Güncelleme Tarihi:
Radikal'in haberine göre, Yenikapı kazılarından çıkan yaklaşık 1500 yıllık batıklar konservasyon için havuzlarda bekletiliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin finansörlüğünde İstanbul Üniversitesi tarafından kurulan Yenikapı’daki laboratuvarda tam 27 batık üzerinde bilim adamları çalışmalarını sürdürüyor.
Kurulacak müzede sergilenmek üzere konservasyonları yapılan ahşap gemiler dünyanın en büyük batık filosunu oluşturuyor.Yenikapı Metro ve Marmaray kazıları 2004 yılında başladı. Tüm dünyanın dikkatini çeken kazılarda neolitik buluntular İstanbul tarihini 2000 yıl kadar geriye götürdü.
İlk İstanbulluların mezarları, ayak izleri, kano küreği, kaşık gibi 8500 yıllık buluntular büyük yankı uyandırmıştı. İstanbul’un antik çağdaki Theodosius limanındaki batıklar da su altı arkeoloji tarihi açısından oldukça büyük öneme sahipti. 2005 yılında bulunan ilk batıktan sonra tam 36 batık daha çıkarıldı. Bazıları yükleri ile beraber bulundu.
Dönemin savaş gemisi olarak bilinen kadırgalar bilim dünyasını heyacanlandırdı. İçlerinde malzeme bulunan amforalar, çapalar, halatları ile birlikte sanki dün batmışçasına sapasağlam buluntular elde edildi. Bilim dünyası teyakkuza geçti.
Bizans döneminin en önemli batık koleksiyonu toprağın altından geliyordu.
BATIKLARA NE OLDU?
Bizim sapasağlam dediğimiz batıklar aslında toprağın içinde sadece resim veriyordu. Geminin gövdesini oluşturan o koca koca kalaslar dokunduğunuzda bir kağıttan farkı yoktu. Ülkemiz arkeolojisi batık çıkarma ve onun konservasyonu konusunda çok da bilgili değildi.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü başkanı Prof. Dr. Ufuk Kocabaş, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğünün daveti üzerine batıkların bilimsel kaldırılma ve konservasyon işini yapmayı kabul etti.
Kocabaş Viking batıkları üzerine uzman olan dünyadaki sualtı arkeoloji ekiplerini gezdi, hem kaldırma hem de konservasyon aşamalarını inceledi. ABD'nin Texas A&M Üniversitesi Deniz Arkeolojisi Enstitüsü'nden Cemal Pulak’da batıkların bir kısmının bilimsel konservasyonunu üstlendi.
BATIK HAVUZLARI KURULDU
Arkeologlar kazdıkça batık sayısı arttı. Toplam 37 batık çıktı. Raylı sistem projesini yürütenler üzgün, arkeologlar sevinçliydi. Bunların hepsi büyük bir titizlikle araziden alınarak, içleri kimyasal ilaçlı suyla dolu havuzlara alındı.
Yenikapı istasyonunun yanı başında 2 katlı konservasyon laboratuvarı oluşturuldu. İstanbul Üniversitesi adına Prof. Kocabaş laboratuvarda hem belgeleme hem de onarım sürecini başlattı. Gemilerin konservasyonları tamamlandıktan sonra projede yer alan Yenikapı müzesinde sergilenebilecek hale gelmesi için bilimsel çalışmalara hız verildi.
LABORATUVARDA NELER YAPILIYOR?
Binlerce yıl toprak altında kalan ahşap malzemeler kimyasal ilaçlı havuzlardan çıkarılıp dijital belgeleme çalışmaları yapılıyor. Batığa ait her ahşap parçası 3 boyutlu olarak dijital siteme aktarılıyor. Bu belgeleme çalışması sırasında ahşap malzemenin üzerindeki çiviler, balta kesik izleri, budaklar gibi her ayrıntı kayda alınıyor. Daha sonra ahşap malzeme kurutulmak üzere dondurarak kurutma yöntemine tabi tutuluyor.
Ahşabın içindeki su normal kurutma yöntemi yapıldığında malzeme küçülüyor, eğriliyor ve geri dönüşü olmayacak bir şekil bozukluğuna uğruyor. Bunun önüne geçmek için kullanılan dondurarak kurutma yöntemi için pahalı da olsa İBB’si ikna edilerek o cihaz temin edildi. Bugün müze kurulsa bir batık hemen sergilenebilecek noktaya geldi.
EKİBİN SİVRİSİNEKLE İMTİHANI
Ahşap malzeme içi su dolu havuzlarda bekletildiği için özellikle yaz aylarında sivrisinek problemi büyük oldu. Dışardaki havuzlar için kimyasal ilaçlar kullanıldı ama üzerinde çalıştıkları ahşap malzemeyi tuttukları laboratuvar içindeki havuzlarda ilaç kullanmak çalışanların sağlığını tehdit ediyordu. Prof. Kocabaş Danimarka’da başka bir amaçla kullanılan Japon balıklarını hatırladı. Laboratuvar içindeki havuzlarda Japon balıklarını kullandı. Sonuç mükemmeldi. Balıklar sivrisinek larvalarını yiyor üremelerine engel oluyordu. Balıklar hem eğlenceleri olmuş hem de çalışanları büyük bir dertten kurtarmıştı.
TEŞEKKÜRÜ HAK EDİYORLAR
Yenikapı arkeoloji kazıları bitti. Olağanüstü sonuçlar elde edildi. Binlerce eser müze depolarına kaldırıldı. Batıkların bilimsel konservasyonları hızla sürüyor. İstasyonun yanında oldukça geniş bir arzi de mevcut. Artık Yenikapı Müzesi için düğmeye basılmalı ve bir an önce bulunan eserlerin halk ve bilim dünyası ile buluşması sağlanmalı. Başta İstanbul Arkeoloji Müzeleri olmak üzere İstanbul Üniversitesi adına çalışmaları yürüten Prof. Dr. Ufuk Kocabaş ve ekibi, Doç. Dr. Cemal Pulak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi katkılarından dolayı teşekkürü hak ediyorlar.