Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2004 00:00
Ä°nsan ve diÄŸer canalılarda haz duygusunu tamamen yeniden ele alan beyin araÅŸtırmacıları ilk ilginç sonuçlara ulaÅŸtı: Haz arayışı, karar verme sürecinin temelinde yatan baÅŸlıca unsur, hatta bilincin bile temelinde var.Haz, genlerimizde kayıtlı. Matematik problemlerinin çözümü, dilbilimsel deyimlerin oluÅŸturulmasından tutun, kumar oynamak gibi her tür kararın alınmasında haz duygusundan yararlanıyoruz; tüm kararlar haz duygusunun en yüksek düzeye ulaÅŸtırılması amacını taşıyor.Beynimizde, hemen bütün önemli davranışlarımızı kimyasal maddeler salgılayarak ödüllendiren bir ‘Ödül merkezi’nin varlığı uzun zamandır biliniyor. Çağımızdaki beyin görüntüleme yöntemleri, cinsellikten tutun, çikolataya, uyuÅŸturuculara ve müziÄŸe kadar, insanların haz aldıkları bütün hareket, duygu ve düşünceler arasında ortak yönleri ve beynin belirli bölgelerindeki aktivasyonu belgelemektedir.Günümüzde insanın haz aldığı ÅŸeylerin sayısının giderek arttığı, beyin ödüllendirme merkezinin artık fazla mesai yaptığı ve hedonist insan tipinin ortaya çıktığı da, bilimin kabul ettiÄŸi baÅŸka bir olgu.Ozanlar, yazarlar ve metafizikçiler, her zaman haz üzerinde kafa yordular, ancak haz duygusu sırrını tam olarak ele vermedi. Beyin araÅŸtırmacıları ve sinir bilimciler, beyinde hazzın kaynaklarını ve bölgelerini bir bir ortaya çıkardılar. Beyindeki ödüllendirme merkezleri haritalandı. Dopamin’in haz gibi duyguların kimyasal ileticisi olduÄŸu keÅŸfedildi. Hatta bağımlılık gibi alışkanlıklarımızla dopamin ve ödül merkezleri arasındaki iliÅŸkiler yüzlerce araÅŸtırma ile gösterildi.Bütün bunlara raÄŸmen bazı bilimciler bedensel zevk, ya da haz konusunun henüz aydınlığa kavuÅŸmadığı inancında. Bunlardan biri de Michigan Ãœniversitesi ruhbilimcilerinden Kent Berridge... Berridge yaptığı deneylerde, insanlardaki haz ile, hazdan çok farklı bir duygu olan arzu- hoÅŸlanmanın birbirine karıştırıldığı düşüncesinde. Oxford Ãœniversitesi’nden Edmund Rolls haz duygusunun beynin tümden farklı bir bölgesinde, gözlerin hemen arkasındaki orbitofrontal kortekste ortaya çıktığını öne sürüyor. Bowling Green Eyalet Ãœniversitesi’nden Jaak Panksepp, Wisconsin Ãœniversitesi’nden Ann Kelley ve baÅŸka araÅŸtırmacılar da haz duygusunun dopaminden deÄŸil, opioid adlı bir kimyasaldan kaynaklandığına inanıyor. Tüm bu bulgulardan sonra, araÅŸtırmacılar haz duygusunun beynin tam olarak neresinde ve nasıl oluÅŸtuÄŸu konusunda yepyeni bir beyin modeli oluÅŸturdu. Yeni haz modeliBu modele göre, Haz yaÅŸamın sürdürülmesini saÄŸlayan bir ÅŸey yapmanın karşılığında alınan bir ödül olmakla beraber, sadece bu kadar deÄŸil... Hazzın çok daha kapsamlı bir görevi var yaÅŸamın sürdürülmesinde. Haz, yiyecek seçiminden tutun matematik problemlerinin çözümüne kadar, her türlü kararların alınmasında etkili. Eylemlerin tasarlanmasına yardımcı role sahip, Farklı koku, görüntü, ses ve duyularımızı harekete geçiren çeÅŸitli bilgileri ayırmamıza da olanak tanıyor. Hatta, bilinç bile, hoÅŸnutluk ve hoÅŸnutsuzluÄŸun kavranması sonucunda ortaya çıkıyor olabilir. Yeni şüpheci nörologlardan Berridge, sıçanların farklı tatlara verdikleri tepkileri birbirinden ayırt etmeye baÅŸladı. Deneylerde, hoÅŸlanma duygusu ile hazzın birbirinden farklı olduklarını keÅŸfetti. Ä°ki farklı duyguDeneklerde daha önce keÅŸfedilen atiklik, sıcaklık ve iyi niyet gibi duygular, kendi kendine cinsel doyuma ulaÅŸma, ya da susamadıkları halde bir ÅŸeyler içme istekleri, hazdan çok arzuyu andırdığını yeniden keÅŸfetti. Istemekle hoÅŸlanmak arasındaki farklılığa dikkat çeken ilk kiÅŸi oldu. Ancak, Berridge ve diÄŸer araÅŸtırmacılar, dopamin ile ilgili ödüllendirme sistemi için, ‘haz’ sözcüğünün kullanılmasının pek de yerinde olmadığını gördüler. ÖrneÄŸin Panksepp dopamin sisteminin güdülenim ve arayışla ilintili olduÄŸunu, dünyayla baÄŸlantının saÄŸlanmasına olanak tanıyan arzu ve dürtülerin kaynağı olduÄŸu görüşünde. Scripps AraÅŸtırma Enstitüsü ruhbilimcilerinden George Koob da dopaminin, öncelikle devinim ve düşüncenin harekete geçirilmesiyle baÄŸlantılı olduÄŸu görüşüne katılıyor. Dopamin salınımı, bireye doÄŸrudan haz saÄŸlayıp onu ayakta tutabilmesine, öözelikle arzulanan hedeflere ulaÅŸmamıza olanak tanıyacak davranış biçimlerinin seçimine yardımcı oluyor. Obezlik ve uyuÅŸturucuFakat dopamin, haz duygusunun kaynağı deÄŸil. Peki neresi? Bu soru önemli, çünkü bu merkez kesin bulunur ve hazzın kaynakları iyice belirlenirse, çağımızda bütün toplumları giderek tehdit eder hale gelen iki önemli sorun, obezlik ve uyuÅŸturucunun üstesinden gelinmesi mümkün olabilir. Haz duygusunu doÄŸuranın, endorfin ve ensefalin gibi, opioidler adıyla bilinen bir grup kimyasal madde olduÄŸu görüşü giderek yaygınlık kazanıyor. Ve bu kimyasallar arasında morfin ile eroin de var. Yani keyif verici maddeler sadece dopamin sistemini hareket geçirmiyor. Hepsi, beynin derinliklerinde dopamin sistemiyle örtüşen bir devreyi ateÅŸliyor. Bu opioid devresi hazzın kaynağı olabilir mi? Opioidlerin hazla ilintisinin bir kanıtı olarak, iÅŸtah açıcı etkisi gösteriliyor. Annelerinden ayrı kaldıkları için üzüntüye kapılan yavru sıçanlar, onlara yeniden kavuÅŸtuklarında opioid salgılıyorlardı. Ve anneleri olmadığında, opioid içeren ilaçlarla yatıştırılıyorlardı. Yani, toplumsal hazlar ve özellikle tolumsal baÄŸlılıkla ilintili huzur ve güvence gibi duyguların kökeninde de opioidler vardı. Beyindeki yeriPeki, opioid alıcıları beynin yerini de buldular: kimi alıcılar ödül merkezinin her iki ucuna serpiÅŸtirilmiÅŸti. Ilk sonuçlar beynin ‘hoÅŸlanma’ duygusuyla ilintili en önemli bölgelerinden birinin, beynin derinliklerinde dopamin sisteminin yanında yer alan, ventral pallidum bölgesi olduÄŸunu gösteriyor. Bu bölgeye opioidlerin enjekte edilmesi ile ÅŸekerli tatlardan hoÅŸlanma dürtüsünün körüklendiÄŸi görüldü. Bu bölgenin zarar görmesi bu hoÅŸlanmayı yok ediyordu. Edmund Rolls önderliÄŸindeki Oxford’lu bir araÅŸtırma grubuna göre de, haz duygusu salt beynin derinliklerindeki yapılardan ve opioid hücrelerinden kaynaklanmıyor. Beyin yüzeyine daha yakın olan hücreler de haz açısından can alıcı bir önem taşıyor. Daha da ilginci, her bir haz biçiminin bu sinir hücrelerinin tek bir altkümesiyle baÄŸlantılıydı. Kimi hücreler ÅŸekerli besinlere tepki gösterirken, kimileri yaÄŸlı lokmaların yenmesi, kimileri parasal ödül v.b ile ilintili oluyor. Bütün bu hücrelerin yeri de, beynin ön tarafında orbitofrontal korteks (OFK) adı verilen bölgedeydi. bu bölgenin duygularla baÄŸlantılı olduÄŸu çoktandır biliniyor. Oxford ekibi ÅŸimdi bu bölgeyi hedonistik düzeneÄŸin kapsamına aldı. Genlerimizde kayıtlıRolls ve arkadaÅŸlarına göre, diÄŸer duygular gibi, haz duygusu da duyusal dürtülere doÄŸrudan bir tepkiydi; beyin taramaları (fMRI) sonucunda insanların içkiden, yemekten, ya da bir dokunuÅŸtan sonra bildirdikleri hoÅŸlanma düzeyine göre OFK’deki etkinlik düzeyinde de bir yükselme ya da azalma oluyordu. Rolls’a göre hoÅŸlanmayla ilgili çoÄŸu duygu, muhtemelen doÄŸuÅŸtan vardı, genlerimizde yer alıyordu ve evrimle geliÅŸmiÅŸti. Iowa Ãœniversitesi beyin araÅŸtırmacısı Antonio Damasio ve arkadaÅŸları ‘duygulanım’ olarak haz ile, ‘duygu’ olarak haz kavramını ayırmak gerektiÄŸine inanıyor. Ona göre, duygulanımlar davranışa yön veren fiziksel süreçleri içeriyor. Öte yandan, duygular yalnızca beynin bu fiziksel süreçlerden geçmesi durumunda ortaya çıkıyor. Haz duygusu salt insana özgü karmaşık bir durum olmaktan çok, son derece basit ve evrimsel açıdan eski bir özellik olabilir. Laval Ãœniversitesi’nden Michel Cabanac bu duygunun tek bir amaçla ortaya çıkabileceÄŸini, bunun da edimlere yön vermek olduÄŸunu belirtiyor. Bu amaçla bir dizi deney yapan Cabanac’a göre, alınan kararların temelinde her zaman haz duygusu yatıyor.Kumara kadarCabanac matematik problemlerinin çözümü, dilbilimsel deyimlerin oluÅŸturulmasından tutun da, törel seçimlerin yapılması ve kumar oynamak gibi her tür kararın alınmasında haz duygusundan yararlandığımızı, tüm kararların haz duygusunun en yüksek düzeye ulaÅŸtırılması amacını taşıdığını öne sürüyor. Buna her ne kadar ‘gözüpeklik içgüdüsü’ adı verilse de, gerçekte haz peÅŸinde koÅŸmaktan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Ne var ki, insanoÄŸlu anlık doyumların esiri olmuyor. Ä°nsanların anlık doyuma ulaÅŸma arzusunun üstesinden gelebilme yeteneÄŸine sahip olması bile eninde sonunda haz duygusunu artırıyor. Zira, insanoÄŸlu yalnızca haz alma duygusunu ertelemek suretiyle uzun erimde ödüllendirilme olanağını elde edebiliyor. Haz duygusunun karar alma sürecinde oynadığı can alıcı rol kimi uzmanların bunun insanlıktan çok önce evrilmiÅŸ biyolojik bir süreç olarak algılamasına yol açıyor. Uzun süreli deÄŸilAnlamı gereÄŸi hazzın uzun süreli olması düşünülemez. Bir baÅŸka göreve yönelmemiz, ancak haz duygusunun etkisini yitirmesiyle mümkün olabilir. Cabanac bu baÄŸlamda ele alındığında insanın haz peÅŸinde koÅŸarak gerçek mutluluÄŸa eriÅŸmesinin de asla mümkün olmayacağına, çünkü gerçekten hoÅŸnut bir durumda olduÄŸunda insanın hiç bir zaman gerçek huzura kavuÅŸmadığına dikkat çekiyor. Ä°nsan haz duyuyorsa, bu duyguyu bir ÅŸeye gereksinim duyduÄŸundan yaşıyor. Mesele, insan yalnızca çok üşüdüğünde sıcak bir içeceÄŸin, çok ısındığında buzlu bir içeceÄŸin keyfine varabilir. Sıcaklık dengeye ulaÅŸtığında, kiÅŸi her iki deneyime de kayıtsız kalır. Tehlikeden uzak olduÄŸumuzda, ya da herhangi bir ÅŸeye gereksinim duymadığımızda rahat ama kayıtsız bir tavır takınırız. Cabanac hazzın- duyusal hazzın mutluluk deÄŸil, bir keyif olduÄŸuna inanıyor ve ‘Bana göre mutluluk kayıtsızlık durumudur’ diyor. Â
button