Güncelleme Tarihi:
Afganistan, Pakistan ve Bangladeş’ten Türkiye’ye çalışmaya gelen Asyalı işçiler gruplar halinde Yenikapı’daki miting alanını kriket sahası olarak kullanıyor. Bu oyun Asyalı işçiler için o kadar önemli ki oyun için gerekli olan sopaları ülkelerinden getirmişler.
Küçük küçük gruplara bölünen işçilerde iki takım lideri öne çıkarak oyun için gerekli olan 11’er oyuncu seçiyor. Oyuncular belirlendikten sonra oyunun ‘atıcı’ ve ‘vurucuları’ belirleniyor. Kısa bir ısınmanın ardından oyun başlıyor. Oyuncular kendi dillerinde birbirleriyle iletişim kurarken, kriket maçını izleyenler ise her sayıdan sonra tezahürat yapıp tuttuğu takıma destek veriyor...
9 YILDIR TÜRKİYE’DE KRİKET OYNUYOR
Yenikapı miting alanında denk geldiğimiz ilk takım Pakistanlılardan oluşuyor. Takım en tecrübeli ismi ise Halim Abdulhalim Hanbek. Bir markette çalışan Hanbek 9 yıldır Türkiye’de. Tek izin gününü kriket oynarak değerlendiriyor. Kriket oyununun Pakistan’da çok yaygın olduğunu söyleyen Hanbek, “Her pazar buraya gelip kriket oynuyoruz. Bizim gibi çok kişi var. Bu kriket sopasını Pakistan’dan aldık. Kriket sopası Türkiye’de 150-200 lira arasında satılıyor. Pakistan’da ise 50 liraya satılıyor. Pakistan’dan gelen arkadaşlarımız gelirken yanlarında kriket sopasını da getiriyor.”
Kriket özel bir topla oynanıyor ama Hanbek bazı çözümler bulduklarını da anlatıyor: “Topları burada alıyoruz. İki çeşit kriket topu var. Biri sert, diğeri ise yumuşak. Kriket topu pahalı olduğu için onun yerine tenis topuyla oynuyoruz. Parçalanmaması için tenis topunu bandajla sarıyoruz. Bazen Zeytinburnu’nda bazen Sultançiftliği’nde bazen de Bağcılar’da kriket oynuyoruz. Kriket oynamak için İzmir’e bile gittim.”
Kriketi yöresel kıyafeti ile oynayan Esad Gilani ise “Kriket elbiseleri çok pahalı. Yaygın bir spor olmadığı için kriket elbisesi bulmak zor” diyor.
Pakistanlı gruptan ayrılıp 500 metre ilerlediğimizde Afganistanlı bir gruba denk geliyoruz. Kriket oynayan bir Afganlı, “Abi kenara çekil, top kafana gelecek” diyerek beni uyarıyor. Kendilerini oyuna kaptıran Afganlar kısa bir mola verince kriket üzerine sohbet etme şansımız oluyor. Tekstil işçisi Kaşmir Mirza, “Kabil’den İstanbul’a geldim. İki senedir İstanbulda’yım. Her hafta buraya gelip burada oynuyoruz. Bazen kendi aramızda oyun oynuyoruz, bazen de Pakistanlı, Bangladeşlilerle oynuyoruz” diyor.
TÜRKLER NE OYNADIĞIMIZI MERAK EDİYOR
Kriket oyununu oynadıklarında Türklerin merak edip kendilerini izlediğini söyleyen Azizullah Naserhan ise “Kriket bizim orada çok önemli bir oyun. Biz kriket oynarken Türkler yanımıza gelip, ‘Bu oyunun adı ne, nasıl oynanıyor’ diye soruyor. Biz de kriket oyununun nasıl oynandığını anlatıyoruz. Çok merak edenler bizimle oynuyor” diyor.
Tenis toplarını böyle bandajlıyorlar...
NASIL OYNANIR?
Kriket oyunu ilk defa 16. yüzyılda İngiltere’de oynanmaya başlandı. 18. yüzyıldan sonra diğer ülkeler tarafından da benimsenmeye başlandı ve Avustralya, Hindistan gibi farklı kıtalardaki ülkelerde de oynandı. 11 kişiden oluşan iki takım oyuncuları arasında, ucu kıvrılmış sopa yardımıyla küçük ve ağır bir topu rakip kaleye sokma amacını taşır. 20 metre uzunluğunda dikdörtgen bir saha bulunan ovalimsi bir alanda oynanır. Amaç rakip takımın kalesini top yardımıyla devirmeye çalışmak. Oyun, vurucu oyuncu konumunda bulunan oyuncunun sert bir hamle ile topu karşı takımın kalesine atmasıyla başlar. Atıcı, atış yaptığı anda ise 20 metrelik çizgiyi geçmemek kaydıyla hızla koşar, aynı anda vurucu kalesini savunur. Eğer vuruş başarılıysa, her iki takımın vurucusu da karşı kalelere koşmaya başlar. Bu sırada oyuncular alandaki topu sınır dışına çıkmadan yakalamaya çalışır. (Tarık Demir/Spor)