Güncelleme Tarihi:
Kafkasya, belki de tarihin başlangıcından bu yana çatışmaların durmadığı bir yer. Son dönemde bu coğrafyadaki kanın ve gözyaşının merkezinde de Çeçenistan var.
Çeçenler bağımsızlıklarını kazanmak için bir yandan kendi topraklarında savaşırken bir yandan da dünyanın çeşitli yerlerinde seslerini duyurmak amacıyla çeşitli eylemler yapıyor.
Peki ya "Çeçen olmak nasıl bir duygu"... 1963 Çeçenistan Alhan Kala doÄŸumlu yazar Hasan Bayev, Yemin adlı kitabında iÅŸte bu sorunun cevabını "içeriden " veriyor.Â
Şöyle diyor Bayev:‘Çeçenistan’ da savaş devam ediyor. Her gün siviller ölüyor. Kurtulanların çoğunun ise muhtemelen hiçbir zaman iyileşmeyecek bedensel ve ruhsal rahatsızlıkları oluyor. Benim ülkem tıbbi açıdan bir afet bölgesi ve oraya dönmeden içim rahat etmeyecek; fakat biliyorum ki eve dönemem. Çeçen özgürlük savaşçılarını tedavi ettiğim için Kremlin beni terörist ilan etti. Aşırı milliyetçiler ise yaralı Rus askerlerini tedavi ettiğim için beni vatan hainliğiyle suçluyor.’
Yemin’ de, Çeçenlerin ne kadar çalışkan, ailelerine, gelenek ve göreneklerine ne kadar bağlı aynı zamanda radikal akımlarına ne kadar uzak olduklarını görüyoruz. Yüzlerce yıl Rus işgaline karşı direniş savaşında pişen bu halk, vahşi doğa koşullarıyla ve gayet doğal olarak dövüş sanatlarında ustadır.
On yıl içinde topraklarında iki acımasız savaş yaşayan, savaşan tarafların saldığı inanılmaz vahşetin arasında sıkışan insanlar ve iki tarafın saldığı inanılmaz vahşetin arasında sıkışan insanlar ve iki tarafın savaşçıları da dahil tüm insanlara yardım etmek için her an ölümle burun buruna, yokluk içinde çırpınan bir Çeçen cerrahın anıları...
 Â