Yaşamın İçinden

Güncelleme Tarihi:

Yaşamın İçinden
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2000 00:00

Haberin Devamı

Doğuştan kadersiz

Zeynep Akşit 5 yaşında. Fakat minicik ayakları daha yere basamadı. Doğduğunda omuriliği dışarda olan Zeynep, şimdiye kadar yaşından çok ameliyat geçirdi. Ameliyatlar devam ediyor. Yürüyebilmek umuduyla...

Lİ Akşit, yılların demirci ustası. Kayseri'de işleri kötü gitmeye başlayınca, Antalya'ya gelmeye karar verdi karısı Emine Hanımla birlikte. Umuda yolculuk, Kayseri'de başlayıp, Antalya'da noktalandı. Amaç, mutlu bir hayat, iyi bir yaşamdı.

Fakat, Antalya'nın şartları, Kayseri'den farklı değildi. Ekmek aslanın ağızındaydı. Geçiçi işlerden sonra, Duacı'da bir sitede bekçilik yapmaya başladı. Hem ev kirası da vermeyeceklerdi böylece.

Sitedeki görevlerine başladıklarında, Ali Akşit'in karısı hamileydi. Çalıştıkları yerde ev kirası olmamasına çok seviniyordu Ali. Aradan geçen zamanla, genç kadının hamileliği adamakıllı ilerlemişti. Fakat bebek, annesinin karnını hiç tekmelemiyordu. Bunun nedeni, çocuk doğduktan sonra belli olacaktı.

DOĞUM NE ZAMAN?

Ali Akşit, ismini açıklamak istemediği hayırsever site sakininin yardımı ile sigortalı olmuştu. Evin önünde karnı burnunda temizlik yapan genç kadını gören hayırsever site sakini, kadına yaklaştı ve ‘‘Doğum ne zaman diye sordu’’. Genç kadın‘‘Ay sonunda’’ diye cevap verdi.

Adam bu kez de, genç kadına sigortalı olup olmadığını sordu. Lafın bu kısmında Ali geldi ve ‘‘Yok efendim’’ dedi. Adam ‘‘Yarın benim şirketime uğra da, seni sigorta yapalım. Yarın öbürgün doğum yapacaksın. Lazım olur’’ dedi.

Ali sevinçli bir şekilde bu hayırsever insanın bürosuna, evrakları ile birlikte gitti. Sigortası yapıldı ve eve dördü. Artık doğum masraflarını düşünmek zorunda değildi.

Bir ay sonra, doğum sancıları sıklaştı. Genç kadın, çevreden gelen yardımla hastaneye kaldırıldı. Doğum artık an meselesiydi. Ali Akşit, kapının önünde içerden gelecek mutlu haberi bekliyordu. İçine doğmuştu, kız olacaktı çocuğu.

Hastanenin soluk rekli soğuk koridorlarında, bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Doğumhane kapısının çıkarttığı sesle irkildi Ali. Kapıda hemşire belirdi ‘‘Hayırlı olsun. Bir kızınız oldu’’ dedi.

Ali'nin yüzü güldü, içinden ‘‘Yaşasın’’ diye bağırmak geliyordu. Fakat bu sevinç uzun sürmedi. Hemşirenin arkasından çıkan doktor, ‘‘Sizinle biraz konuşabilir miyiz’’ deyince, kötü bir şeyler olduğunu anladı.

ACI GERÇEK

Doktor kenara çektiği Ali'ye ‘‘Çocuğunuz, omuriliği açık doğdu’’ dedi. Ali ne olduğunu tam anlamamıştı, kötü birşey olduğunu biliyordu ama ne kadar kötü birşeydi bu? ‘‘Yani’’ diye sordu, doktor, ‘‘Yani çocuğunuzun belden aşağısı tutmuyor. Bu çok nadir görülen bir hastalıktır ama, ameliyatlarla düzelebilir’’ dedi.

Ali'nin sanki başından aşağıya kaynar su dökülmüştü. Koridorda yıkıldı kaldı. Bir süre oturduğu yerden kalkamadı.

Karısının, durumdan henüz haberi yoktu. Doğumun etkisini üzerinden atınca Ali ono kötü haberi verdi. Genç kadının çığlıkları, hastanenin koridorlarında çınlamaya başladı. Haykırarak ‘‘Neden biz’’ diye bağırıyordu.

Yapılan testler sonucu, Zeynep ismini koydukları kızlarının her iki kalçasında çıkık, omurilikte açıklık ve ayaklarda içe doğru bir şekil bozukluğu olduğu bir kez daha anlaşıldı.

Bu rahatsızlıklardan dolayı, küçük kızın kafası su toplamaya ve büyümeye başladı. İlk ameliyat, bu bozukluğu gidermek için yapıldı.

HERKESİN SEVGİLİSİ

Ameliyat masası ile henüz sekiz aylıkken tanıştı Zeynep. Ardından bir dizi ameliyat daha geçirdi. Ne olduğunun o da farkında değildi. Annesinden çok beyaz önlüklü doktorları görüyordu küçük mavi gözleri.

Aradan zaman geçmiş ve Zeynep 5 yaşına gelmişti. Fakat hiç bir değişiklik yoktu. Antalya SSK Hastenesi'nde herkes, Zeynep'i tanıyordu artık.

Baba Ali, kendisini sigortalayan hayırsevere dualar ediyordu. Fakat bir gün, evde otururken bir çığlık koptu sitede. Ali hemen sokağa fırladı. Kendisini sigortalayan o iyiliksever adamın karısı dövünüyor ve ‘‘Kocam, kocam’’ diye bağırıyordu.

Adam eve gelirken bir kaza geçirmiş ve hayatını kaybetmişti. Aradan bir süre geçtikten sonra da, şirket kapandı. Allahtan, sigortalı olarak daha 6 ay boyunca Zeynep'i hastaneye götürebilecekti.

SSK Hastanesi, bu arada küçük kızın ameliyat olduktan sonra yürüyüp yürüyemeyeceğini öğrenmek için Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk etti. Burada küçük kızı kontrol eden uzman Feyyaz Akyüz, ‘‘Yürür’’ dedi. Fakat 13 Mart'ta sigorta süresi bitiyor ve kızın da 4 kez ameliyat olması gerekiyordu. Bunun devamında da, rehabilitasyon merkezinde bir yıl süren tedavi dönemi vardı.

İLK KEZ YÜZÜ GÜLDÜ

Ameliyat başarı ile tamamlandı. Bu arada baba, bir çıkış yolu bulabilmek için Antalya'nın en etkili adamı olan Vali'ye, derdini anlatmak için gitti. Vali Ertuğrul Dokuzoğlu'na durumu anlattı ve makamından ayrıldı. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra, hastanedeki odalarına ak saçlı bir adam ‘‘Ben rektör Yaşar Uçar. Sen Zeynep'in babası mısın’’ dedi. Ali hemen ayağa kalkarak ‘‘Evet’’ dedi.

Prof. Dr. Yaşar Uçar, tekrar konuşmaya başlayarak, ‘‘Merak etme, bütün ameliyatları burada biz yapacağız. Sen sigorta işini kafana takma. Zeynep artık bizim de kızımız sayılır’’ dedi.

Ali'nin yüzü beş yıldır belki ilk defa gülüyordu. Şans artık küskünlüğü bir kenara bırakıyordu... Zeynep, ikinci ameliyatını sol kalçasından olacak. Daha sonra da, ayaklardaki bozukluklar için masaya yatacak.

Zeynep, kısa bir süre sonra arkadaşları gibi koşup oynayacak, onlar gibi gülecek. Şimdilik alçıların ucundan gördüğü ayaklarının, ne işe yaradığını bilmese bile, ailesi, yürüyebilmesi umuduyla, dualarını eksik etmiyor.

Biz gerekeni yaparız ama

ZEYNEP Akşit'in doktoru Feyyaz Akyüz, ‘‘Beyin cerrahları anatomik bozukluklar düzeltildikten sonra Zeynep kızımızın yürüyebileceğini söyledi. Bu doğrultuda ilk ameliyatta Zeynep'in sağ kalçasını düzelttik. Bir süre sonra da sol kalça ameliyat edilecek. Son olarak da ayaklar için ayrı bir ameliyat gerekecek. Bundan sonra da, rehabilitasyon merkezinde tedavisi olacak. Çünkü şimdiye kadar hiç yürümemiş. Bunun öğretilmesi gerekiyor. Buna da uyum sağlarsa, bir problem kalmaz’’ dedi.

O bizim

kızımız

VALİ Ertuğrul Dokuzoğlu'nun araya girmesiyle Zeynep'in bütün masraflarını üstlenen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Uçar ‘‘Zeynep artık bizim de bir evladımız. Gücümüz yettiği kadar Zeynep'i iyileştirmek için çalışacağız. Bütün ameliyat masrafları üniversitemiz tarafından karşılanacaktır. Kurumlar insanlar için vardır. Gerektiği zaman biçare kalmış insanlara yardım etmek bizim görevimizdir’’ diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!