Güncelleme Tarihi:
Genel yayın yönetmenleri önüne gelene hakaret davası açan hukukçular gibi değildir, okuduğunu anlarlar ama, yine de tedbirde fayda var. Başımı belaya sokmamak için Agence Science-Presse’in 1 eylül 2006’da abonelerine geçtiği (ve benim üç haftadır petkam sıkmadığı için kullanmadığım
J) haberini birebir türcüme edeyim...*
Genel yayın yönetmenleri neden aptal olmayı içlerine sindirmeli
(Agence Science-Presse) Bu yazının başlığının maksadı haraket etmek değil. Bu, gazetecilikle ilgili bir meslek dergisinde, ‘basında bilimsel haberler niye bu kadar az yer buluyor’ sualine cevap vermeye ve genel yayın yönetmenlerinin niçin zihniyet değişikliğine ihtiyacı olduğunu ispata çalışan Amerikalı bir bilim gazetecisinin yazı başlığıdır.
Başta Los Angeles Times olmak üzere birçok gazetede bilim haberlerini izleyen K.C.Dole “Genel yayın yönetmenleri bilim konularını anlamaktan aciz değil elbette, aksine: çok zeki olmaya fazlasıyla alışık olduklarından (vallahi Dole aynen böyle söylüyor, ben yalakalık yapmıyorum), bir konuyu anlamamayı kabullenemiyorlar” diyor.
Birçok mesleki kitabı olan ve Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde bilimsel gazetecilik dersleri de veren Dole, kimsenin görmediği ama kozmosun büyük bölümünü oluşturduğu iddia edilen gizemli ‘kara madde’ (doğru mu tercüme ettim acaba?) örneğini veriyor: “Editörler sık sık ‘hiçbir şey anlamadıklarını’ söylüyorlar. Bu çok normal! Kimse bir şey anlamıyor zaten, işte bunun için bu konu çok ilginç ya...”
“Bilim adamlarının bildikleri kadar bilmedikleri şeyler de önemli...”
Bu açıklama bilim insanları için çok sıradan. Ancak bilim dünyasında çok yaygın olan bu bakış açısı (her şeyi bildiklerini düşünselerdi, bilim insanları araştırmalarına son verirlerdi) karmaşık sorunlara basit cevaplar bulmayı ümit etmeye alışmış gazetecilerin kafa yapısına tamamen ters.
“Her bilimsel gazetecinin başına gelmiştir” diyor Dole, “bir gün bir okuru gelip ‘Yahu, müthiş bir haberdi. Tam anlamadım ama, bütün gün kafa yordum’ demiştir. Bu konuda daha derinlemesine bilgi edinebileceği kitap soran okurlar da çıkar. Politika, kültür yahut spor haberleri yapan bir gazetecinin başına böyle bir şey pek gelmez!”
A.S.P. 01/09/06