Yaşamın İçinden

Güncelleme Tarihi:

Yaşamın İçinden
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2000 00:00

Haberin Devamı

Korkunç ihmal

Hüseyin Dağ Tunceli'de doğup büyümüştü. Hayallerini büyük kentler süslüyordu. Bursa'ya oradan da Antalya'ya geldi. İyi bir işi, mutlu bir evliliği vardı. Ama başına bir inşaattan düşen vinç hem onu hem de hayallerini alıp götürdü

TUNCELİ'de doğup büyüyen Hüseyin Dağ, ilk, orta ve lise öğrenimini memleketinde yaptıktan sonra vatani görevini tamamladı. Askerden gelince, daha iyi bir yaşam için büyük bir şehre gidip orada çalışmak istiyordu. Bunun için Bursa'ya gitti. Değişik işlerde çalıştı. Ancak umduğu mutluluğu bulamayınca, umutlarının gerçekleşmesi için Antalya'ya geldi. Henüz 24 yaşındaydı. Antalya'da da tek başına kalıyordu. Geçimini sağlamak için çalışmak zorundaydı. Birkaç değişik işi denedi. Ama hiçbirinde uzun süreli olamadı. Bir yıl içinde birkaç değişik işe girip çıktı. Sonunda Yurtiçi Kargo'da iş buldu. Burada kuryelik yaparak geçimini sağlıyordu.

ARADIĞIMI BULDUM

Artık aradığı işi bulduğunu düşünüyordu. Çünkü en uzun süre çalıştığı işlerden biriydi kuryelik. Kargoda günler birbirini kovalıyordu. Çalışmaya başladığı günün üzerinden tam 1.5 yıl geçmişti. İşyerindeki arkadaşlarıyla da iyi anlaşıyordu. Çok kazanmıyordu ama ancak mutluydu. İşler yavaş yavaş yoluna girmiye başlamıştı. ‘‘Artık evlenmenin zamanı da geldi’’ diye aklından geçiriyordu genç adam. Tunceli'de olan Dağ ailesi de çocuklarının evlendiği günü görmek istiyordu. Genç Hüseyin, aynı kurumun Meltem Şubesi'nde çalışan ve hemşehrisi olan Fidan Değirmenci'ye gönlünü kaptırdı. Fidan ve Hüseyin birbirlerini sevdi ve evlenmek için karar aldılar.

İki genç evlilik için hazırlıklara hemen başladı. Ailelerin de izinleri alınarak, düğün günü belirlendi. Her iki tarafın da ailelerinin büyük bölümü memleketleri Tunceli'de olduğu için düğünün orada yapılmasına karar verildi. Antalya'da oturacakları evi ayarlayan gençler, düğün için memleketlerinin yolunu tuttu. Orada mütevazı fakat çok katılımlı bir düğün yaptılar. Düğünden hemen sonra çiçeği burnunda çift, doydukları yer olan Antalya'ya geldiler. Antalya'da kendi evlerinde mutlu bir yaşam süren Fidan ve Hüseyin çifti, iş arkadaşlıklarını evlilikle noktalamışlardı. Çift, çok mutluydu. Günler birbirini kovaladı Hüseyin ve Fidan'ın evliliklerinin üzerinden 1.5 yıl geçti.

İŞLER İYİ GİDİYORDU

Her şey yolundaydı. Karı-koca aynı kurumda çalışıyor, ortak kazanıyor ve aile içi konularda ortak karar veriyordu. Bundan 15 gün kadar önce, yine sıradan bir gündü. Çift, sabah işlerine gitmek için evlerinden çıktı. Fidan ve Hüseyin aynı kuruma ait başka şubelere çalışmak için gittiler. Herşey normaldi. Hüseyin, gelen kargoların şubelere dağıtılması için kargonun deposuna gitti. O gün dağıtılacak olan kargoları arkadaşları ile birlikte kamyonete yüklediler. Daha sonra bunları kent merkezindeki şubelere bırakacaklardı. Hüseyin, bunun çalıştığı son gün olacağını ve bir hiç yüzünden hayatını kaybedeceğini bilemezdi.

Elmalı Mahallesi'nde bulunan Yurtiçi Kargo Şarampol Şubesi'ne kargoları indirmek için geldiler. Vakit öğle saatleriydi. Hüseyin Dağ, kargoları getirdikleri pikaptan indi. Aracın şoförü de, aracı biraz daha ileri almak için hareket etti. Kargo şubesinin hemen yanında yeni yapılmakta olan bir inşaat vardı. Hüseyin'in şubeye girmesi için yolun hemen kenarında ve yeni yapılmakta olan inşaatın yanından geçmek zorundaydı. İşte talihsiz kaza o anda oldu. İnşaatlarda malzemeleri çekmek için kullanılan vincin sepeti bir anda boşalarak, Hüseyin'in kafasına düştü. Hüseyin yığıldı kaldı.

AĞIR YARALANDI

Talihsiz genç hemen SSK Hastanesi'ne kaldırılarak, yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Durumu çok kötüydü Hüseyin'in. Doktorlar beyin travması geçirdiğini belirtmişlerdi. SSK Hastanesi'nde ameliyata alındı. Ailesi kapıda, Hüseyin ise yoğun bakımda ölüm-kalım mücadelesi veriyordu. Ameliyat yapıldı. Doktorlar uzun süren bir ameliyattan sonra Hüseyin'in yaşama şansının yok denecek az olduğunu açıkladılar. 3 gün SSK'da yoğun bakım servisinde kalan Hüseyin'in ailesi, belki bir ümit diyerek, daha iyi tedavi edileceğine inandıkları Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevkedilmesini istediler. Tıp Fakültesi'nde de durumunda bir değişiklik olmayan talihsiz genç, bir gün sonra yaşama gözlerini yumdu.

Korkunç ihmal, gencecik bir adamın ölümüne, arkasında gözü yaşlı bir aile bırakmasına sebebi oldu. Hastanede Hüseyin Dağ'ın ailesini ziyaret eden ve geçmiş olsun dileklerini ileten inşaat yetkilileri şimdi adalete hesap verecekler. Hüseyin Dağ'ın ölümüne kadar hiçbir önlem alınmayan inşaatın etrafı olaydan birkaç gün sonra branda ile kapatıldı. Ancak Antalya'da yapılan birçok binada hiçbir güvenlik önlemi alınmaması kafalarda soru olarak kaldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!