortamlarda aÅŸk var mıydı?- Tadında yaÅŸanıyordu aÅŸk. Paylaşılan anlar çok önemliydi. Gençlerin çoÄŸu 'gösterip vermemek temeline kurulu iliÅŸkiler' yaÅŸarken biz daha saf daha teklifsiz ÅŸeyler yaÅŸardık. Bir kere kimsenin cinsel açlığı yoktu. Çünkü istediÄŸi zaman herkes rahatlıkla seks yapacak birini bulabiliyordu.Nasıl oldu da evlendiniz?- Ortamlarda tanıştık. Yıllarca aynı ortamlardaymışız da farkında deÄŸilmiÅŸiz. O inÅŸaat mühendisi. Biraz daha rocker'dır. Birbirimizi tanıdık, gittik evlendik. Ailelerimize biz evlendik dedik. Onlar da onayladılar...Hamile miydiniz evlendiÄŸinizde? - Evet. Mutluyuz. Kendimizden ödün vermiÅŸ deÄŸiliz. Yapmaktan hoÅŸlandığımız ÅŸeylerden vazgeçmedim. Neden Ä°stanbul'da yaÅŸamıyorsunuz? - Ä°stanbul'da çocuk büyütülmez. Ben bu ÅŸekilde büyümüş olmaktan memnunum. Ama benim bir babam vardı ve benim hata yapmama asla izin vermezdi. Yanlışı ve doÄŸruyu bana çok iyi gösterdi. Ben çocuÄŸuma o derece yol gösterebileceÄŸimi hiç zannetmiyorum. Eskiden Ä°stanbul çok farklıydı. Herkes haddini biliyordu. Åžimdi saplar ve samanlar birbirine karıştı. Alt kültürün yuvalandığı yerlerde oturmama imkan yok. Ama temiz ailelerin oturduÄŸu yerlerde oturmayı da midem kaldırmaz. Temiz aileler neden midenizi kaldırıyor? Bu tepki niye?- Onlarla konuÅŸacak ÅŸeyim yok benim. Birbirimizden hoÅŸlanmıyoruz. Böyle davranarak onların sizin gibilere yaptığını siz de onlara yapmış olmuyor musunuz? - Ama bana baÅŸka bir ÅŸans bırakmıyorlar ki. Onlar muhasebeci baba ve ev hanımı anne. Kadın fiskos masa örtüsü örüp Seda Sayan izliyor. Onlarla konuÅŸacak hiçbir ÅŸeyim yok. Bakın ben herkes saksısında otunu yetiÅŸtirsin demiyorum ama hayatın farklı renklerini de görsünler.Eroinmanlar bizden uzakta ölürdüUyuÅŸturucudan ölen arkadaÅŸlarınız oldu mu?- Tabii canım çok oldu. Ölüm o ortamlarda kaçınılmazdır. Aynı yıllarda eroinden ölen Vildan Kutlular'ı tanıyor muydunuz?- Adını duymuÅŸtum. Ortamdaydı. Onun sevgilisini tanıyordum, Ä°lyas. O da öldü. Eroin kullananlarla bizim pek iÅŸimiz olmazdı. Onlar bizden uzaklarda bir yerlerde ölürlerdi. Bizim gibi eÄŸlenceye meraklı deÄŸillerdi. Hadi gidelim bir açık hava partisi verelim demezlerdi. BuluÅŸacakları bir torbacıları vardı mutlaka...Siz uyuÅŸturucu kullanıyor muydunuz? - Biz eroin derecesinde uyuÅŸturucu kullanmıyorduk. Eroin kullananlar Canki'dir. Onlar asla punk olamazlar. Onlar hiçbir ÅŸey olamaz. Onların müzik ya da giyim tarzı gibi ortak zevkleri yok. Onlar yalnızca uyuÅŸturucu için yaşıyorlar. Biz cankileri aÅŸağılardık. Biz o dönemi yaÅŸarken bilinçliydik. Kavga eder, pogo yapar, çok çok arabaları çizerdik. Ekonomik canlılık derdik buna. Eroin bizim kontrolümüzü yitirmemize neden olurdu ki bu istediÄŸimiz son ÅŸeydi.Eroin'e karşıydınız ama esrar içiyordunuz deÄŸil mi? - UyuÅŸturucu konusuna pek girmeyelim söyleyeceklerim kimsenin hoÅŸuna gitmeyebilir. Kimseyi memnun etmeye çalışmıyoruz... - Sigara içmek, içki içmek nasıl sıradan ise uyuÅŸturucu da ileride böyle olacak. Esrar yasaksa ÅŸu anda bu yasaktan faydalanan bir ton insan var, birilerinin cebine çok fazla para giriyor. Eroinde de... Kitaptaki karakter Rüzgar saksıda esrar yetiÅŸtiriyor... - Ben de yetiÅŸtirdim. AYÇA SEREN URAL90'ları punk olarak yaÅŸadısaçını kazıttı, esrar içtiarabaları çizdi, nezarete düştüevlendi, çocuk doÄŸurdu ve...yaÅŸadıklarını sansürsüz yazdıPogo bir tür danstırPogo bir tür dans. Yüz-iki yüz tane kudurgan insan bir araya gelir. Pogo yaparken birileri birilerini yere devirir, üstüne çıkar, omuz-dirsek-kafa atar, duvara fırlatır hatta bazılarının bir yerleri yarılır ama kimse de karşısındakine 'ya sen niye benim kafamı patlattın' diyerek kavga çıkarmaz. 'Benim kızıma niye baktın' diye kavga çıkar ama 'bana niye sandalye fırlattın' diye bir kavga çıkmaz. O sertlikten hoÅŸlanan, birbirini itip kakan gençler vardır. Sonuçta tepiÅŸerek rahatlamadır yapılan. Bir tür dışa vurum. Her insanın kendini dışa vuruÅŸu farklıdır. Kimi susarak kendini dışa vurur, kimi sokaklarda kavga eder. Biz ikisini de yapmazdık. Kendi aramızda zararsız tepiÅŸmeler yaÅŸardık. Morartmacasına girerdik birbirimize. SakinleÅŸir ve sokaklara dalardık.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!