OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 14, 2005 00:00
Otomotiv sektörü için yeni model tanıtımlarının ve deneme sürüşlerinin yapılacağı yerlerin önemi büyüktür. Özellikle uluslararası basın lansmanlarında bir bakarsınız Kosta Rika’nın yağmur ormanlarında, bir bakarsınız Afrika’nın çöllerinde kendinizi otomobil kullanırken bulursunuz.Dünyanın bu ilginç bölgelerinde yapılan deneme sürüşlerinden sonra, ortaya yeni araçlarla birlikte çok etkileyici görüntüler çıkar. Son dönemde uluslararası firmaların bu tip tanıtımlar için Türkiye’yi de programları kapsamına aldığını biliyoruz. Dacia Logan’ın dünya tanıtımının Kapadokya gibi belki de dünyanın en muhteşem yerlerinden birinde yapılması, Türkiye’nin sadece üretim merkezi değil, aynı zamanda lansman merkezi olabileceğini dünyaya kanıtladı.KARADENİZ’İ PAZARLAYALIMŞimdi kafalardaki soru ise Kapadokya’dan sonra Türkiye’nin hangi bölgesinde bir uluslararası lansman yapılacağı. Açıkçası bunun cevabı geçtiğimiz hafta Chrysler’in yeni Grand Cherokee modeli için düzenlediği Karadeniz lansmanında ortaya çıktı. Trabzon-Rize güzergahı arasında yapılan bu lansman belki de son dönemde katıldığım (tüm dünyadaki) en iyi lansmanlardan biriydi. En başta insanı daha sonra 1001 çeşit yeşili ile ünlü Karadeniz Bölgesi’ni bana göre Türk otomotiv firmaları biran önce dünyaya pazarlamalı. Yeni Grand Cherokee’lerle Trabzon’da başladığımız deneme sürüşü şehrin güneyinde yer alan Ziganalar’ın bir tepesinin yamacına yapışmış Sümela Manastırı’nda verdiğimiz molayla devam etti. 1300 metre yükseklikteki Sümela Manastırı ile ilgili belki bugüne kadar bir çok şey okumuş ve izlemişsinizdir. Benim aklımda kalan ise o muhteşem görüntüsünün altında artık neredeyse kültürümüz haline gelen, ‘duvara kazıma’ vahşiliğinin o tarihi yerde acımasızca uygulanması oldu. O muhteşem resimlerin ve tasvirlerin üzerine, ‘Ayşe seni seviyorum’, ‘En büyük Trabzonspor’ gibi densizce kazınmış yazılar tarihe verdiğimiz önemi bir kez daha kanıtlıyor.72 YAŞINDA İŞİNİN BAŞINDASümela Manastırı’ndan sonra Zigana tepelerinden sahile inip, Rize’ye daha doğrusu Çayeli’ne doğru yol almaya başladık. Altımızdaki araç güçlü, Karadeniz sahilindeki yollar da yeni olunca kısa sürede eşsiz manzaraların arasından Çayeli’ne ulaştık. Çayeli’ne gelip de meşhur Hüsrev Lokantası’na uğramamak olmazdı. Hüsrev’in o eşsiz kuru fasulye ve köftesini yedikten sonra keyfimize diyecek yoktu. 72 yaşındaki Fahri Hüsrev’in ise hala işinin başında ızgaraya köfte attığını görmek, işlerini ne kadar profesyonel yaptıklarının bir kanıtıydı. Hüsrev lokantasının en büyük özelliği ise duvarlarında bir tarihin izlerini taşımasıydı. Türkiye’nin belki de en önemli kişileri bu lokantaya gelip Hüsrev’in kuru fasulye ve köftesinden tatmış. Hüsrev’deki bu güzel öğle yemeğinden sonra artık meşhur Karadeniz yaylalarına çıkma vakti gelmişti. Benim açıkçası ilk yayla tecrübem olduğu için heyecanlıydım. Tek kelimeyle muhteşem manzaraların içinden 1000 metre yükseklikteki Ayder yaylasına ulaştığımızda ağzım açık kalmıştı. Ne eşsiz bir yerdi. Bir tarafta sislerin altında dağlar, diğer taraftan dağlardan akan sular, küçük ahşap kulübeler, temiz hava, inanılmazdı. Bölge hakkında co-pilotluğumu yapan Ekonomist Dergisi’nin Karadenizli
Haber Müdürü Mustafa Kemal Çolak’a da verdiÄŸi bilgilerden dolayı teÅŸekkürü bir borç bilirim. Yeni Grand Cherokee’lerle yaylada yaptığımız off-road’un ardından bu iÅŸin hasının bu bölgede yapılacağını anladım. DoÄŸal parkurlarda araçları tam anlamıyla test etme imkanı bulurken, sislerin arasında adeta eÅŸsiz görüntülerin oluÅŸmasını saÄŸladık.AYDER’DE EGE SÃœRPRÄ°ZÄ°Gece konaklamak için Ayder HaÅŸimoÄŸlu otele geldiÄŸimizde ise gördüğümüz manzara bir kez daha bizi büyülemeye yetti. Odamın manzarası daÄŸlardan akan o gür suyun oluÅŸturduÄŸu dereye bakıyordu. Ses ve görüntü inanılmazdı.AkÅŸam yemeÄŸinde meÅŸhur Karadeniz mıhlamasını yedikten sonra bir kez daha dünyanın bu bölgeyi görmesi ve bizim yaÅŸadıklarımızı yaÅŸaması gerektiÄŸini düşündüm. Gecenin sonunda o bölgenin insanlarıyla yaptığımız halay sonrasında, Chrysler ekibi büyük bir sürpriz yapmıştı. Halayın ardından şömine başına geçtiÄŸimizde ‘Ege’ karşımızda duruyordu. Popçu Ege, gitarını almış bize mini bir konser vermek için taa Ayder yaylalarına gelmiÅŸti. Geceyi Ege ve vokalisti Bendeniz ile müthiÅŸ bir müzik ziyafeti yaparak tamamladık.Sonuç olarak, artık Türk otomotiv firmalarının ana merkezlerinden Türkiye’de uluslararası lansman yapmalarını ısrarla istemeleri gerekiyor. Biz anlatmazsak onlar nereden bilecekler. Bu güzellikleri dünyaya tanıtalım ki Türkiye’yi hak ettiÄŸi yere taşıyalım.13 yılda 3 kez kasa deÄŸiÅŸtirdi 84 bin Euro’ya Türkiye’ye geldiGelelim Chrysler’in SUV pazarına 1992 yılında girdiÄŸi Jeep Grand Cherokee’nin üçüncü kuÅŸak versiyonunu anlatmaya. Türkiye pazarına 3.0 CRD dizel, 4.7 ve 5.7 litre benzinli motorlarla giren yeni Cherokee’nin fiyatı 84 bin 100 Euro ile 96 bin 300 Euro arasında deÄŸiÅŸiyor. Üçüncü kuÅŸak yeni Grand Cherokee’de ilk defa 5.7 litre Hemi motor ve Çoklu AteÅŸleme Sistemi kullanılırken, DaimlerChrysler’in ürettiÄŸi yeni kuÅŸak 3.0 CRD motor versiyonu da Türkiye yollarındaki yerini alıyor. Cherokee’nin 5.7 litrelik Hemi motorda bulunan Çoklu AteÅŸleme Sistemi (MDS) araç normal hızda giderken, silindirlerin yarısını devre dışı bırakarak, yüzde 20’ye varan yakıt tasarrufu saÄŸlıyor. 326 beygir gücündeki 5.7 litreli Hemi motor, aracın 0’dan 100 kilometre/saat hıza 7.4 saniyede ulaÅŸmasını saÄŸlıyor. 218 beygirlik 3.0 CRD motor ise Cherokee’nin 2.7 CRD motorunun yerine geçmiÅŸ. Yüzde 33 daha fazla güç ve yüzde 28 daha fazla tork kuvveti üreten bu yeni motor daha çabuk hızlanma ve daha yüksek azami hız saÄŸlıyor. Yeni Cherokee’nin 4.7 litrelik 8 silindirli diÄŸer bir benzinli motoru ise 231 beygir güç üretiyor. Grand Cherokee’lerde ilk kez kullanılan yeni 5 vitesli otomatik ÅŸanzıman, 3.0 CRD motorda sürüş kolaylığı ve optimum yakıt tasarrufu saÄŸlıyor. 4.7 ve 5.7 litrelik motorlardaki 5 vitesli otomatik ÅŸanzıman ise hem düzgün vites deÄŸiÅŸtirmeyi saÄŸlıyor hem de aracın maksimum çekiÅŸ kapasitesini artırıyor.Yeni Cherokee’nin yeni tasarımına önde kullanılan yuvarlak halojen farlar hakim oluyor. Motor kapağı aracın ebatlarına oranla daha uzun tutulan yeni modelin boyu 139, geniÅŸliÄŸi 12, dingil mesafesi de 90 milimetre artırılmış. Tekerleklerin merkezleri arasındaki geniÅŸliÄŸinin 64 milimetre artırılması ise araçta daha geniÅŸ bir görüş alanının elde edilmesini saÄŸlamış. İç tasarımda ise iki renkli gösterge paneli, kapı döşemeleri ve yeni kaplamalar dikkat çekiyor. Koltuklarda baÅŸ, omuz, bacak ve bel mesafesi artırılması, iç mekanda rahat bir ortam yaratıyor. Yeni Jeep Grand Cherokee’lerde yeni tam zamanlı dört tekerlek çekiÅŸ sistemi bulunuyor. Söz konusu ‘Quadra-Drive II’ sistemi tam zamanlı dört tekerlek çekiÅŸ özelliÄŸi saÄŸlıyor ve tekerleklerin kaymasını önceden saptayarak önleyebiliyor. Yeni modelde kısa ve uzun kollu bağımsız ön süspansiyon, beÅŸ kollu arka süspansiyon, kremayer direksiyon sistemi, ABS, Fren ÇekiÅŸ Denetim Sistemi, Elektronik Stabilite Programı (ESP), Elektronik Devrilme Riski Azaltma Sistemi, 17 inç jantlar, elektrik kumandalı sürücü koltuÄŸu, ayarlanabilir bel desteÄŸi, 60/40 oranında katlanabilen arka koltuk, elektronik araç bilgi merkezi, lastik basıncını gösterme sistemi, 1909 litre su geçirmez bagaj, yaÄŸmur sensörü, deri iç döşeme, açılır tavan ve park etme yardım sistemi standart olarak yer alıyor.2006’da hedef 1200 adet satmakChrysler Türkiye Genel Müdürü UÄŸur Ä°rfanoÄŸlu, 2005 yılında 500 adet yeni Cherokee satmayı hedeflediklerini belirterek, ‘Bu yıl fabrikadan bu kadar aldık. Fabrika ne kadar verirse o kadar satmayı hedefliyoruz. 2006’de hedefimiz 1000-1200 adet arasında Cherokee satmak’ dedi.Â
button