Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2002 00:00
ZANNEDİYORUM ki, her makul ve önyargısız insan bugün Türkiye´de politikanın tamamen tıkanmış olduğunun bilinci içindedir.İsmi üzerinde bile mutabakata varılamayan ''af'' kanununun yarattığı hukuk keşmekeşi ve açacağı sosyal yaralar karşısında koalisyon hükümetinin vurdumduymazlığı ve daha perşembe gecesi RTÜK Kanunu görüşülürken Meclis´in sergilediği perişanlık ve acz bunun en yeni kanıtıdır. Vatandaşlar pusulasını şaşırmış, iktidarın hata üstüne hata yaptığını dehşetle izlerken, 2004 Nisan´ında veya büyük olasılıkla daha erken bir tarihte yapılacak seçimde ülkeyi nasıl bir kaderin beklediğinin kaygısı içindeler. ''Beterin beteri vardır'' deyimini düşünerek daha büyük bir ümitsizliğe bile kapılıyoruz. Parlamentoda temsil edilen partilerin hepsi fersudeleşmiş izlenimini veriyor. Liderlerinin kredibilitesi sıfır noktasına kadar inmiş. Koalisyon ortaklarının söylemlerine bakıyoruz, iktidardalar mı, yoksa muhalefette mi, belli değil. Herkes içine sindiremeyip sonra Meclis´te oy veriyor!* * *Önümüzdeki
seçimler açısından gerçekten de ürkütücü perspektifler mevcut. AKP´nin oyların büyük bir kısmını toplamasından haklı olarak endiÅŸe ediliyor, fakat bunun sebebi üzerinde durulmuyor. AKP ne yazık ki bugün taban ile temasını muhafaza eden tek partidir. Ona oy vereceklerin çoÄŸu, söylemine inandıkları için deÄŸil, fakat oturdukları gecekondularda veya fakir mahallelerde kendileriyle ilgilenen tek parti olduÄŸu için oy verecekler. Bu olasılığa karşı hukuki veya baÅŸka engellere baÅŸvurmak sorunu ancak erteler. Fransa´da da milli konsensüse ters düşen bir parti birdenbire kuvvet kazandı, fakat ona karşı yine demokratik yollarla ve toplumla birlikte mücadele yolu seçildi. Görüldü ki bu partinin kuvvetlenmesinin asıl nedeni, diÄŸer partilerin inandırıcılıklarını kaybetmesidir.Gelecek seçimleri etkileyecek bir baÅŸka unsur var. 2001 yılında patlak veren ekonomik krizin sosyal faturasının korkunç boyutu ÅŸimdi ortaya çıkıyor. Koalisyon hükümeti, deÄŸerini hiçbir zaman tam olarak takdir edemediÄŸi Kemal DerviÅŸ sayesinde Türkiye´nin bir Arjantin olmasını önledi, büyük miktarda finansman kaynakları saÄŸladı ve önemli kurumsal reformları çarnaçar kabul etti. Ancak Derviş´in teknik bir bakan olarak yapabileceÄŸinin bir sınırı vardı. Bundan sonra ekonomik büyümenin baÅŸlaması ve sosyal çöküntünün önlenmesi ancak bir politik atılımla mümkün olabilir. Derviş´in hizmetlerine devam edebilmek için politik bir hüviyete bürünmesi zamanı yaklaÅŸmaktadır.* * *Politika sahnesine yeni atılan bir sima Mehmet Ali Bayar. Kendisini zaman geçtikçe tabii daha iyi tanıyacağız. Fakat ÅŸimdiden hakkında duyduklarımız, davranışları ve söylemleri çok umut vericidir. Parlak bir diplomatik kariyeri olduÄŸunu biliyoruz. DışiÅŸleri Bakanlığı´nda sadece mesleki nitelikleri hakkında deÄŸil, fakat karakteri hakkında da tam bir görüş birliÄŸi var. Bence bu çok önemli bir noktadır, çünkü bakanlık camiasının kolay kolay aldanmadığını, gerekirse deÄŸerlendirmelerinde acımasız olduÄŸunu yakinen bilmekteyim. DiÄŸer taraftan Bayar ifa ettiÄŸi görevler ve ailesi dolayısıyla özlü bir iç politika deneyimine sahip. Milliyet Gazetesi´nde Derya Sazak ile söyleÅŸilerini dikkatle okudum ve çok etkilendim. Türkiye´nin sorunlarını uzun zamandan beri derinlemesine incelediÄŸi hemen görülüyor. Yaptığı irdelemelerin ve verdiÄŸi mesajların hepsi düşündürücü. Bayar, ''Sorunlarımızın sadece kaynağının deÄŸil, çözümünün de siyaset olduÄŸuna inanıyorum'' diyor. Çok doÄŸru; kötü ve sorumsuz siyasetin yerini iyi ve sorumlu siyasete, Bayar´ın ifadesiyle makul siyasete bırakması gerekir. Türkiye´nin sorunlarını olduÄŸu kadar dünyayı bilen, 21´inci asrın politik ve ekonomik kültürünü özümsemiÅŸ, ideolojik saplantılardan ve benmerkezci zihniyetten uzak, tabulardan çekinmeyen, toplumsal kutuplaÅŸmalara son vermek isteyen ve bütün toplumu kucaklayan, özgürlüklerden ve demokrasiden korkmayın, Türkiye için uzun vadeli vizyon tarif edebilen liderlere ihtiyacımız var. Åžimdilik bu kıstaslara en uygun iki isim Bayar ve DerviÅŸ. Ä°ster el ele versinler, ister yolları ayrılsın, umarım ortak bir noktaları olacak. Siyasetçi profilini kökünden deÄŸiÅŸtirecekler, halkı siyasete yaklaÅŸtıracaklar, umudu unutmuÅŸ bir topluma umut verebilecekler.Â
button