Güncelleme Tarihi:
Terrence Malick alışageldiğimiz, üretken Hollywood film yönetmenlerine hiç benzemiyor. 32 yıllık kariyerinde çektiği 3 filminin gişede harikalar yarattığını da söyleyemeyeceğiz.
Bakmayın iki filminin arasında 7 yıl olduğuna, Yeni Dünya, Terrence Malick'i 1970'lerin ortasından beri meşgul eden, her zamanki gibi üzerinde fazlaca düşündüğü, çalıştığı bir proje.
AMAÇLARI ALTIN BULMAK
Yıl 1607. Üç gemi dolu insan, Atlantik Okyanusu'nun diğer tarafındaki yeni topraklarda olduğuna inanılan efsanevi hazineleri ve altını bulmak üzere okyanusu geçiyor.
Pocahontas nasıl giyiniyor |
Yönetmen Terrence Malick, Pocahontas için önce, maddi şeylere değer vermeyen özgür ruhunu yansıtacak, oldukça sade bir kostüm istemiş. John Smith'le tanıştıktan sonra ise, Pocahontas'ın karakteri başkalarının kendisine bakışına daha önem veren biri oluyor ve kademeli olarak deri pantolonundan ve güderi elbisesinden vazgeçiyor. Üzerindeki İngiliz Püriten etkisi arttığında, onu çok sıkı korsajlı, dar kollu, bol vatkalı kıyafetler içinde görüyoruz. Adeta kıyafetlerinin içine hapsolmuş gibi görünüyor. Hikayenin ilerleyen bölümlerinde bu kıyafetler yavaş yavaş orta sınıf İngiliz kıyafetlerine dönüşüyor. Filmde kostümlerine büyük özen gösterilen sadece Pocahontas değil. Powhatan Kralı için dört geyik derisinden ve kralın 34 krallığını simgeleyen, elde dikilmiş 30.000 boncuktan oluşan, gösterişli bir palto hazırlanmış. Bu parça, orijinali Oxford'daki Ashmolean Müzesi'nde sergilenen orijinalinin birebir kopyası. |
KIZILDERİLİ KÖKENLİLER ÇOK SEVMİŞ
Kızılderililer ve koloniciler arasındaki farkları anlayabilmenin en iyi yolu, iki taraftan gençlerin birbirine aşkıyla mümkün.
Nehrin yukarı kısımlarından yiyecek toplamak üzere yapılacak keşif gezisine liderlik etme görevi, itaatkarsızlıkla suçlanan ama son anda hayatı bağışlanan Kaptan John Smith'e veriliyor.
İngilizler bu gezi sırasında, o bölgenin hakimi konumundaki Powhatan kızılderili kabilesiyle karşılaşıyorlar. Smith esir alınıyor ve burada bir kez daha ölümden dönüyor. Üzerine atlayarak onu kurtaran, kabile resinin kızı Pocahontas (bu ad filmde hiç kullanılmasa da biz biliyoruz ki, başroldeki kızımız meşhur Pocahontas'tan başkası değil).
Terrence Malick, işte bu noktadan sonra çatışmalara, keşfe ara verip, John Smith ve kızılderili kız arasındaki aşkı perdeye taşımaya başlıyor. Bu aşkı işlerken de satır aralarında Avrupalı-Kızılderili karşılaştırması yapıyor. Kolonici Avrupalıları anlatmaya gerek yok, bildiğimiz gibiler; materyalist, çıkarcı, işgalci. Kızılderililer ise filmde doğayla barışık, maddiyatı önemsemeyen, kıskançlık nedir bilmeyen insanlar olarak tanıtılıyor. Doğal olarak film, Kızılderili kökenliler tarafından çok beğenilmiş.
Neyse, uzun uzun ikilinin çayır çimen dolaşıp, birbirlerine dillerini, kültürlerini öğretmelerini ve de aşka yelken açmalarını izliyoruz.
John Smith serbest kalıp, arkadaşlarının yanına döndüğünde ise yerli kızı ile arasındaki aşk bitmiyor.
İngilizler'in oradan ayrılmaya niteyi olmadığını anlayan Powhatan kabilesi, savaşa hazırlanıyor. Pocahontas'ın saldırıyı sevgilisi John Smith'e önceden haber vermesiyle kabilesi geri püskürtülen Powhatan, kendisine ihanet edenin kızı olduğunu anlıyor ve onu evlatlıktan reddediyor.
Bundan sonrası, Pocahontas'ın acılı yolculuğuna ayrılmış. Önce komşu kabilelerden birinde yaşamaya başlıyor, daha sonra da, babasından gelebilecek başka saldırılara karşı koz olarak kullanılabilmesi için İngilizler'e veriliyor. Ama nerede olursa olsun Kaptan John Smith'in kalbinden söküp atamıyor.
Ä°ngiliz aristokrat John Rolfe (Christian Bale) ile evlendiÄŸinde bile.
15 YAÅžINDAKÄ° POCAHONTAS
Colin Farrell ve Christian Bale filmin en önemli kozları gibi görünse de bence Yeni Dünya'nın yükünü sırtında taşıyan isim, ilk kez bir sinema filmi için kamera karşısına geçen 15 yaşındaki Q'Orianka Kilcher olmuş.
Gerek güzelliği gerekse de Terrence Malick tarzına uygun yalın ve incelikli oyunculuğuyla övgüyü fazlasıyla hak ediyor.
Doğayla içiçe enerjik Kızılderili kızı, John Smith'den ayrılmasıyla umudunu yitirip, hayata küsüyor. Kızılderili, Alaskalı ve İsveç kanı taşıyan Q'Orianka Kilscher, oynadığı karakterin yaşadığı bu geçişi perdeye yansıtırken yeteneğini konuşturuyor.
YAVAÅž, DURAÄžAN BÄ°R FÄ°LM
Terrence Malick, önceki çalışmalarında olduğu gibi yine ince ince işlediği bir filmle çıktı karşımıza. Hem iki farklı ırkın karşılaşmasını hem de son derece dokunaklı bir aşk öyküsünü fazla gürültü koparmadan sakin ve durağan bir dille anlatıyor.
Bu sakinlik ve duraÄŸanlık, ne yazık ki kimi zaman izleyiciyi sıkacak boyutlara ulaÅŸabiliyor. Åžunu açıkça belirtmek gerek; Yeni Dünya ağır, yavaÅŸ ritme sahip, duraÄŸan filmlerden hoÅŸlanmayanlara göre deÄŸil.Â
Yeni Dünya'yı keşfedebilmek; Pocahontas'la empati kurmak; kırlarda çıplak ayak kelebek peşinde koşan sevgi dolu bir kıza, aşkını kaybetmenin, dar korse ve topuklu ayakkabılarla dolaşmanın getireceği ıstırabı anlayabilmek; şiirsel görselliğin; sürekli tekrarlanan akarsu, havalanan kuş, dallar arasından görünen güneş imgelerinin keyfini çıkarabilmek, ancak "biraz sabır" diyerek mümkün oluyor.
NEW WORLD YENÄ° DÃœNYA
Yön: Terrence Malick
Oyn: Colin Farrell, Q'Orianka Kilchern, Christian Bale
Tür: Macera-Dram
Süre: 135 dk.