ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2007 14:33
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Uysal, yabancı sermayenin istikrar ve güven ortamı açısından tek parti iktidarını tercih edeceğini ancak uyumlu ve ortak hedefte anlaşmış bir koalisyon hükümetinin de olumlu karşılanabileceğini söyledi.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Genel Kurulu’nun ardından göreve gelen Yönetim Kurulu yeni yönetim yapısını ve Derneğin hedeflerini bir basın toplantısıyla kamuoyuna tanıttı. YASED'in bugün İstanbul’da düzenlediği basın toplantısına, Derneğin yeni başkanı Tahir Uysal’la birlikte yeni yönetim kurulu üyeleri Mete Hüsemoğlu, Kemal Olgaç, Çağlayan Arkan, Aslı Başgöz, Muhittin Bilgütay, Harish Khosla, Nuri Erdem Koçak ve Lütfi Yenel de katıldı.
YASED Başkanı Tahir Uysal, global piyasalardaki likidite bolluğundan Türkiye’nin de olumlu etkilendiğini belirterek, siyasi ve ekonomik istikrarın sürekliliğinin sağlanması halinde ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırım rakamının 2007 yılında 20 milyar doların daha da üzerine çıkacağını söyledi. Tahir Uysal yakın bir gelecekte olası bir küresel kriz olması durumunda 2003’teki gibi Türkiye’nin de bu krizden etkileneceği uyarısında bulundu. Uysal, 2006’nın Türkiye’nin 20 milyar dolara yaklaşan rakamla tarihinde en yüksek doğrudan yabancı yatırım çektiği yıl olduğunu, 2007’nin ilk üç ayı sonunda da bu rakamın 10 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini kaydetti. Uysal, Oger Telekom’un nisan ayı içinde Türk Telekom’un satın alınması bedeli olarak Hazine’ye yaptığı 4.4 milyar dolarlık peşin ödemenin ise bu rakama dahil olmadığını hatırlattı.
BİR YERE GİTMİYORUZSıcak para olarak nitelenen yatırımcı ile kendi kuruluşlarına üye olan yabancı sermaye kuruluşları arasında önemli bir fark olduğunu vurgulayan Uysal, “Bizler hali hazırda Türkiye’ye yatırımları bulunan kuruluşlarız. Bizim bir yere gideceğimiz yok. Biz Türkiye ekonomisinin büyümesine daha fazla katkı yapmanın, uluslararası alanda rekabet gücünü arttırmanın ve ülkeye gelen yabancı sermaye miktarının çoğaltılması çabasının içindeyiz” diye konuştu. Uysal erken
seçim kararının alınmasıyla belirsizlik ortamının ortadan kalktığını, Türkiye’ye gelmeyi düşünen yabancı sermayenin de rahatladığını ve YASED olarak doğrudan yabancı yatırım girişinin artarak sürmesini beklediklerini söyledi.
TÜRKİYE 9. SIRAYA YÜKSELDİYASED Başkanı Uysal son yıllarda bütün dünyada likidite bolluğu yaşandığını ve paranın kendine adres aradığını, Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yabancı sermayenin en çok ilgilendiği ülkeler arasında yer aldığını belirterek yakın coğrafyalardaki rakipleri iyi izleyerek rekabetçi üstünlük yaratmak gerektiğini söyledi. Uysal, Türkiye’nin BRIC olarak nitelenen ve Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in yer aldığı yükselen 7 ülke kategorisine Türkiye’nin Endonezya ve Meksika ile birlikte dahil olduğunu hatırlatarak, “Türkiye artık global yatırımcının yatırım planı içine girmiş durumda. Geldiğimiz yer çok iyi bir yer. Doğrudan yabancı yatırım girişlerinde 2003 yılında 1.8 milyar dolarla 52’inci sırada yer alırken, 2006’da 20 milyar dolarla 9.sıraya yükseldik. Yeterki nereye gittiğimizi iyi bilelim. Yabancı sermaye için uygun iklimi sürekli kılarak, kayıtdışı ekonomi ile etkin bir mücadele ederek gelecek yıllarda çok daha yüksek rakamlara çıkacağımıza inanıyorum” dedi.
Uysal, 2002- 2006 arasındaki dönemde gerçekleşen 30 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımında ilk üç sırayı Hollanda,Belçika ve Yunanistan’ın aldığını ,2007'de ise ABD, İngiltere ve Almanya’nın da bu listeye eklendiğini belirtirken, “Neden Hollanda, Belçika gibi ülkeler ilk sırada?” sorusuna “Bazı yabancı yatırımcılar vergi avantajları nedeniyle sermaye girişlerini Avrupa ülkeleri üzerinden yapıyorlar. O yüzden Hollanda ve Belçika üst sırada görünüyor” yanıtını verdi.
BOĞAZ KÖPRÜSÜ VE OTOYOLLAR DA SATILABİLİRSon beş yılda doğrudan yabancı yatırım girişlerine bakıldığında en fazla payı yüzde 39.8 ile finans yüzde 35.7 ile de ulaştırma ve haberleşme sektörünün aldığına değinen Uysal konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birleşme ve satın almalar yoluyla yabancı sermayenin gelişi bir noktaya kadar devam eder. Bütün dünyada önemli satın alma ve birleşmelerde bir süre sonra bir daralma beklentisi oluşabilir. Bu yavaşlama trendi Türkiye’ye de yansıyacaktır kuşkusuz. Satılacak varlıkların da bir sonu var. Onun için yeni yatırım alanları üzerinde odaklanmalıyız. Rekabetçi global pazarlarda kendimize farklılık yaratmalıyız. Sıkı rakiplerimiz var onları iyi izlemeliyiz. Daha gidilecek çok yolumuz var.”
SATIŞ SIRASI İKİNCİL ŞİRKETLERDE
Uysal, gazetecilerin "Türkiye’de yakın bir gelecekte satılacak veya özelleştirilecek varlık kalmayacak" değerlendirmesine karşılık ise, “Şimdi Halkbank özelleştirilecek. THY, Petkim, Boğaziçi Köprüleri, otoyollar satış listesine eklenebilir” dedi. Uysal, yabancı sermayenin Türk Telekom gibi birincil büyük şirketlerin ardından yeni dönemde "ikincil şirket" diye nitelenen servis sağlayıcı şirketlere yönelmesinin beklendiğini belirterek, "Bu şekilde KOBİ’ler de dahil şirketler hayatında yabancı sermaye ile daha yaygın bir tanışma oluşabilir" yorumunu yaptı.
YABANCI SERMAYE GİRİŞİ YÜZDE 3’TE KALABİLİRYASED Başkanı, 2006-2010 yılları arasında yıllık ortalama 12 milyar dolar, 2011-2015 yılları arasında da yıllık ortalama 15 milyar dolarlık bir doğrudan yabancı yatırım projeksiyonu yaptıklarını, ancak 2006-2010 yılları döneminde doğrudan yabancı yatırımların Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya oranında bir yavaşlama beklediklerini ve bu oranın ortalama yüzde 3 düzeyinde olacağını kaydetti. Uysal, “Türkiye de kendi iç dinamizmiyle gelişme halinde. Bu yüzden doğrudan yabancı yatırım miktarında yavaşlama olması normal. Yabancı sermayenin ekonomik büyüme hızına katkısını yüzde 1 olarak ölçüyoruz” diye konuştu.
Belirli ülkelerin Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ettiklerini, ülke ekonomisine ve siyasal ortama güvenin sürmesi halinde, yeni ülkelerin de Türkiye’de yatırımı düşünebileceklerini kaydeden Uysal, “Dünya trendlerine uygun olarak yabancı sermaye ağırlıkla hizmetler sektörüne geliyor. Türkiye’de bu oran yüzde 87.3. Sanayi yatırımları ise yüzde 12.7 düzeyinde. 2005 rakamlarına baktığımızda ilk 500 sanayi kuruluşunun 136’sının yabancı sermayeli kuruluş olduğunu, ihracatın yüzde 45’e yakın bölümünün bu kuruluşlar eliyle gerçekleştiğini, toplam istihdamın da yüzde 27’sini sağladığını görüyoruz” dedi.
“Dünyadaki ve Türkiye’deki bu trendler takip edildiğinde, yatırımcının Türkiye’ye güveninin artmakta olduğunu görüyoruz” diye sözlerine devam eden Tahir Uysal, “2005 yılı A.T. Kearney DYY Güven Endeksinde Türkiye, en fazla yatırım yapan ülkelerin güvendiği yerler arasında 29’uncu sıradan 13’üncü sıraya yükseldi. Keza, Pricewaterhouse Coopers tarafından hazırlanan 10. Küresel CEO Anketine göre, CEO’lar Türkiye’nin de içinde bulunduğu E7 ülkelerinin en fazla mali fırsatlara sahip ülkeler olduğunu düşünmektedir. Bunlar çok önemli göstergelerdir” diye konuştu.
YASED AKTİF OLACAK27. Dönem YASED Yönetim Kurulu üyelerini de kamuoyuna tanıtan Uysal, önümüzdeki dönem kurumsal yönetim ilkeleri doğrultusunda daha gelişkin bir çalışma yürüteceklerini vurgulayarak; üyelerle daha yakın iletişim ve işbirliği içinde olacaklarını, sosyal paydaşlarla işbirliklerinde yeni bir yaklaşım geliştireceklerini ve basınla düzenli bilgi paylaşımı içerisinde bulunacaklarını söyledi. Uysal, son olarak YASED’in 2007 yılı öncelikli konularını anlattı. Buna göre YASED, 2007 yılı boyunca; kayıt dışı ekonomi, vergi ve teşvikler, istihdam ve eğitim, Ar-Ge, fikri ve sınai mülkiyet hakları, Türkiye’yi özellikle yeni yatırımlar için doğrudan yatırım yeri olarak tanıtma ve Avrupa Birliği konularında etkin bir çalışma yürütecek.