Güncelleme Tarihi:
Çamlıca, Koşuyolu ve Yeşilköy Huzurevleri yaşlılar için önemli bir nimet. Aylık fiyatları da 200 - 450 milyon arasında. Bu üç huzurevinin yaratıcısı Betül Şen, Polonezköy'de bir yaşlılar kampusü kurmak için kolları sıvadı.
Yaşlılar Türkiye'nin en az düşünülen kesimlerinden biri. Emeklisi, bakıma muhtacı, ya da sadece yaşlanmışı için Türkiye'de ne yeteri kadar sivil toplum örgütü, ne yaşamlarını kolaylaştıracak altyapı, ne de farklı gereksinim ve beklentileri olduğu anlayışı yerleşmiş durumda. Bu nedenle de bakım ve huzurevlerinin yetersizliği de ülkenin yaşlıları açısından bir sorun oluşturuyor. İstanbul'da toplam 30 özel huzurevi var. Çok büyük lüksü olmayan ancak yaşlıların tüm ihtiyaçlarını karşılayabilen, bunun ötesinde onlara ev ortamı sağlayabilen Özel Çamlıca, Koşuyolu ve Yeşilköy Huzurevleri de 5 yıldır alzeimerlı ve yatalak yaşlılara da hizmet veriyor.
On beşine kendi baktı
Bu 3 şubeli huzurevinin sahibesi Betül Şen, aslında bir halkla ilişkilerci. 1995 yılında iş için gittiği İzzet Baysal Huzurevi'nde karar vermiş yaşlılarla ilgilenmeye. Eskicilerden alınan eşyalarla açılan ilk şube Çamlıca olmuş. Yaptığı işte en övündüğü nokta yaşlılara ihtiyaç duydukları ev ortamını sağlaması. İşe başladığında 26 yaşında olan Şen, ilk 15 hastasına kendi başına bakmış. Talebin artması üzerine elemanlar alınmış, yeni şubeler açılmış.
Kısa süreli bakım da var
Şu anda üç şubenin toplam kapasitesi 126. Yaşlıların 45'i alzeimer hastası. Personel sayısı ise 45. Huzurevlerinde diyet olarak hazırlanan 3 öğün yemek, doktor ve hemşire hizmetleri veriliyor, yaşlıların düzenli olarak kişisel bakımları yapılıyor. Çalışan veya seyahate gitmek isteyen aileler için günübirlik veya kısa süreli bakım hizmeti de veriliyor. Odalar 1, 2 ve 3 kişilik olarak hazırlanmış. Fiyatlar da buna göre değişim gösteriyor. Çamlıca ve Koşuyolu'nda 200-350 milyon arasında değişirken, bina kirası yüksek olduğundan Yeşilköy'de 300-450 milyona çıkıyor.
Betül Şen hiç gerçek bir patron olamadığını söylüyor. Hálá kaybettiği her yaşlının ardından ağlıyor, yurtdışı seyahatlerinde huzurevlerini geziyor. Alışverişe çıkarken yanına gelmek isteyen yaşlıları da alıyor. Arada bir beraber yakınlardaki barlara bile gidiyorlar. Şen, ‘‘özellikle alzeimerlı hastalarda çocuklar ana-babalarının durumunu kabullenemiyor. Onlarla birlikte sosyal ortamlarda bulunmaktan rahatsızlık duyuyorlar’’ diyor.
Yakın bir zaman içinde bu üç huzurevi birleştirilerek Polonezköy'de büyük bir kampus haline getirilecek. Şen, yaşlıların burada refakatçi olmadan dolaşabileceklerini, az katlı villalarda kalabileceklerini söylüyor.