Yeni Ceza Kanunu’nda biliÅŸim suçları

Yeni Ceza Kanunu’nda ‘biliÅŸim suçları’ alanında oldukça önemli eksiklikler ve yanlışlıklar bulunmaktadır. Zina tartışmaları sebebiyle tasarının komisyona çekilmesi, tasarının tekrar görüşülmesi için iyi bir avantaj olmuÅŸtur.Bilgi toplumu olmak yolunda kararlı adımlar atmak istediÄŸimiz ÅŸu günlerde, kamunun ve özel kurum/kiÅŸilerin elinde bulunan hayati derecede önemli olan veriler ve biliÅŸim sistemlerin korunması için ‘biliÅŸim suçları’nın iyi bir düzenlemeye ihtiyaç duyduÄŸu kesindir.Tasarıda yer alan biliÅŸim suçları ile ilgili olarak, Sn. Yrd. Doç. Dr. Yılmaz YazıcıoÄŸlu’nun (Marmara Ãœni. Hukuk Fak.) raporunda, yapılan düzenlemelerde ciddi eksiklik ve yanlışların olduÄŸu, ancak yine de bazı olumlu düzenlemeler olduÄŸu kaydedilmiÅŸ. Bizim de katıldığımız bu görüşlere göre tasarının biliÅŸim suçları ile ilgili olumsuz kısımları şöyle:- En baÅŸta, ‘veri’ ve ‘biliÅŸim sistemi’ kavramlarına açık bir tanım getirilmemiÅŸtir. Tanım getirilmemiÅŸ olması uygulamada karışıklıklara yol açabilecektir.- BiliÅŸim suçlarının uluslararası karakteri göz önünde bulundurulduÄŸunda tasarı, Avrupa TopluluÄŸu’nun biliÅŸim suçları konusundaki tavsiye kararlarından, OECD raporlarından ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler raporundan ayrı ve kendine özgü bir sistematik içerisinde yer almıştır. Bu durum, suçla mücadelede uluslararası iÅŸbirliÄŸi konusunda sıkıntılar doÄŸurabilecektir. - Bazı biliÅŸim suçlarına iliÅŸkin düzenlemeler, ne kanun sistematiÄŸine, ne de ceza hukukunun ana ilkeleri olan ‘kanunilik’ ve ‘kıyas yasağı’ ilkelerine uymaktadır. Nitekim biliÅŸim alanında suçlar için özel bir bölüm düzenlenmiÅŸken, hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarının biliÅŸim sistemleri vasıtasıyla iÅŸlenmesine verilecek cezanın ağırlaÅŸtırılmış olması mantıklı deÄŸildir. Zira hırsızlık suçu ancak ‘taşınabilir bir mal’ın alınmasıyla gerçekleÅŸmektedir. Bir sistem üzerindeki veriler, taşınabilir bir mal olmadığından hırsızlık suçuna konu olamaz. Keza, dolandırıcılık suçunun iÅŸlenmesi için de, bir insanın aldatılması gerekmektedir. Bu sebeple, insan yerine sistem aldatıldığı için dolandırıcılık suçu oluÅŸmayacaktır. BiliÅŸim suçları için özel olarak düzenlenmiÅŸ alanda, zaten verileri ele geçirmenin ve sistemi aldatarak iÅŸleyiÅŸini deÄŸiÅŸtirmenin cezası öngörülmüştür. Bu sebeple, ayrıca bir ağırlaÅŸtırıcı sebebe gerek yoktur.- Tasarıda, bilgisayar verileri üzerinde yapılabilecek sahtecilik suçu hakkında bir düzenleme yapılmamıştır. Halbuki, Avrupa Siber Suçlar SözleÅŸmesi’nde ve diÄŸer model kanunlarda bilgisayar verileri üzerinde sahtecilik suçu ayrı bir suç olarak düzenlenmiÅŸtir. Artık günümüzde tüm özel ve resmi evraklar bilgisayar marifetiyle hazırlanmaktadır. Sahte olarak bilgisayar vasıtasıyla üretilen belgelerin, özel veya resmi evrakta sahtecilik suçu oluÅŸturduÄŸu gözetilmeksizin, bu suçun faili, verileri deÄŸiÅŸtirme veya yok etme suçunun nispeten hafif olan cezasıyla ödüllendirilmiÅŸ olunacaktır.- Tasarıdaki diÄŸer bir eksiklik ise, hukukta ihkak-ı hak olarak adlandırılan, kiÅŸinin hukuki bir alacağını veya hakkını elde etmek amacıyla iÅŸlediÄŸi suçu hafifletecek bir durumun yer almamasıdır. Gasp, hırsızlık ve dolandırıcılık gibi suçlarda bile ihkak-ı hak düzenlenmiÅŸken, biliÅŸim suçlarında düzenlenmemiÅŸ olması büyük bir eksikliktir. ÖrneÄŸin, parası ödenmeyen bir yazılımı müşterisinin bilgisayarından aÄŸ üzerinden silen yazılımcıya, haksız bir ÅŸekilde sistemin verilerini bozma suçundan hüküm verilecektir.- Ä°letiÅŸime müdahale eylemi ile birlikte, bir biliÅŸim sistemine girmeye yarayan ÅŸifrelerin dağıtımı ve satışı ile ilgili olarak bir suç tanımı yapılmamıştır. Ayrıca, biliÅŸim sisteminden yararlanmayı kolaylaÅŸtırıcı, ÅŸifre kırıcı programlar ve bunları saÄŸlayan cihazların satılması ve tedarik edilmesi hakkında da suç düzenlenmemiÅŸtir. Halbuki, Ä°talyan Ceza Kanunu’nda ve Avrupa Siber Suçlar SözleÅŸmesi’nde cihazların ve programların kötüye kullanılmasını engelleyen suç tipleri mevcuttur.Â