Güncelleme Tarihi:
31 MART BİR BEKA MESELESİDİR
“Türkiye’nin bu seçimde belediye başkanlarıyla birlikte geleceğinin de kararını vereceği gerçeğini gözlerden uzak tutmak için her yolu deniyorlar. Onlar ne kadar gizlemeye çalışsalar da elin oğlu çıkıyor ta Yeni Zelanda’da medeniyetimize, tarihimize, kültürümüze olan düşmanlığını hem de en kanlı bir şekilde ortaya seriyor. Yeni Zelanda’daki katilin silahına yazdığı isimlere, tarihlere dikkat ettiniz değil mi? ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör.’ Kim diyor bunu? Bay Kemal. Bu ırkçı senatörden senin ne farkın var Bay Kemal? Aynı ifadeleri bu da kullanıyor, Bay Kemal de kullanıyor. Şunun söylediğine bak, ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör’ diyor. Ya sen Müslüman değil misin? Bir Müslüman kalkıp da İslam dünyasını terörün kaynağı olarak nasıl ifade eder, nasıl bu ifadeyi kullanır. Diyorum ki şimdi 31 Mart işte bu adamların kullandığı bu ifadeler dolayısıyla bir beka meselesidir. Ne diyor ‘YPG ile bizim bir sorunumuz yok, YPG bizi zarar vermez’ diyor. Kim diyor bunu? Bay Kemal.
SEN KİMSİN YA AHLAKSIZ
Silahındaki her ifade ülkemizden bunca uzakta bile üzerimizde yapılan oyunu gösteriyor. Anadolu yakasında duracakmışız, Avrupa yakasında duramazmışız. Sen kimsin ya, ulan terbiyesiz, ahlaksız sen kimsin? 50 tane ibadette olan kardeşimizi kalleşçe, adice, alçakça öldürdün. Ama bunun hesabını vereceksin. Bunun hesabını eğer Yeni Zelanda sormazsa öyle veya böyle biz bunun da hesabını sormasını biliriz.
KATİLE HAYAT HAKKI TANIMA
Efendim bizim yasalarımızda 15 yıldan daha fazla mahkûmiyet yokmuş. Ya ne diyorsunuz siz? 50 tane ibadetini yapan Müslüman’ı katledecek, sizin yasalarınızda böyle bir madde yokmuş. Bu insan hayatı, insan canı ne kadar ucuz ya. Eğer yasalarında böyle bir şey yoksa yeni yasal düzenleme yap bu tür katillere de hayat hakkı tanıma. Teröristin silahındaki her ifade ülkemizden bunca uzakta bile üzerimizde yapılan hesapların itirafı gibidir. Çanakkale’de 16 bin 500 kilometreden çıktınız geldiniz. Ya Çanakkale’de sizin ne işiniz vardı? O Onbeşliler bile Seyit Onbaşılar bile Çanakkale’yi bunlara zindan ettiler. Biz Gazi’nin ifade ettiği gibi ‘Hiç endişe etmeyin, evlatlarınız bizim evlatlarımızla koyun koyunadır’ diyerek onları teselli etmiştik. Ama bunlar bu teselliden anlamıyor ki. Bizim sizinle bir alıp veremediğimiz yoktu ki niye buralara geldiniz? Tek sebep biz Müslümanız, onlar da Hıristiyan.
DAHA ÇOK BEDEL ÖDERLER
Sınırlarımızın dibinde terör koridoru oluşturmaya çalışanların amacı da aynı. Güney Asya’da ve Afrika’da çeşitli isimlerdeki terör örgütleriyle Müslüman kanı dökenlerin, masum insanlara zulmedenleri sahaya sürenlerin de hedefi aynı. Bu işleri hafife alanlar buyurun Fransa’da bak duruyor mu terör, durmuyor. İngiltere’de Hollanda’da durmuyor, samimi olun. Ama samimi olmuyorlar, samimi olmadıkları için bedel ödüyorlar. Daha çok bedel öderler. Biz diyoruz gelin teröre karşı beraber mücadele verelim. DEAŞ bahanesiyle bölgemizi kana ve ateşe bulayanların da gayesi aynı. Biz bin yıldır nice saldırılara göğüs gererek bu toprakları vatan yaptık. Bundan sonra hiçbir oyun, hiçbir senaryo bizi vatanımızdan vazgeçiremez. Kimse ezanımıza da bayrağımıza da el uzatamaz bunu bilsinler. Gereğini de anında yaparız.”
CEZAEVLERİNDE BESLEMEK BANA AĞIR GELİYOR
Biz bir yanlış yaptık, idamı kaldırdık, bana göre yanlış yaptık. Zira 15 Temmuz gecesi 251 vatandaşımızı, askerimi, polisimi şehit edenleri ağırlaştırılmış da olsa müebbet de olsa cezaevlerinde onları beslemek bile bana ağır geliyor. Hep söyledim yine söylüyorum, eğer bizim parlamentomuz bununla ilgili böyle bir karar verirse ben bunu onaylarım.
ATATÜRK İSMİNİ İSTİSMAR ETTİLER
Ülkemizin önünü terör örgütleriyle, gizli açık nice tuzakla, oyunla kesemeyeceklerini görenler son olarak doğrudan milletimizin işine, aşına saldırdılar. İstikrar ve güven ortamına sahip çıktığımız müddetçe bu tür sarsıntılar bizi ne durdurabilir ne de yıldırabilir. Ülkemizi, Gazi Mustafa Kemal’in vasiyeti olan muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmakta kararlıyız. Biz Gazi’nin vasiyetine sahip çıkarken bunca zamandır Atatürk’ün adını istismar etmekten başka icraatları olmayanlar ne yapıyor dersiniz? CHP, etrafına bazı partileri toplayarak bizim karşımızda bir ittifak kurdu. Bu partilerin bir kısmı CHP’nin ittifakında resmen, bir kısmı da fiilen var. Çünkü milletin karşısına çıkıp bu ittifakı söylemeye cesaret edemiyorlar. Hangi ittifak olduğunu anladınız değil mi? Cumhuriyet’in kurucu partisi olmakla övünen CHP, gitti ülkemizin ve milletimizin sırtına hançer saplamak için herkesle yatıp kalkan bir terör örgütünün emrindeki bir partiyle ittifak kurdu. Aynı şekilde adı İYİ, kendisi karışık parti de bu örtülü ittifakı güle oynaya kabul etti.
MASKELİ BALONUN SONU GELDİ
Kendileri her ne kadar inkâr etseler de bölücü örgütün emrindeki partinin eşbaşkanı çıktı her şeyi açıkça ifade etti. Bu adam (HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli) Kürt değil ha cambaz. Kürtler benim kardeşim, Türk de kardeşim. 82 milyon benim kardeşim, ayrımcılık bizde yok ama bunlar ayrımcı. Kardeşlerim ne olur oylarımızı böldürmeyelim, oylarımızı birilerine kaptırmayalım. Bu sandıklardan patlatırcasına çok daha güçlü çıkalım. Bölücü örgütün emrindeki parti oynanan oyunu ifşa edip bunları sıkmaya başlayınca bunlar da kendi tabanlarını sıkıyor. Ama bu iş böyle gitmez. Artık bu maskeli balonun, bu matruşka oyununun, bu bukalemun siyasetinin sonu gelmiştir.
ŞEVVAL’İN GÖZYAŞLARI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan Ereğli’deki konuşması sırasında “Mektup yazıp bugün bizi bekleyeceğini söyleyen beşinci sınıf öğrencisi Şevval Cerrah kızımız burada mı? Nerede Şevval? Şevval kızımızın mektubuna cevap veremedim ama bak Şevval bizzat çıkıp geldim” dedi. Erdoğan, Şevval’in kendisine sarılarak ağlaması üzerine “Ağlama, ağlarsan olmaz” diyerek teselli etti.