Güncelleme Tarihi:
İki aile şimdi yok
Antalya Havalimanı Yolu üzerindeki Altınova kavşağında geçtiğimiz hafta meydana gelen cinayet gibi kaza, iki aileyi yoketti. Sorumsuz bir sürücünün neden olduğu kazadan sonra geriye 3 ceset ve 4 öksüz çocuk kaldı.
Şükran-Önder Çalık çifti, 14 yıl önce evlenerek Isparta'nın Yalvaç İlçesi'ne bağlı köyleri Özgüney'den daha iyi bir yaşam için Antalya'ya geldi. Önder Çalık, geleceğini garanti altına alabilmek için devlet memuru oldu. Uzun yıllar Alanya'da memurluk yaptı. Burada iki çocuğu olan Önder, Antalya'ya tayin edildi. 4 yıl önce, Antalya merkeze bağlı Altınova Beldesi'ne yerleşti. Burada, PTT'de çalışmaya başlayan Önder, iki çocuğu ile mutluydu. Aytekin Okur'un ise, Çalık'la samimi dostlukları vardı. O da yıllardan beri Altınova'da yaşıyor ve oranın yerlisi sayılırdı. Eczacılık bölümü mezunu ve 9 yıldır Altınova'da bir işletmesi vardı. Bu sıkı arkadaşların yaşamı, aynı araçta, kendini bilmez bir sürücünün çarpmasıyla son buldu.
Çalık ailesi, mütevazı bir evde, mutlu yıllar geçirdi. Çocukları büyüdü ve okula başladı. Memur maaşıyla geçinmek zor olduğu için eşi Şükran Çalık, aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla bir ayakkabı dükkanı açtı. Altınova'da evlerinin yakınında küçük bir dükkan kiraladılar.
MUTLULUK YILLARI
Şükran Çalık, aile bütçesine katkıda bulunmanın ve çocuklarına daha iyi bir yaşam sağlayabilmenin mutluluğuyla hemen hazırlıklara başladı. Dükkan temizlendi, raflar hazırlandı. Artık dükkanı doldurmaktaydı sıra. Az bir sermaye ile, birkaç çift ayakkabı çeşidi alındı. İlk satışlarını yapmak için mahallede Cuma günü kurulan pazarı seçtiler. Ancak, eksikleri vardı. Bunların da şehir merkezinden alınması gerekiyordu.
OTOMOBİLLERİ YOKTU
Çalık çiftinin araçları yoktu. Bunun için Önder Çalık arkadaşı olan ve eczane sahibi Aytekin Okur'a, ‘‘Dükkanın birkaç eksiği var. Bunları Antalya'dan getirmemiz gerekiyor. Senin arabanla gidebilir miyiz’’ dedi. Aytekin Okur da, arkadaşının bu isteğini kıramadı. Kabul etti. Antalya'ya gidildi, tüm malzemeler tamamlandı. Çalık çifti, Cuma günü yapacakları ilk ticaretin heyecanını yaşıyordu. Yapacakları satış, elde edilecek gelir, otomobilde konuşulan tek konuydu. Sohbet ederek Altınova kavşağına gelindi. Aytekin Okur, trafik lambasına baktı. Lamba yeşili gösteriyordu. Yol hakkı kendinde olduğu için ilerledi. Tam yolu yarılamıştı. Ancak, Alanya istikametinden Azrail gibi gelen Ferit Altındal'ın kullandığı 34 TC 737 plakalı otobüs, otomobili adeta biçti. Otomobil paramparça oldu. Otoda bulunan Çalık çifti ve Okur, olay yerinde yaşamını yitirdi.
SAVAŞ ALANI GİBİ
Savaş alanına dönen olay yerinde ilk müdahale, çevredeki ve diğer otomobilden koşan vatandaşlar tarafından yapıldı. Polis ve ambulans olay yerine geldi. Ancak, çok geçti. araçta bulunan Şükran-Önder Çalık çifti ve Aytekin Okur, olay yerinde yaşamını yitirdi. Hızla gelen otobüs, kırmızı yanınca duramamış ve iki ailenin yokolmasına sebep oldumuştu. Görgü tanıkları verdikleri ifadede, otobüs sürücüsünün kırmızıda geçtiğini bildirdi. Okur ve Çalık'ın yakınları öksüz kalan 4 çocuk, ailelerini yokeden suçlunun cezalandırılmasını istiyor.
Arkadaşına yardımcı olmak için şehre gitmeyi kabul eden Aytekin Okur'un eşi Şükran, evinde eşinin dönmesini bekliyordu. Acı haberi duyunca, sinir krizleri geçirdi. Şükran Okur, ‘‘Eşim iyilik yapmayı çok severdi. Arkadaşına yardımcı olmak için Antalya'ya gitti. Ancak, bir otobüsün kurbanı oldu. Şimdi iki çocuğumla birlikte kaldık. Ne yapacağımı bilmiyorum’’ dedi. Yakınları da acılı eşe ‘‘Aytekin, uzun yıllar eczane işletti. Burada onun hatıraları var. Burayı bundan sonra sen işletmelisin’’ diyerek destek oluyor. Aytekin Okur'un çocukları 7 yaşındaki Pelin ve 2 yaşındaki Elif Zeynep, babalarının ölümüyle öksüz kaldı. Şükran Okur, iki çocuğuyla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
Feci kazada anne ve babasını yitiren 13 yaşındaki Mehmet ve 10 yaşındaki Gamze ise küçük yaşta öksüz kalmanın acısını yaşıyor. Anneanne ve dedesi torunlarının kendi evlerinde kalmalarını istiyor. Dede Ekrem Karapınar, kızını ve damadını kaybettiği kazaya sebep olan sürücüye, en ağır cezanın verilmesini istiyor.
ÇOCUKLARIN DURUMU
Acılı baba ‘‘Kızımın evine giremiyoruz. Her yerde onların hatırası var. Eve girdiğimiz zaman odadan çıkıp geleceklerini hissediyorum. Kızımın ve damadımın bize tek yadigarı, bu çocuklar. Başımızın üstünde yerleri var. Onlara gerek eğitimlerinde, gerekse yaşamlarında elimizden gelen yardımı yapacağız. Artık bu çocukların bakımını üstlenmek bizim boynumuzun borcu’’ diye konuştu.