Güncelleme Tarihi:
Che Ä°ntihar Etti
Petros Markaris
Çeviren: Ogün Duman
Can YayınlarıÂ
Türk okurlarının Alan Savunması ve Gece Bülteni gibi kitaplarıyla tanıdığı İstanbul doğumlu Yunanlı yazar Petros Markaris, yine soluk kesici bir öykü anlatıyor.
Markaris’in Olimpiyat Köyü inşaatları sırasındaki Atina’yı arka plana alarak yazdığı bu romanı hem anlattığı hikâyeyle alışageldik dedektiflik romanlarından farklı, hem de Türkiye ile Yunanistan arasındaki benzerlikleri ortaya koyması açısından çarpıcı.
Markaris, Dedektif Haritos karakteriyle alıştığımız ‘sert çocuk’ dedektiflerden çok farklı bir karakter çizmiş. Kostas Haritos hemen yumruklarını konuşturan ya da silahına davranan, içkici, seksi ve yalnız bir dedektif tiplemesi değil. Normal bir yaşantı süren, karısının dolmalarıyla zeytinyağlılarına düşkün, kızına tapan, içimizden biri. Teknolojiyle başı hoş değil, ne cep telefonundan haz ediyor ne televizyondan ne de son model arabalardan. Bilişim teknolojilerindense hiç anlamıyor. Trafik sıkışıklığından, aile sorunlarından ya da karısının dırdırından muaf değil. Yardımcılarının gizlice okuduğu otomobil dergileri sinirine dokunuyor, emniyetin köhnemiş düzeni onu çileden çıkartıyor. Bir anlamda işine gidip gelen bir polis memuru o. Kendini kimsenin gerçek nedeni öğrenmeye niyetinin olmadığı, ama herkesin bir çıkar sağlamaya, yıvışık bir hikâye çıkarmaya; ‘reyting yapmaya’ ve tez elden tüketmeye çalıştığı bir komplo teorisinin içinde yapayalnız buluverince iş başa düşüyor. Tek yardımcısıysa amirinin lütfen yanına verdiği genç sekreter Kula. Haritos elindeki bilmeceyi çözmeye çalışırken yalnızca Atina’nın korkunç sıcakları, Olimpiyat Köyü’nün kent trafiğini alt üst eden karmaşası ya da yardıma gönülsüz hükümet üyeleriyle boğuşmakla kalmıyor; ülkesinin geçmişini, cunta dönemi öncesi siyasi örgütlenmeleri ve cunta dönemini de deşmek zorunda kalıyor.
Eroinle Dans
Canan Tan
Altın Kitaplar
Bugüne kadar yerli ve yabancı bir çok eroin müptelası deneyimlerini kitap haline getirdi. Hiç bir edebi kaygı güdülmeden kaleme alınan bu kitaplar pek çok kişinin belleğinde birer ibret öyküsü olaak yerini aldı.
Genç yazar Canan Tan da Eroinle Dans adlı kitabında bir eroin öyküsü anlatıyor. Bu kitabın diğerlerinden farkı yazarının birebir böyle bir deneyim yaşamamış olması. Tan'ın romanındaki herkes yazarın kurgusu. Ama yaşadıkları öylesine gerçek.
Eroinle Dans sadece bir eroin öyküsü değil. Sigara ve içkiyle başlayıp esrar, kokain sakinleştirici ya da uyarıcı haplarla süren uzun bir yolun son noktasına ulaşmanın öyküsü.
Avrupa/ Dayandığı Düşüncelerin Dünü ve Bugünü
Papa 16, Benedict
Gendaş Kültür Yayınları
Katolik dünyasının lideri Papa Benedictus'un "Avrupalı olmak" fikrini irdeliği kitabında "Avrupa gerçekten bir Hıristiyan kulübü mü ya da bir başka deyişle Avrupa kültürü gerçekten dinle yoğrulmuş bir hamur mu?" sorusunun cevabını birinci elden cevaplıyor.
"Avrupa konusu bu konuda yazdığım ilk kitaptan bu yana güncelliğini hiç yitirmedi" diyor Joseph Ratzinger ya da daha çok bilinen adıyla Papa 16'nci Benedict. "Bununla birlikte yıllar geçtikçe konu daha çok siyasi tavır anlamında Avrupa düşüncesinin dayahdığı temellerin ve ikelerin üzerinde yoğunlamaya başladı. "
Papa Benedict, kitabın ilk bölümünde Avrupa'nın ne olduğu ne olabileceği ve ne olması gerektiği sorusunu dile getiriyor. Diğer iki bölümde ise Avrupa'nın ve dünyanın içinde bulunduğu koşullar gözönüne alındığında doğru siyasal tavrı oluşturan ilkeler sorunu ele alınıyor.
Zemberekkuşu'nun Güncesi
Murakami Haruki
Çeviren: Nihal Önol
DoÄŸan KitapÂ
Türk okurlarının İmkansızın Şarkısı adlı yapıtıyla tanıdığı Japon yazar Haruki Murakami, bu kez "Zemberekkuşu’nun Güncesi"ni anlatıyor.. Murakami çağdaş politikanın anlamsızlığından, İkinci Dünya Savaşı'nda Japonların saldırganlığından ve aşkın gelip geçiciliğinden söz ediyor. Tokyo’nun bir banliyösünde yaşayan anakarakteri Toru, otuzlu yaşlarının başında, işsiz, evliliği kötü giden, amaçsız biridir. Roman, onun gerçekle hayal arasında gidip gelen maceralarını anlatır, ki bu maceraların arasında bir kuyuda vakit geçirmek ve o kuyudan aniden bir otel odasına geçmek, hatta orada bir kadın tarafından baştan çıkarılmak da vardır. Bu çılgın fikirlerin arasına başkalarının hikâyeleri de girer, acımasız savaş hikâyeleri…
Nietzsche'nin Kadınları
Mario Leis
Gendaş Kültür Yayınları
Dünya düşün tarihinin kilometre taşlarından Friedrich Nietzsche'nin hayatındaki en önemli kadınları okurla tanıştırıyor Mario Leis kitabında. Etkileri Nietzsche'nin eserlerinde de hissedilen kızkardeşi Elisabeth, oğlunu kimseyle paylaşmak istemeyen kıskanç annesi Franziska ile hayatındaki değer kadınlar Cosima Wagner, Lou Anderas Salome ve Malwida von Meysenburg....
Mario Leis, kitabında adı geçen kadınların Nietzsche'nin kişisel ve felsefi gelişimini ne şekilde etkilediği ve biçimlendirdiği sorusundan yola çıkıyor. Babasının erken ölümüyle birlikte ailede egemen olan kadınlar tarafından yetiştirilen Nietzsche bu önemin izlerini sadece çocukluğunda taşımakla kalmıyor, sonraki dönemlerde de kadınlara karşı anlayışsız ve asabi bir erkek olarak davranmayı sürdürüyor.
Leis'in kitabı Nietzsche'nin kadınlara karşı davranışlarının ayrıntılı bir resmini çizerken filozofun hiç bilmediğimiz özelliklerini de gözler önüne seriyor.
Afrika Kraliçesi
Ram oren
Çeviren: Nita Kurrant
Goa Yayınları
Askerliğini birlikte yapmış iki arkadaş Afrika’da elmas işine girerler. Kısa zamanda başarılı olmayı ümit ederken, siyah kıta onlara acımasız sürprizler hazırlamaktadır.
Egzotik ve tehlikelerle dolu Afrika’da, hayalini kurdukları başarı ve zenginlik yerine, hayatlarını tehlikeye sokacak ve aile dramlarına yol açacak bir cehennemle karşılaşırlar.
Güven duygusu, aile bağları ve arkadaşlık ilişkilerinin sorgulandığı, aynı zamanda dokunaklı bir aşk öyküsü olan bu roman, yaşama ilişkin önemli dersler içeriyor.
Uluslararası elmas sektörünün karanlık entrikaları arasında gelişen soluk kesici bir gerilim öyküsü…
Kitapları satış rekorları kıran Ä°srailli yazar Ram Oren’in Türkçeye çevrilen ilk kitabı…Â