Güncelleme Tarihi:
Uzman Eğitimci ve Siyasi Koç Mustafa Kılınç, yaşlılara acıma duygusu ile bakılmaması gerektiğini ifade ederek, yaşlı insanların dostları, evlatları, sevdikleriyle bir arada olabilmeleri için oldukları gibi kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Kılınç, çocukların ergenlik dönemlerinde aile tarafından eleştirilmesinin, çocuğu belirli yaştan sonra içsel olarak anne ve babadan ayırdığını vurguladı.
Danışmanlık hizmeti veren NLP firması Uzman Eğitimcisi ve Siyasi Koçu Mustafa Kılınç, genç kuşağın yaşlılara bakış açısının nasıl olması gerektiğini ve yaşlıların yakınlarından beklentilerini değerlendirdi.
Anne ve babaların, çocuklarının ergenlik döneminde yaptıkları davranışların, yaşlılıklarında çocukların nasıl davranacağının belirleyicisi olduğunu vurgulayan Kılınç, şöyle konuştu:
“Ergenlik dönemlerinde çocuklara eleştirel davranılırsa çocuk belirli yaştan sonra içsel olarak anne ve babalarından ayrılır. İnsanlar ilerde çocuğunu ve torununu yanında görmek istiyorsa çocuklarının ergenlik döneminde davranışlarına dikkat etmeli. Bilinçli olarak ne düşündüğünüzün önemi yok, o ne der diye davranışlar olumsuz etkileyebilir. Sizin ne söylediğinizin önemi yok, karşınızdaki kişilerin sizi nasıl anladığının önemi var. Seviyor ama iletemiyorsanız bunu sizde ilerde göremezsiniz. Huzurevinde ziyaretinde gözlemlediğim bir örneği anlatayım. Bir yaşlıyı gelini, oğlu ve torunu ziyarete gelmişti. Gelinin ondan uzak durduğunu gözlemledim. Gelinini böyle davranmasını önceden yaşananlar ve öncesinde yaşlının geline bakış açısı belirledi. Yaşlı sonrasında iki şeye üzüldü iki şeye üzüldü birincisi gelinin kendisine gösterdiği tepki ikincisi ise oğlunun ziyaret sonrası mutsuz olması. Huzurevine bırakılmış bir anne daha farklı davranması gerekir ama aslında öyle değil. Anaçlık duygusu bunu değiştiriyor.”
Geleceğin yaşlı adayları, yaşlılara gülümsesin
Yaşlılara acıma duygusu ile bakılmaması gerektiğini ifade eden Kılınç, geleceğin yaşlı adaylarının yaşlılara nasıl davranması gerektiği konusunda ise şunları söyledi:
“Acıma yerine gülümseme ve sohbet ile içimizdeki sevgiyi yaşlılara iletmeliyiz. Tanımadığınız yaşlıya gözlerine bakarak tebessüm ettiğinizde o size yumuşar. Yaşınız elliyi geçerse insanlar sevgiye yönelir. 35- 40 yaşındaki çiftlerde sevgi paylaşımı yok ev sahibi olabilme, para kazanabilme, borsada kazanabilme gibi telaşları vardır. Yaşlanınca ister bunlara sahip olsun ya da olamasın paradan ziyade sevgi açlığı hisseder. Gençler olarak deneyimden faydalanmak istiyorsa gülümseyerek onların gözünün içine bakmalılar.”
Herkes kendi seçtiği kararları yaşar
Yaşlı insanların dostları, evlatları, sevdikleriyle bir arada olabilmeleri için oldukları gibi kabul edilmesi gerektiğine işaret eden Kılınç, “Karşıdaki insanların hata ve eksiklerini onların istedikleri şekilde kabul etmeli. Kişiyi eleştirmek ve doğru yola getirme noktasında tartışma ile bir yere gelemezler. Anlayış ve hoşgörü ile onlara yol gösterirlerse sevdikleri ile bir arada olabilirler. Bu yaşamda herkes kendi seçtiği ve verdiği kararları yaşar. Gençliğinde sürekli eleştiren otoriter biri çoğuyla arasında farkında olmadan direnç oluşturur. Bizler bilinçaltıyla yöneltiliriz. Duygu, düşünce ve davranışlarımız bizi yönlendirir” dedi.