OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 01, 2005 00:00
Refah ülkelerinde günde 50 yaya, araba çarpması sonucu ölüyor. Otomobiller yayalar için daha güvenli bir hale getirilebilir. Ancak araç sahipleri bunun için bir bedel ödemek zorunda kalacak. Acaba bu bedeli ödemeye yanaÅŸacaklar mı?GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde günde 50 yaya, araba çarpması sonucu ölüyor. EÄŸer bu kiÅŸiler terörist saldırılar sonucunda ölmüş olsalardı, gazetelerin manÅŸetlerinde yer alırlardı. Ancak kaza kurbanlarının pek çoÄŸunun adı bile geçmiyor; genellikle gazete haberlerinde istatistiksel bilgi olarak yer alıyorlar.. Sanki bu ölümler normal, sıradan olaylarmış gibi fazla ilgi çekmiyor.Otomobiller, kazalara karşı her geçen gün ileri teknoloji içeren cihazlarla donanıyorlar. Ancak bu cihazlar genellikle sürücüyü ve yolcuları korumaya yöneliktir. Oysa yolların diÄŸer kullanıcıları Äžyayalar- nedense pek dikkate alınmıyor.New York, Oyster Bay’deki teknoloji danışma ÅŸirketi ABI’den Robert LaGuerra, otomobil satın almak isteyen insanları, deÄŸil baÅŸkalarının hayatını korumak için para harcamaya ikna etmek, kendilerini ve yanlarındaki yolcuları korumaya yönelik cihazları satın almaya zor ikna ettiklerini belirtiyor "Yapılan anketler, sürücülerin, kendi yaÅŸamlarını koruyacak cihazlardan çok, ileri ses sistemlerine daha fazla para harcamaya hevesli olduklarını gösteriyor" diye konuÅŸan LaGuerra, "Bu nedenle yaya güvenlik sistemlerinin yasalarla zorunlu hale getirilmesi gerekir" diyor.AB önlemleri Geçen ekim ayında AB ülkelerinde yayaların korunması amacıyla bir yasa yürürlüğe girdi. Bu yasa, araçların çarpışma sırasında yayaya en az zararı verecek hale getirilmesini öngörüyor. Ãœretilen bütün yeni modellerin bu yasaya uyum saÄŸlaması gerekiyor.Bir otomobil yayaya çarptığı zaman tampon, bacakları alttan yukarı doÄŸru iter. Gövdenin üst kısmı, kaportanın ön kısmında, ekseni üzerinde döner ve kafa ön cama veya kaportanın üst kısmına hızla çarpar. Yaya ölümlerinin yüzde 80’ninin nedeni bu kafa darbeleridir.AB yasalarının ilk aÅŸaması, tamponların çarpışma enerjisinin bir kısmını emecek ÅŸekilde tasarlanması ile ilgilidir. Berkshire’daki Ä°ngiliz UlaÅŸtırma AraÅŸtırmaları Laboratuvarı’ndaki (TRL) yaya güvenliÄŸi araÅŸtırmaları bölümü baÅŸkanı Graham Lawrence, "Tamponlar daha yüksek ve daha derin olmalı, darbeyi yumuÅŸatacak ÅŸekilde tasarlanmalı ve çarpmanın kuvvetini bacaklara yansıtmamalıdır" diyor. Darbelere duyarlı tamponlarKaportanın önündeki "çökme bölgesi" de ayrıca çarpışmanın enerjisinin emilmesine yardımcı olmalıdır. Böylece kafa darbelerinin ÅŸiddeti azaltılmış olur. Araçların pek çoÄŸunda bu çökme bölgesinde genellikle, metal kaporta ile altındaki motor arasında 10 cm’lik bir boÅŸluk bırakılır. Bu boÅŸluk, kaportanın eÄŸilmesine, motora deÄŸmeden çökmesine ve enerjinin bir kısmını emmesine izin verir. Ancak bazı modellerde Äžküçük otomobillerde ve spor arabalarda- motoru aÅŸağı indirmek için yer yoktur. Ayrıca üreticiler, bazı arabaların klasikleÅŸmiÅŸ modellerini deÄŸiÅŸtirmek istemez. Bu durumda bazı üreticiler yeni yasalara uyum saÄŸlamak için bilgisayar-kontrollü kaportalar üretmeyi planlıyor. Duyarlı tamponlarÇarpmaya duyarlı tamponlar ile baÄŸlantılı olan bu kaportalar, bilgisayar yardımıyla esneyebilir. Almanya, Stuttgart’ta bulunan yaya güvenliÄŸini korumaya yönelik teknolojileri geliÅŸtiren Robert Bosch ÅŸirketinden Richard Backaus, bu çözümün aracın stilini bozmayacağını garantiliyor. Åžirketin geliÅŸtirdiÄŸi yazılım, tamponlardaki sensorların çıkışlarını analiz ederek yanlış alarmları filtre edebiliyor. Bu sensorlar çarpışmanın yerini, çarpan nesnenin hızını analiz ederek bir yaya ile aÄŸacı veya sokak lambası direÄŸini ayırt edebiliyor.Japonya’da benzer bir yasayı 2007’de yürürlüğe sokmayı planlıyor. Ancak ABD, büyük bir olasılıkla maliyet faktörüne baÄŸlı olarak benzer bir giriÅŸime sıcak bakmıyor. "Tüketici talebi tartışılır" diye konuÅŸan LaGuerra, "Bu maliyet araba başına 250 ile 450 dolar arasında deÄŸiÅŸebilir" diyor. Ayak sürüyen yasalarKaldı ki kamuoyu baskısı da ABD’de diÄŸer ülkelere göre daha az, çünkü bu ülkede yol kazalarında ölen yaya oranı Japonya’ya ve Avrupa ülkelerine göre daha düşük.LaGuerra, ayrıca, Avrupa ve ABD’de tampon tasarımına iliÅŸkin görüşlerde büyük bir fark olduÄŸunu söylüyor. Federal yasalara göre, saatte 4 kilometre hızda sert bir nesneyle Äžlamba direÄŸi gibi - çarpışma sonucunda tamponlarda iz kalmaması gerekir. Bu durumda üreticiler tamponların oldukça sert olmasına özen gösterirler.Ancak bu da, Amerikan tamponlarının yayaları pek dikkate almadığı sonucunu doÄŸurur. "Kanada UlaÅŸtırma Bakanlığı Amerikan federal tamponlarını test ettiÄŸi zaman, mankenlerin hepsinin bacakları kırıldı" diye konuÅŸan Lawrence, "Amerikan üreticileri araçlarını dünyanın dört bir yanında satmaya çalışıyor. Ancak hem Amerikan, hem de Avrupa standartlarına uyum saÄŸlamaları bu koÅŸullarda çok zordur" diyor.Ä°kinci aÅŸamaAvrupa’da 2010 yılında geçerli olacak yasaların ikinci aÅŸamasıyla ilgili tartışmalar halen sürüyor. Avrupa Komisyonu, Lawrence ve TRL’deki meslektaÅŸlarından yeni talepler ile ilgili bir yapılabilirlik raporu hazırlamalarını istedi. Yasaların birinci aÅŸamasına temel oluÅŸturan testlerde, yayaları saatte 35 kilometre hızda giden araçlardan korumanın yolları araÅŸtırılıyordu. TRL’nin bu ikinci aÅŸama önerilerinden biri testlerdeki hızı saatte 40 kilometreye çıkartmaktı. Dolayısıyla araba üreticileri daha köklü önlemler almak zorunda kalacaklardı. TRL, bu ÅŸekilde yayaların çarpışmalardan daha az zarar göreceÄŸine inanıyor.Ancak otomotiv endüstrisi, Avrupa Komisyonunu, acil durumlarda devreye giren "fren desteÄŸi" ile bu önlemin gereksiz olduÄŸu yönünde ikna etmeyi baÅŸardı. Bu durumda, yasanın ikinci evresi tampon ve kaportada çok küçük deÄŸiÅŸikliklerin yapılmasıyla sonuçlanabilir.Dış havayastıklarıYayalar için güvenliÄŸin korunması yönünde kampanya baÅŸlatanlar, yasanın ikinci evresinde otomobillerin dış havayastıklarıyla donanacağı umudunu taşıyordu. Havayastıkları, çarpışma sırasında kaportanın önünde ÅŸiÅŸecek ve yaya kaporta veya ön cama başını çarpmayacaktı. TRL’de araç teknolojisi bölüm baÅŸkanı Ian Simmons 1999 yılında gerçekleÅŸtirdiÄŸi testlerde kaportaya monte edilmiÅŸ standart havayastıklarının yayalarda kafa yaralanmalarını yüzde 90, göğüs yaralanmalarını ise yüzde 50 oranında azalttığını ortaya koymuÅŸtu.Ancak sürücüler dış havayastığı fikrine sıcak bakmıyor, çünkü bunların ÅŸiÅŸmesi durumunda arabanın boyasının bozulduÄŸunu ileri sürüyor. Ä°sveç havayastığı üreticisi Autoliv, araba üreticileriyle otomobillere dış havayastıklarının yerleÅŸtirilmesi yönünde görüşmeler yaptıklarını, ancak hiçbir üreticiden kesin bir onay almadıklarını belirtiyor.DiÄŸer önlemlerDış havayastıklarıyla ilgili alınacak kararlardan bağımsız olarak, çarpışmayı baÅŸtan önlemenin en yararlı önlem olduÄŸu düşünülüyor. AB, 2007 yılında "çarpışmayan" araba projesi üzerinde çalışmalarına baÅŸlayacak. TRL, araba üreticisi Jaguar ile birlikte bu projeyle ilgili deneylerini halihazırda sürdürüyor. Bu çalışmada radar ve kızılötesi sistemleriyle donanan araçlar, çarpışma öncesinde uyarıldığı için çarpışmayı önleyebileceÄŸi düşünülüyor. "Bu çok iddialı bir araÅŸtırma ve bu konuda kesin bir sonuç henüz elde edemedik" diye konuÅŸan, Simmons, "Parlak gün ışığında bir aÄŸaç ile insanın kızılötesi özellikleri arasında pek bir fark yoktur. Buna karşın sistem 100 testin 97’sinde doÄŸru sonuç verebildi" diyor. Varolanları uyarlamakVideo kameralar, kızılötesi ve radarlar artık pek çok arabada, geri manevra sırasında kullanılıyor. "Bu sistemleri yayaya çarpmayı önlemek için uyarlamak çok zor olmasa gerek" diye konuÅŸan LaGuerra, "Bir kez çarpışma olasılığı belirirse, direksiyonu kırarak, hızı azaltarak çarpışmayı engelleyebilirsiniz, ya da çarpışmanın ÅŸiddetini azaltabilirsiniz" diyor.Bu teknolojilerden yararlanarak kaç yayanın kurtulacağı, kısmen yasa koyucular ile otomobil üreticileri arasındaki güç savaÅŸlarına baÄŸlı. Kısmen de tüketicilerin otomobil satın alırken yaya güvenliÄŸinin önemine inanıp ilave bir bedel ödemeye hazır olmalarına baÄŸlı. Merkezi Londra’da bulunan Living Streets isimli ÅŸirketin yaya güvenliÄŸi sorumlusu Hester Brown bu konuda New Scientist dergisine şöyle konuÅŸuyor: "Dış havayastığı ÅŸiÅŸtiÄŸi zaman arabanın boyasını bozabilir. Ama bu, kaportanın üzerine bulaÅŸan kanı temizlemekten daha iyi deÄŸil mi?"Â
button