Yeni TCK Susurlukçulara yaramadı

Güncelleme Tarihi:

Yeni TCK Susurlukçulara yaramadı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2006 15:01

“Susurluk Davası”nın 14 hükümlüsü hakkında kesinleşen kararın üst hadden kurulduğu dikkate alındığında yeni TCK'nın lehe durum oluşturmadığı bildirildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, hükümlülerden katılan olmadı. Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı, mahkemenin kesinleşen kararında hükmedilen cezaların ve artırımların en üst hadlerden uygulandığını hatırlattı.

Takdir mahkemeye ait olmak üzere, kurulacak ek hükümde cezaların ve artırımların üst hadlerden uygulanması durumunda 5237 sayılı yeni TCK'nın hükümlüler yararına yasal düzenlemeler getirmediğini kaydeden Savcı, bu nedenle yeni TCK'nın uygulanmasına yer olmadığını belirtti.

Cumhuriyet Savcısı, ceza miktarları ile artırım oranlarında alt ve üst hadler arasında bir oran tercih edilmesi halinde hükümlülerin lehine olan yasal düzenlemelerin mahkemece belirlenerek uygulanmasını talep etti.
Duruşma, hükümlüler ile avukatlarının esas hakkındaki görüşe karşı beyanlarını hazırlamaları için ertelendi.

10 YILLIK DAVA

Susurluk'ta 3 Kasım 1996 tarihinde meydana gelen trafik kazasının ardından ortaya atılan iddialarla ilgili açılan davayı 12 Şubat 2001 tarihinde karara bağlayan İstanbul 6 No'lu DGM, sanıklardan eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ve eski MİT görevlisi Korkut Eken'i, “cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak ve bu teşekkülü yönetmek” suçundan 6'şar yıl, eski polisler Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Ercan Ersoy ve Ziya Bandırmalıoğlu ile eski milletvekili Sedat Edip Bucak'ın şoförü Abdülgani Kızılkaya, “katliam hükümlüsü” Haluk Kırcı, “uluslararası uyuşturucu kaçakçısı” Yaşar Öz, öldürülen kumarhaneci Ömer Lütfü Topal'ın iş ortakları Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir'i de “cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak” suçundan 4'er yıl ağır hapis cezasına mahkum etmişti.

DGM, tüm sanıklar hakkındaki “yakalama ve gıyabi tevkif müzekkeresi bulunan kişiyi saklamak veya saklı olduğu yeri bildiği halde yetkili mercilere derhal haber vermemek” suçunun ise 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Ceza ve Davaların Ertelenmesine İlişkin Yasa uyarınca ertelenmesini kararlaştırmıştı.

DGM'nin bu kararı, Yargıtay 8. Ceza Dairesince “bazı sanıkların gizli celsede açıklama yapma istemlerinin kabul edilmemesi ve Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava sürecinin sorulmaması” dikkate alınarak, “eksik soruşturma” gerekçesiyle oybirliği ile bozulmuştu.

Dosya, İstanbul DGM'ye gönderilmeden dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun itirazı üzerine 8. Ceza Dairesine yeniden gönderilmişti. Yargıtay, esasa ilişkin yaptığı inceleme sonucu, Eken ve Şahin'in 6'şar, diğer 12 sanığın da 4'er yıllık ağır hapis cezalarını onamıştı.

Bu arada sanıklardan Mustafa Altunok, yeni TCK'nın yürürlüğe girmesinin ardından lehe olan hükümlerin incelenerek uygulanması için kaldırılan 6 No'lu DGM'nin yerine kurulan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine başvurmuştu.
Altunok'un bu talebini kabul eden mahkeme, lehe hükümlerin değerlendirilmesi için 14 kişinin yeniden yargılamasına karar vermişti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!