Yaşamın İçinden

Güncelleme Tarihi:

Yaşamın İçinden
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2000 00:00

Haberin Devamı

Gururla gelen acı son

Antalyalı ünlü kuyumcu toptancısı Alaattin Atmaca, geçtimiz günlerde, atış poligonunda atış yaparken, silahı yanağına dayadı ve tetiği çekti. Karısını gözü yaşlı, çocuğunu ise yetim bıraktı. Ardında bir çok soru işareti bırakan Atmaca'nın ölümündeki sis perdesi, hálá aralanmadı.

ANTALYA'nın köklü ailelerinden biri olan Atmacalar'ın, bundan 9 yıl önce, büyük oğulları Ali İhsan, Kalekapısı'nda bir taksiciyle tartıştıktan sonra, bıçaklanarak hayatını kaybetmişti. Aradan 9 yıl geçtikten sonra, 39 yaşındaki Alaattin Atmaca da atış yaptığı poligonda, silahı yanağına dayadı ve tetiği çekti.

Ardında bir çok soru işareti bırakan Atmaca'nın hikayesi, bundan 3 yıl önce başlıyor.

Döşemealtı Camili Köyü'nün saygın ailelerinden birisi olan Atmacalar'ın küçük oğlu Alaattin, Ticaret Lisesi'ni bitirdikten sonra, ünlü Döşemealtı halılarının satışına başladı.

Babası ile birlikte iyi bir iş kuran genç adam, kısa süre içinde Antalya'nın adından söz edilen halı toptancılarından birisi oldu. O sıralar, köylerden aldığı zeytinlerle, zeytin toptancılığı da yapan Alaattin Atmaca, 1982 yılında, şimdiki Esnaf Sanatkar Odaları Birliği Başkanı ve ATSO Meclis Başkanı Orhan Tolunay'ın kız kardesi Ayten ile evlendi.

ALEYNA GELİYOR

Atmacaların, çok istemelerine rağmen, bir türlü çocukları olmuyordu. Aradan 10 yıl geçti. Sonunda mutlu haber geldi. Uygulanan tedaviler sonuç vermiş ve Atmaca ailesine bir fert daha katılmaya aday olmuştu.

Uzun bir bekleyişten sonra, hasretle bekledikleri çocuklarına

Aleyna ismini verdiler. Zaten mutlu olan Atmaca ailesi, küçük kızları Aleyna'nın da aralarına katılmasıyla birlikte daha da şenlendi.

Bu arada halıcılıktan sıkılan Alaattin Atmaca, kendisini başka bir iş kolu yaratmak için çalışmalar yapıyordu. Nakit konusunda bir sıkıntısı yoktu. Nakit dönen bir sektörde iş yaptığı için, istediği parayı bir defada çıkartabilirdi ve çevresi vardı.

Antalya'da kuyumculuğa olan talep, onu cezbetmiş ve bu konu üzerinde araştırma yapmaya başlamıştı. Tanıdıklarına ve yakınlarında ‘‘Kuyumculuk yapsam nasıl olur, para kazanabilir miyim?’’ diye sorarken, eskiden tanıdığı iki arkadaşı ‘‘Yapacaksan toptancılığını yap. Bir küpe bir bilezik ile uğraşacağına altını, kilo kilo sat’’ dedi.

HALICILIĞI BIRAKTI

12 yıldır yaptığı halıcılığı bırakmaya kesin karar verdikten

sonra, iki arkadaşı ile birlikte, toptan kuyum işi yapmak için çalışmalara başladı. Aktaş İşhanı'nda bir dükkan tuttu ve piyasaya hızlı bir giriş yaptı. Atmaca, 1997 yılında, Antalya'ya en çok satış yapan kuyumcular arasına girerek, çok iyi bir sezon geçirdi.

Çok para kazanan ortaklar, ayrılmaya karar verince Atmaca, ‘‘Ben devam edeceğim’’ diyerek, dükkanı üstüne aldı. Bir dükkan da Kuyumcular Çarşısı'nın içine açan Atmaca, yanına Faruk ve Cemal isimli iki pazarlamacı alarak, işine kaldığı yerden devam etti.

Yanına aldığı adamlar işi iyi biliyor ve sürekli satış yapıyordu. Nasıl olsa giden malın parası gelir diyen Alaattin, elamanlarına güve

nerek, çok fazla işin peşinden koşmuyordu.

Satışlar iyi gidiyordu. Malları konsinye (malın satıldıktan sonra parasının verilmesi) olarak satan Faruk ve Cemal, prim usulu ile çalıştıkları için, daha tahsilatları yapmadan, sattıkları bütün malların primini alarak, ayrılmak istediklerini söylediler.

Daha hesap toplanıp kesilmeden işi bırakan elemanlar, Alaattin Atmaca'yı yüz üstü bırakarak, başka bir yerde işe başladılar.

İNTİHAR GİRİŞİMİ

200 milyar liradan fazla alacağı olan Alaattin Atmaca'yı kendi alacaklıları da sıkıştırmaya başlamıştı. Güllük gülistanlık olan işler birden bozulmuş ve herşey kötü gitmeye başlamıştı.

Alaattin, hemen satışları durdurdu ve alacaklarının peşine düştü. Fakat her çaldığı kapı yüzüne kapanıyordu. Adamları prim almak hevesiyle, hiçbir şey sormadan kuyumculara mal vermiş ve ‘‘İstediğin zaman ödersin’’ demişti.

Buna güvenen kuyumcular, gerçek patronu karşılarında görünce, ‘‘Senin adamların bize malların parasını istediğin zaman öde demişti. Biz size ancak sezon sonu para verebiliriz’’ demeye başlayınca, işler iyice sarpa sardı.

Alacaklıları kendisini sıkıştırmaya başlayınca, Atmaca bunaldı. Zengin bir ailenin oğlu olduğu için, bu tür sıkıntılara alışık değildi. Bir gece bir kaç tane hap yutarak kendinden geçti. Ailesi onu bulduğunda baygındı ve hemen hastaneye kaldırıldı.

Midesi yıkandı. Çabuk bulunduğu için büyük bir tehlike değildi fakat sonuçta bir ihtihar girişimiydi ve ailesini ürkütmüştü.

SİLAH VE 50 MERMİ

Güllük Caddesi'nde Genpa'nın olduğu yerdeki dükkan kendisinindi ve onu satmaya karar verdi. Güzel bir dükkan olduğu için, kısa sürede müşteri buldu ve dükkanı satarak borçlarının hepsini kapattı.

Artık kimseye borcu yoktu. Fakat dükkanın satılması onu etkilemişti. Başkaları malına mal katarken, ben niye dükkan satıyorum diyerek arada bir yakınlarına sitem ediyordu. Silaha olan merakıyla bilinen Alaattin Atmaca, arada bir stres atmak için, Kepezüstü'ndeki atış poligonuna giderek atış yapıyor ve sıkıntılarını unutmaya çalışı- yordu.

Bir gün, yine aynı poligona gitmeye karar verdi. Belki de son kez olarak Antalya'yı göreceğini düşünerek yavaş yavaş yol aldı. Atış poligonunun önüne geldiğinde, beş dakika kadar arabanın içinde bekledi.

Her geldiğinde kendi silahını kullanan Atmaca, bu sefer silahını yanına almamıştı. Arabanın içinde biraz bekleyince, poligonun köpeği

havlamaya başladı. Bununla birlikte irkilen Alaattin Atmaca içeri girdi, bir silah ve 50 mermi istedi.

Poligonda emekli bir başkomiserin nezaretinde atış yapmaya başladı. 13-14 el ateş ettikten sonra başkomiser, ‘‘Biraz sıkıntılısınız galiba isterseniz size bir şeyler ikram edeyim’’ deyince, Atmaca bir kahve istedi.

Başkomiser yukarıya çıktı. Kahveyi hazırlarken aşağıdan bir el ateş sesi geldi. Çay ocağından çıkıp aşağıya inen görevli, korkunç manzara ile karşılaştı.

Atmaca yerde yatıyor, yanağının sağından kan boşalıyor, sol eli ise kafasını tutuyordu. Hemen jandarmaya haber verildi. Olay yerine gelen ekiplerin yaptığı çalışmalarda, yakın mesafe ateş sonucu ölüm kararı verildi.

Olay, büyük bir ihtimalle intihardı. Bunu destekleyen bir ipucu da arabadan çıktı. Atmaca bir not bırakarak ‘‘Benim ölümümden Faruk ve Cemal sorumludur’’ demişti. Kağıdın sonuna doğru yazılar iyice bozulmuştu. Fakat yazı kendisine aitti.

39 yaşında evli ve bir çocuk babası olan Alaattin Atmaca, arkasında bir çok soru işareti bırakarak, muhtemelen, yaşamına kendi elleri ile son vermişti.

Gururun getirdiği bu ölüm, bir çok insanı yasa boğmuştu. Kesin rapor açıklanmamakla birlikte, intihar olduğu düşünülen olayın üzerindeki sis perdesi, hala esrarını koruyor.

10 yıldan sonra bir çocuğu olan Alaattin Atmaca, kızı Aleyna'nın üstüne titriyordu. Fakat, işlerinin yolunda gitmemesi nedeniyle o, belki de bir gurur intiharıyla yaşamına son verdi. 3 yaşındaki Aleyna'nın gözü ise, babasının bir gün eve geleceği umuduyla gözü hep kapıda.

TOLUNAY

Bana biraz şüpheli geldi

ENİŞTESİ Alaattin Atmaca'nın ilk ölümünü öğrenenler arasında bulunun ATSO Meclis Başkanı ve Antalya Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Orhan Tolunay, ‘‘Arabadan çıkan yazıda, sonlara doğru bir bozulma var ve ateş ederken neden elini başına koymuştu.

Bunlar bana biraz şüpheli geldi. Ama sonuçta, jandarma araştırmasını sürdürüyor. Tamamlanınca her şey ortaya çıkacak. Olayın bir cinayet boyutu da olabilir’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!