Güncelleme Tarihi:
Oktay EkÅŸi
Bu adı konmamış bir muhturadır. Genelkurmay Başkanı'nın sözleri gayet açık, eğer demokrasinin kavram ve
Tufan Türenç
Tabiki bu bir muhturadır. Bu muhturanın özü AKP'nin çıkardığı cumhurbaşkanı adayına Türk Silahlı Kuvetlerin karşı olduğunu açıklıyor. Dindar bir cumhurbaşkanı seçilmesinin laik Türkiye'de olmayacığını söylüyor. Ya yeni bir aday ya da erken seçime gidilmesi gerekiyor.
Yalçın Doğan
Genelkurmayın açıklamalarının adını koymak lazım. Söylemeye dilim varmıyor ama bu ne yazık ki bir muhtura niteliğinde. Açıklamıyı duyduğum zaman ve ondan sonraki tepkileri gördüğümde, aklıma 12 Eylül 1980 askeri darbesinden önce 1980 yıl başında askerlerin dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e verdiği uyarı mektubu geldi. O uyarı mektubunu hiçbir siyasi parti üstlenmemişti ve bütün partiler 'bu sana değil bana, bana değil sana' gibi kör dövüş tartışmasına girmişti.
Şimdi Genelkurmay Başkanını'nın açıklamasından sonra partilerin verdiği tepkilere bakınca aklıma 1980 kör dövüşü geliyor. Ve hiçkimsenin üstlenmediği bir uyarının nelere yol açtığını gördük. sonuçta askeri darbe geldi.
Bu tarihi düşünerek akılda tutarak, toplamdaki bütün kuruluşlar medyasıyla sivil toplum kuruluşlarıyla idari birimleriyle hatta yargısıyla bu açıklamadan pay çıkarması gerekir. Geldiğimiz nokta çok ciddi bir nokta pay çıkarmanın ötesinde tek bir çözüm var o da erken seçim kararını almak
Fakat erken seçim için alınması gereken karar, tek başına yeterli değil. Seçimden sonra aynı tablonun ortaya çıkmasını engellemek açısından merkez sağada ve merkez solda da birlik gerekir. Ve cumhurbaşkanlığı seçimi yeni seçilecek meclise bırakılmalı. Genelkurmay Başkanı'nın da söylediği bu.
Mehmet Ali Birand
Demek Türkiye hiçbir yere gitmemiş. Demek ki reformlar boşa gitmiş. Demek ki Kopenhang Kriterleri diye üstünde durduğumuz unsurlar içimize sinmemiş.
Çok talihsiz bir olayla karşı karşıyayız. Bu olay demokrasiye Türkiye'nin çok uzak olduğunu gösteriyor. Böyle bir muhtura olmamalıydı. Bunu biz siviller kendi aramızda çözmeliydik. Çok yanlış bir adım atılmıştır. AKP'yi cezalandırması gerekenler bizlerdik, asker değildi.
Bu kördüğümden çıkmanın tek yolu da çoğu kimsenin önerdiği gibi halka sormaktır. Çünkü bu iş bir rejim sorunu haline dönmüştür. Büyük bir talihsizlik yaşıyoruz.
Mehmet Y. Yılmaz
Genelkurmay başkanlığının Cuma günü gece yarısı kamuoyuna duyurulan açıklaması demotratik bir rejimde kabul edilebilecek birşey değil. Metnin genel üslubu ve içeriği bir demokraside Silahlı Kuvvetlerin kullanmaması gereken bir üslup ve içeriktir.
Türkiye'de iltica tehdidinin büyüdüğü doğru olabilir. Cumhurbaşkanı seçimleriyle birlikte bu endişenin tırmanması haklı olabilir. Ancak Silahlı Kuvvetlerin rejimin geleceğine yönelik kaygılarının belirtilebileceği anayasal zemin Milli Güvenlik Kurulu'dur.
Milli Güvenlik Kurulu'na genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının girmesinin nedeni budur. Dolayısıyla endişeleri seslendirmek ve tedbirlerin alınma yeri de Milli Güvenlik Kurulu'dur.
Batılı bir demokraside, askerin günlük siyasi gelişmelere bu kadar karışması kabul edilebilir bir şey değildir. Türkiye'de talep etmemiz gereken şey budur.
Â
Â
Â