Yazarak öğrendim

Güncelleme Tarihi:

Yazarak öğrendim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 1998 00:00

Haberin Devamı

‘‘Allende bir düştü... Şili'nin umuduydu. O'nun ölümüyle ülkemde demokrasi özgürlüğü düşü sona erdi. Halkına aşağılık hissi duyurmamak için kendisini kurban etti’’ diyor Luis Sepulveda. Bu acı olayları yaşadıktan sonra, yazmaya başlamış. Önceleri hayatını kaleme almış. Sonra doğayı, aşkı keşfettiğini, onları yazmaya başladığını anlatıyor.

25 yıl sonra o günü nasıl anımsıyorsunuz?

- Bizler artık o günü yaşayan bizler değiliz. Çünkü o düşlerimizi, o düşlerimizin öyküsünü anlatacaklar artık yaşamıyorlar. Her şey o gün bitti. Hayatımızın en uzun günü yitirildi. Ama hafıza yaşıyor çünkü unutmuyor, affetmiyor, hatırlıyor. Ölen arkadaşlarımızı herkesi, çok sevdiğimiz yoldaş başkanımızı anımsıyor, silmiyor.

Siz Allende'nin sıkı korumalarından biriydiniz.

- Allende bir düştü... Şili'nin umuduydu. O'nun ölümüyle ülkemde demokrasi özgürlüğü düşü sona erdi. Halkına aşağılık hissi duyurmamak için kendisini kurban etti.

Şimdi ünlü bir yazarsınız. Eserleriniz 17 dile çevrildi...

- Ben bir Pablo Neruda hayranıydım... Neruda bir vatanseverdi. Bizdendi. İnsan o kadar acı çektikten sonra, bu ya intikam ateşi yakıyor ya da toleransa uzanıyor. Ben çok acı çektim. Sevdiklerimi yitirdim, hastalandım. Ama bir savaşçıydım. Savaştım. Savaşırken doğaya olan aşkı, toleransı öğrendim. Bunları da ancak yazarak, kâğıda dökerek başardım.

Sonra çevreci oldunuz.

- Nikaragua'da gerilla deneyimimden sonra ülkeme dönünce doğa ile ilgilendim. Hatta Greenpeace neferi oldum. Gemilere baskınlar düzenledik. Denizleri kirletenlere ormanları yakanlara savaş açtık

Eserlerinizden söz edelim.

- Önceleri kendi yaşamımı kaleme aldım. Sonra ülkemin doğasını anlatmaya tanıtmaya çalıştım. Patagonya dünyanın dibi... Onu yazdım, ‘‘El mundo del Fin mundo’’ (Dünyanın dibinden dünya) ‘‘Duygusal Katil'in Not Nefteri’’. ‘‘Kafes Kuşuna Uçmayı Öğreten Kedi’’ adlı yapıtım ise çizgi film oldu.

Ya lakabınız ‘‘El Turco?’’

- Biz Güney Amerika'da her kimse esmerse lakabı ‘‘El Turco’’dur. Maradona bile ‘‘El Turco’’ lakabı ile tanınır. Benim Allende'nin koruması olduğum dönemlerde ben ve yoldaşım Mennas'ın esmerliğimiz nedeniyle El Turco diye tanınırdık.

Peki aradan koca bir çeyrek yüzyıl geçti. Ne değişti?

- Dün güçler bize Yahudi düşmanlığını aşılıyordu. Bugün ise fakirliğe karşı nefreti aşılamaya çalışıyorlar. O nefretin adı Arnavutluk, Congo, Ruanda ya da dünyanın büyük bir bölümü.

O da bir El Turco!

Salvador Allende Gossens'in Moneda Sarayı'nda bir darbe girişimi ile katledildiği 11 Eylül 1973 tarihinden bu yana tam 25 yıl geride kalmış. Güney Amerika'nın yetiştirdiği ender sosyal demokratlardan Doktor Allende'nin General Augusto Pinochet tarafından kanlı bir şekilde devrilişi, Şili'de hiç unutulmadı.

Allende'nin bir düşü vardı: Kurduğu ‘‘Halk Cephesi Birliği’’ ile çok sevdiği ülkesinde kökten bir değişiklik yaparak çeşitli toplumsal reformlarını uygulamak! İktidara geldiğinin ilk yılı olumlu sinyaller verip ortadireği rahatlatmasına karşın, Amerika'nın baskısı ve ambargosu ile ülkede durum birden kötüleşti. Askerler bastırıyordu. ‘‘Çekil git, defol’’ diye. Güney Santiago'daki Vichassas su deposuna zehir atılmıştı. ‘‘Vatan ve Özgürlük’’ şarkıları söyleyen sağcılar depoyu havaya uçurmaya bile kalkmışlardı.

İşte su deposu önünde nöbet tutan, ‘‘Alendenist’’lerden biri de Luis Sepulveda idi. Esmer ve çekik gözlü olduğu için kendisine buralarda alışılagelmiş ‘‘El Turco’’, yani Türk lakabı takılmıştı.

Salvador Allende'nin 30 kadar sadık militanından biriydi... 11 Eylül sabaha karşı durum kötüye gidince Tuco, Mateo, Menasin, İvan, Carlitos Paz, Magaly ile birlikte Moneda Sarayı'na girmeye çalıştılar. Her yerde Pinochet'nin askerleri vardı. Tanklar sokaklara çoktan sürülmüş istikamet olarak Başkan Allende'nin ikametgâhı gösterilmişti. Luis Sepulveda yoldaşlarıyla ant içmişti: ‘‘Kazanacağız.’’ Tek amaçları ölme pahasına Allende'ye ulaşmaktı.

Saraya arka kapıdan girmeyi hedeflediler. Ama yoğun bir yaylım ateşi ile karşılaştılar. Saat sekizde üzerlerinden helikopterler geçmeye başladı. 15 dakika sonra darbeciler saray etrafındaki halkı taradı. Durum kötüydü. Sarayın önüne gelen tanklar toplarını Allende'nin çalışma odasının penceresine çevirmişti. ‘‘Carabineros’’lar yol açıyordu. Sonra ateş ettiler. Tuco ve Mateo sarayın dibinde yere yıkıldılar. Carlitos Paz dipçik darbesi aldı. 16 Eylül'de cezaevinde öldü. Luis Sepulveda Allende'ye hiçbir zaman ulaşamadı. Allende başında miğfer, elinde tüfek etrafında bir avuç militanı ile karşı gelemeyeceğini anlayınca makam odasına gitti ve intiharı seçti.

Luis Sepulveda yakalandıktan sonra tam iki yıl işkence gördü. Sonra sürgüne gitti. 25 yaşındaydı. Ve edebiyatı seçti. Bugün ülkesinin en gözde yazarı...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!