Yaşam zinciri

Güncelleme Tarihi:

Yaşam zinciri
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2003 19:02

Onlar zamanla yarışıyor. Tek amaçları 'yaşatmak'. Ani yaralanma ve hastalıklara en kısa sürede müdahale ediyorlar. Acil tıp çalışanları, hemşiresi, doktoru ve diğer tüm sağlık görevlileriyle bir zincirin halkası gibiler. Acil Tıp Hizmetleri, trafik kazası, kalp krizi gibi acil durumlarda ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerini içeriyor. Olay yerinde yapılan ilk müdahaleden başlayarak, ambulansla hastaneye götürme ve acil servislerdeki tetkiklere kadar uzanan bir zincirden oluşuyor. Acil servis hekimleri üç yıl boyunca bu alanda uzmanlık eğitimi alıyorlar. Ambulansta görev yapmak için pratisyen hekim olmak yeterli.

Özellikle deprem, sel gibi doğal afetlerde, trafik kazalarında ve terör olaylarında onları sıkça görüyoruz. Son olarak, İstanbul'daki terör saldırılarında gündeme geldiler. Hedefleri zamanla yarışarak insanları 'yaşatmaya' çalışmak. 'Acil tıp' alanında görev yapanlar, hemşiresi, doktoru ve diğer sağlık görevlileri ile bir zincirin halkası gibiler.

Acil tıp, acil hastalanma veya yaralanma gibi durumlarda ihtiyaç duyulan acil sağlık hizmetlerini içeriyor.

PARAMEDİKLER

Bu sektörde görev yapan farklı meslek grupları var. Bunlar paramedikler, ambulans hekimleri, acil hemşireleri ve acil tıp hekimleri.

Paramedik, ambulans ve acil bakım teknisyeni anlamına geliyor. Görevi, ilkyardımı yapan kişiden hastayı veya yaralıyı teslim alınca başlıyor. Hastane acil servisine teslim edene kadar devam ediyor. Bu süre içinde hastanın acılarını dindirmek ve yaranın ciddiyetini azalmak için müdahalelerde bulunuyor.

Paramedik eğitimleri, Türkiye'de ilk kez 1993'te Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nda verilmeye başlamış. Daha sonra 12 üniversiteye yayılmış.

Acil bir yaralı söz konusu olduğunda ilk görev çevredeki vatandaşlara düşüyor. İlkyardım çoğu zaman hayat kurtarıyor. Bu sırada ambulansın çağrılması gerekiyor. Burada iki farklı olanak var. Birincisi ücretsiz olarak hizmet veren 112 Hızır Acil. Sağlık Bakanlığı'na bağlı olarak İl Sağlık Müdürlükleri bünyesinde hizmet veriyor. İkincisi ise bağımsız ya da hastaneler bünyesinde çalışan özel ambulanslar.

Ambulans geldikten sonra, yaralılar tedavi için bir hastanenin acil servisine götürülüyor. Hastanede işleri kolaylaştırmak için hafif yaralıları uzak hastanelere, ağır yaralıları yakın hastanelere sevk etmek önem taşıyor.

Acil serviste, hayati tehlike oluşturan ve hemen çözüm bekleyen problemler ele alınıyor. Servisin temel misyonu hastayı acil servise getiren sorunu hızla saptamak, tedavi etmek ve yatış gerekliliğini saptamak.

ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ

Kalp krizi, felç, enfeksiyon, diyabet, kronik hastalıklar, beyin kanaması, trafik kazaları, travmalar gibi çok çeşitli durumlar acil servise geliyor. Hemen tanı konulması ve tedavinin başlaması yaşam kurtarıcı olabiliyor. Gerek görülürse hastanın acil ameliyatı yapılıyor. Diğer durumlarda, ayrıntılı değerlendirmeler için hasta polikliniğe çağrılıyor.

Acil servis hekimleri ve acil hemşireleri acil servislerin belkemiği. Onların yanı sıra acil servislerde pratisyen ve diğer uzman hekimler, tıbbi sekreterler, yardımcı sağlık personelleri ve sosyal hizmet uzmanları görev yapabiliyor.

Acil servis hekimlerinin altı yıllık tıp eğitiminin ardından üç yıl boyunca acil tıp alanında uzmanlık eğitimi almaları gerekiyor. Türkiye'de Acil Tıp Uzmanlığı eğitimi, 1990'da Acil Tıp Uzmanı Dr. John Fowler'in İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'ne gelmesi ile başlamış. 1993'te anabilim dalı olmuş.

Acıbadem Hastanesi Bakırköy Acil Servis Sorumlusu ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Serpil Yaylacı dünyada acil tıp uzmanlığının '21'inci Yüzyıl uzmanlığı' olarak tanımlandığını söylüyor:

‘‘Sağlık göstergeleri, kronik hastalıklar, kazalar, travma ölümleri dünyayı bu noktaya götürüyor. Ülkeler kendi acil sağlık sistemlerini iyileştirmenin yollarını aramak zorunda kalıyor.‘‘

Tüm yataklı sağlık kurumları, bünyelerinde bir acil servis birimini bulundurmak zorunda. Ancak iş bununla bitmiyor. Yaylacı ‘‘Acil giriş çıkış için uygun mimari, ulaşılabilirlik, uygun fiziki koşullar, ambulans girişi gibi konular dikkate alınmalı. Yeterli laboratuvar ve radyolojik görüntüleme koşulları sağlanmalı. Diğer birimlerle, hastane idaresiyle ve hatta diğer hastanelerle işbirliği yapılmalı‘‘ diyor.

Acil servisin kapıları 365 gün 24 saat açık olmak zorunda.

Acil Servis hekimlerini tehdit eden en önemli sorun ‘tükenmişlik’ yani ‘burn out’ sendromu. ‘Burn out’ kişinin kendi gücünün sonuna varması, sorunların üstesinden gelememesi anlamına geliyor. Sonuçta, duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarıda düşüş ortaya çıkıyor. ‘Burn out’ yaşayanlar kendilerini güvensiz, yetersiz, yorgun ve mutsuz hissediyor. Acil servis hekimleri, kalabalık acil servisler, hastaların kritik sağlık durumları ve ağır çalışma programları nedeniyle sürekli stres altında yaşıyorlar. Bir süre sonra yıpranıyorlar. Bu da ‘burn out’ sendromuna zemin hazırlıyor. Fazla hasta bakma, hasta ölümleri, uyku düzeninin bozulması ve uzun çalışma saatleri tükenmişliği yaratan ana faktörler olarak sıralanıyor.

* Tükenmişlik



112 Hızır Acil 6 dakikada olay yerinde


Şengül Kılıç, 112 Hızır Acil'de çalışan bir ambulans hekimi. 10 yıldır, yani 112 kurulduğundan bu yana, orada çalışıyor. Daha önce bir sağlık ocağında görevliymiş. 112'de çalışmak için Sağlık Bakanlığı'na müracaat etmiş. Bir ay süreyle hizmet içi eğitim aldıktan sonra göreve başlamış. 112'nin çalışma sistemi hakkında şu bilgileri veriyor:

‘‘Ambulanslar çeşitli bölgelerdeki sağlık ocağı, hastane gibi kuruluşların içinde 24 saat bekler. Bir sorun olduğunda hasta yakınları 112'yi arayarak haber verir. 'Merkez' hastaya en yakın ambulansı yönlendirir. Ambulansın evlere ulaşma süresinin aylık istatistikleri tutulur. Bu süre İstanbul koşullarında ortalama altı dakikayı geçmez.‘‘

Çalışma şartları çok ağır olsa da hareketli olduğu için işini seviyor: ‘‘24 saat çalışıp dört gün izin yapıyoruz. Bayram, yılbaşı gibi tatillerimiz yok. Buna karşılık herhangi bir ek ücret almıyoruz. Bir olaya gittiğimizde neyle karşılaşacağımız belli değil. En büyük stres bu.‘‘

Kılıç, Taksim ve Levent'teki patlamalarda görev başındaymış. Taksim'de insan parçalarını paketlemek, isimlendirmek ve ambulansla Adli Tıp'a göndermek gibi 'zor' işleri üstlenmiş. Levent'teki cesetlerin cinsiyetini belirlemek de ona düşmüş. Yaşadığı olayların etkisini uzun süre üzerinden atamamış:

‘‘Taksim'e gittiğimizde kaygılıydık. Moralimiz bozuktu. Bizi ne beklediğini bilmiyorduk. Yaralılar gitmişti. Ölüleri ve insan parçalarını çıkardık. Bu çok etkileyiciydi. O an hiçbir şey hissetmedim, bir duygu yaşamadım. Sonra onların birer insan olduğu ve artık yaşamadığını düşünmeye başladım. Olayları TV'de görünce bu doruk noktasına ulaştı. Bir süre boyunca eve yalnız girmek istemedim. Uzun yürüyüşler yaptım, sevdiğim insanlarla daha fazla birlikte oldum.‘‘


‘Alan triajı’ hayat kurtarıyor


Türkiye Acil Tıp Derneği Genel Başkanı Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu, Şişli'deki patlamadan üç dakika sonra ilk ambulansın olay yerine ulaştığını söylüyor. 15 dakika içinde 26 ambulans ve sağlık ekibi hazır hale gelmiş. Ambulans sayısı bir saat içinde 50'ye ulaşmış. Rodoplu, Acil Sağlık Hizmetleri organizasyonunda 'alan triajı' yapılmadığına dikkat çekiyor: ‘‘Alan triajı, çok sayıda yaralı olduğunda bunların önem sırasına göre ayıklanmasıdır. Amaç, eldeki olanaklarla çok sayıda insanı canlı kurtarmaktır. Triaj alanı, olay yerinde güvenli bir alanda kurulmalı ve yaralılar öncelik sırasına göre ayrılmalı. Alan triajı yapılsaydı ölü ve sakat sayısı daha az olabilirdi.‘‘
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!