Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2001 00:00
Çok şey değişti New York'ta. Dünya incisi bu kentte yaşamın faturası ortaya çıktı. New York'ta yaşayacaksan bundan böyle oyunu kuralına göre oynayacaksın. Eğer hiç yoluna gitmek istemiyorsan.‘‘Şehir biyolojik terörizm tehdidi altında. Şarbonlu mektup en büyük tehlike. Evde, ofiste postacının getirdiği mektup zarfını, pakedi açmadan önce gönderenin adını, adresini incele. İş yerinde daktilo, bilgisayar klavyesinde beyaz toz gördüğünde elini sürme, zinhar koklama. Kaldırımlarda dağıtılan ucuz satış broşürlerine dokunmadan geç. Süpermarkette fasulye, pirinç ve benzeri tahılları çuval yerine zamk kapalı paketlerden al. Mecbur değilsen gökdelenlerde çalışma. Otobüs veya tren imkanı varsa uçağa binme.’’Bunlar Amerikan yetkililerin uyarıları, Usame'nin tehditleri ve bizim eklemelerimiz. Hayal gücümüzü zorlasak köşebaşında sandviç, çörek, kahve kulübesindeki satıcı yüzü sakallı, başı takkeli ise alışveriş yapma, lokantada tuzluk kullanma, şişe suyu iste, turist uğrağı kalabalık yerlerde uyanık ol, her ihtimale karşı Cipro aşısı tedarik et diye örnek sıralamaya devam edeceğiz.2001 yılı sonbaharında yalnızca New York'lular değil tüm Amerika için bir numaralı tehlike haline gelen biyoterörizmin baş silahı şarbon bakterisi. Bu öldürücü illetin İngilizce adı Anthrax'ı artık duymayan yok. 11 Eylül terör felaketinden sonra alınan tedbirler havaalanları ve kent içi güvenliğini sağladı ama şarbon tehlikesi önlenemedi. Fedaileri, Usame'nin 'fetvası' üzerine şarbon tohumları bulaştırılmış mektupları gazete, TV istasyonlarına, kongre üyelerine, okullara gönderip öldürücü bakteriyle milleti zehirlemeye uğraşıyor. Aralarında şarbona bulaşan yedi aylık bir bebek de var. Amerikan posta dairesinde 800 bin işçi çalışıyor. Şarbona bulaşmamak için mektup ve paketleri eldiven giyerek inceliyorlar. Günde 680 milyon posta elden geçiriliyor. FBI yeni bir ekiple şarbonlu mektupların çıkış yerlerini bulmaya gayret ediyor. Son bir haftadır Avrupa ülkelerine dahi sıçradı bu çirkin eylemler. Hem de İslami büyüklerin masum sivilleri zehirlemeye icazet veren fetva yoktur diye Usame'yi suçlamalarına rağmen. Amaç Amerika ve Avrupa'da panik yaratmak. Oysa dünya lideri Amerika, dağ mağarasına sığınmış milyoner terörbaşına pes edeceğe hiç mi hiç niyeti yok. Başkan George W. Bush, New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani sürekli halka moral verip normal yaşama devam etmelerini istiyor. Ekranlara çıkıp ‘‘Disney World'e gidin, uçağa binin, lokantaya, tiyatroya gidin, alışveriş yapın, borsadan hisse alın, ekonomiye, esnafa destek verin. Teröre teslim olmayın’’ diyorlar. Daha beş hafta öncesine kadar metresi yüzünden basının şamar oğlanına çevirdiği Rudy şimdi halkın bir numaralı kahramanı. Dünya Ticaret Merkezi'ne uçakla saldırıdan sonra icraatıyla ilahlaştırılan Rudy harem kursa New York'lular alkış tutup, sultan macunu ikram edecekler. Neyse madem burada yaşıyoruz karınca kararınca biz de ekonomiye arka çıkalım dedik. Hisse senediyle haşır-neşir olmadık bunca zaman. Disney World'de Pamuk Prenses-Miki Fare ile resim çektirecek çağı da çoktan geçtik. Bir canciğer yakınımın, ‘‘Takma kafana tokadan başka şey’’ lafı kulaklarımızda. Usame'nin tehdidleri içinde yaşam sürecek değiliz. Eski rutinimizin kapısını aralıyoruz. Hafta sonu programımız ilkin lokanta, sonra tiyatro. İlanlarda yıllanmış oyunlar arasında ‘‘42nd Street’’ derhal gözümüze çarpıyor. Dünya tiyatro merkezi Broadway. 42nd Street ise yerkürenin en ünlü sokağı. İkisinin kesiştiği yerde Ford Tiyatrosu'nda bu müzikali seyretmeye gidiyoruz.Geçmişi 70 yıl öncesine uzanan bir oyun bu. 1980'de ikinci kez Broadway'de sergilenmiş. Şimdi yeniden sahneleniyor. Ve 2001'in en iyi müzikali olarak tiyatronun Oscar'ı sayılan Tony ödülüne layık görülmüş. Gözalıcı kostümler içinde 60 dansörün kusursuz eşzamanlı dans figürleri, akrobatik gösterileriyle süslü oyunda ‘‘Lullaby of Broadway’’, ‘‘I Only Have Eyes For You’’, ‘‘Dames’’ popüler parçalarını dinlerken anılarımız bizi 40 gün gibi yakın geçmişe sürüklüyor. Yani Usame fedailerinin 42'inci sokağın bir kaç km. güneyine yaptıkları hain saldırıların tarihine. Ve ülke içinde görünmeyen düşmana karşı yeni başlayan bir savaşa.Müzikalin finalinda tüm ekip oyunun tema parçası ‘‘42nd Street’’i söylemeye başladığında Ford Tiyatrosu'nu dolduran kalabalık ayakta alkış tutuyor. İnsanlar coşku içinde. Çehrelerde kaygının izi yok. Broadway iki dünya harbi, Kore ve Vietnam savaşlarında dahi kepenk indirip, perde kapatmadı. Koca Amerika Usame'ye pabuç bırakacak değil. Bu kabuslu günler de geçecek.
button