Yeni Zelanda'da enkazın altından Mossad mı çıktı?

Ülke basınının önde gelen gazetelerinde yer alan haberlerde, üçü İsrailli 181 kişinin Christchurch depreminde, ölen İsraillilerinden birinin en az 5 pasaport taşıdığı öne sürüldü. Depremde kurtulan başka İsrailliler de olduğuna dikkat çekilen haberlerde bu kişilerin Mossad için çalıştığı ve Yeni Zelanda polisinin bilgisayar sistemine korsan giriş yapmaya çalıştığı iddia edildi. �

İsrail casus şebekesi şüphesiyle ilgili bilginin nasıl elde edildiği açıklanmayan haberlerde, depremin ardından Yeni Zelanda Başbakanı John Key'in İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından dört kez telefonla arandığına işaret edildi.

Ayrıca, depremin ardından Christchurch kentinde kordon altına alınan bölgede resmi onayı olmayan bir İsrail arama kurtarma ekibinin çalışmasının, Yeni Zelanda yetkilileri tarafından durdurulduğu da belirtildi.

BAŞBAKAN ÖNCE “ULUSAL ÇIKARLARA AYKIRI” DEDİ…

Yeni Zelanda Başbakanı Key ise ilk olarak haberle ilgili yorum yapmasının ulusal çıkarlara uygun olmadığını söyledi, ancak daha sonra yaptığı açıklamada haberi yalanladı.

Key, açıklamasında bölgede depreme yakalanan İsraillilerin Mossad’la olası bağlantısına ilişkin soruşturma yapıldığını, ancak böyle bir sonuca ulaşılamadığını söyledi.

Ölen İsraillinin yanında bulunan arkadaşı Ofer Mizrahi’nin depremden 12 saat sonra ülkeyi terk ettiği bildirilmişti.

Yeni Zelanda Başbakanı, hayatta kalan İsraillilerin apar topar ülkeden ayrılması dolayısıyla soruşturma başlattıklarını ancak sırtlarında çantalarıyla seyahat eden bir grup gençten başka bir şey olduklarına dair bir kanıt bulunamadığını söyledi.

“SADECE 2 PASAPORTU VARDI”

Key, ölen İsraillinin sadece bir Avrupa pasaportunun bulunduğunu, kendisine ait bir İsrail pasaportunun da arkadaşları tarafından ülkeden ayrılmadan önce İsrailli yetkililere teslim edildiğini sözlerine ekledi.

Key, “Pasaportların hiçbiri Yeni Zelanda pasaportu değildi” derken polisin kendisine bilgisayar sistemlerine korsan giriş yapılmadığı konusunda teminat verdiğini de belirtti.

BÜYÜKELÇİ: HAVAALANINA BEN GÖTÜRDÜM

İsrail'in Yeni Zelanda Büyükelçisi Şemi Zur da yalanladığı haberi "bilim kurgu" olarak niteledi ve iddialara konu olan İsraillilerin "güzel bir ülkede tatil yapan gençler" olduğunu söyledi.

Büyükelçi Zur, ölen İsraillinin arkadaşlarını havaalanına kendisinin götürdüğünü belirterek “Şoktaydılar, ağlıyorlardı, sadece arkadaşlarından bahsediyorlardı” dedi.

MOSSAD’IN YENİ ZELANDA SİCİLİ KABARIK

Yeni Zelanda basınında yer alan bu iddialar akıllara 2004 yılında yaşanan ve Mossad’ın karıştığı bir kimlik hırsızlığı olayını getirdi.

İki ülke ilişkilerinde ciddi bir gerginliğe neden olan olayda iki İsrailli sahte Yeni Zelanda pasaportları basmaya çalışırken yakalanmıştı. Mahkeme söz konusu İsraillilerin Mossad için çalıştığına karar vermişti.

Dönemin Yeni Zelanda Başbakanı, İsrail’e karşı yaptırım kararı almış, büyükelçisini geri çekmişti. Kriz 18 ay sürmüş, büyükelçilik Ağustos 2005’te yeniden açılmıştı.

DUBAİ SUİKASTINDAKİ SAHTE PASAPORTLAR

Öte yandan geçtiğimiz yıl Ocak ayında Dubai’de bir suikasta kurban giden Hamas’ın üst düzey yöneticilerinden Mahmud el Mabhuh’un ölümüyle ilgili akıllarda detaylar da Yeni Zelanda’da ölen İsraillilerin Mossad’la ilgili olabileceği şüphesini güçlendirdi.

Suikasttan yaklaşık bir ay sonra, Mabhuh’a suikast düzenleyen şebekenin Mossad için çalıştığı, Dubai’ye İngiltere, İrlanda, Fransa ve Almanya vatandaşlarına ait kopya pasaportlarla girdikleri ortaya çıkmıştı.

Adı geçen ülkeler İsrail’e tepki göstermiş özellikle Londra-Tel Aviv ilişkileri ciddi anlamda gerilmişti.