Güncelleme Tarihi:
Antalya’da, 7 Ocak'ta kendisine işkence edip ölümle tehdit ettiği iddiasıyla 12 yıllık eşi Ramazan İpek'i (31) av tüfeğiyle vurarak öldüren 2 çocuk annesi Melek İpek (31), mahkemece tutuklandı. Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 3'üncü duruşmada, ‘meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez’ hükmü gereğince tahliyesine karar verilen İpek, 108 gün sonra özgürlüğüne kavuştu.
‘HİÇBİR ŞEY BİLMİYORDUM’
Kovanlık köyündeki antik kentin kıyısında, zakkum çiçeklerinin arasındaki çiftlik evinde günlerini geçiren Melek İpek, şöyle konuştu: “Cezaevinde 108 gün iyi insanlara denk geldim. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ama oradaki arkadaşlar bana yardımcı oldu. Oraya adapte olmak için ne yapmam gerektiğini, nasıl yapmam gerektiğini anlattılar. Bana hep yardımcı oldular. Yemeklerimizi yapıyorduk, günlük yapmamız gereken işleri yapıp boş zamanımızı ben soru çözerek, kitap okuyarak değerlendiriyordum. Çocuklarıma özlem ve hasret dolu günler geçti.
‘RÜYADA GİBİYDİM’
Mahkeme süreci hızlı geçti. Üçüncü duruşma öncesi hiçbir eşyamı hazırlamadım. O gece uyuyamadım, ama hiç hazırlık da yapmadım. 'Allah büyük' dedim her zaman. O gün o kararı beklemiyordum ama benim için büyük bir mucize oldu. Koğuş arkadaşlarım 'Sen çıkarsın, sen çıkacaksın' diyorlardı. Bilmiyorum belki de moral olsun, diye söylediler, belki de içlerine öyle doğmuştu. Onlar da şok oldu. Hepsi ağlayarak arkamda kaldı. Oradaki memurlar bile 'Nasıl tahliye oldun' diyerek şok oldu. Bu kadar kısa sürede beklemediğim bir karardı. Şok olmuştum. Rüyada gibiydim. Çocuklarıma sarılınca rüyada olmadığımı anladım.”
‘KOYUNLAR BANA HUZUR VERİYOR’
Bir gününün nasıl geçtiğini de anlatan Melek İpek, “Sabah erken saatlerde koyunlarımızın kuzularını emzirme vakti oluyor. Onlara yem, su veriyorum sonra çocukların canlı dersleri başlıyor. Onlar canlı dersteyken ben de aynı ortamda sorularımı çözüyorum. Akşam üzeri koyunların otlatması, bakımlarını yapıyorum. Akşam canlı derslerim başlıyor sonra çocukların uyku saati geliyor. Günümüz böyle geçiyor. Koyunları otlatmak beni motive ediyor, terapi gibi geliyor. Beni insanlardan daha iyi anladıklarını düşünüyorum. Onlarla vakit geçirince huzur buluyorum. Üniversiteye hazırlanıyorum ve hedefim matematik öğretmenliği. İnşallah girdiğimde tutturacağım. Olmazsa seneye bir daha deneyeceğim. Bunun için çok çalışıyorum. Amacım, ders verdiğim çocukların gelecekte iyi bir insan olmalarını sağlamak” diye konuştu.
KIRMIZI PALTOSUNU CEZAEVİNDE BIRAKMIŞ
Olay günü mosmor yüzü ve üstündeki kırmızı paltosu ile hafızalara kazınan Melek İpek, “Paltoyu getirmedim. Getirmeyi bile düşünmedim. Hiç elimi bile sürmedim. Orada bıraktım. Hatırlamak istemedim belki de. Hiçbir eşyamı almadım, hepsi orada kaldı. Yüzümdeki yara izleri hâlâ geçmedi. Ben her aynaya baktığımda hâlâ hatırlıyorum ama çok şükür hayattayım. Bir insan öldü ama bu ben veya çocuklarım da olabilirdi. Çok şükür hayattayız, sağlığımız yerinde. Bugünler de geçecek. Birbirimize kenetlendiğimiz sürece o günleri geride bırakacağız. Benim 14 yılım geride kalacak” dedi.