Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2002 14:14
Türkiye ve dünyada eğitimde alternatif uygulamalara yönelmeler artıyor. ABD'de aile içi ve okuldaki şiddetin yoğun olarak yaşandığı mahallelerde sorunların çözümü için High/Scope okulları açılıdı, Türkiye'de görsel ve işitsel bakımdan daha kaliteli bir eğitimi amaçlayan Müfredat Laboratuvar Okulları'nın sayısı artırıldı. Dünyada ve Türkiye'de bireysel ve toplumsal iyileşmeye doğru bir adım olarak nitelendirilen 'alternatif eğitim' yaklaşımlarından birkaçı 'Buğday Ekolojik Yaşam Dergisi'nin 'Mart-Nisan' sayısında ele alındı.
‘Buğday Ekolojik Yaşam Dergisi’, Mart-Nisan sayısında 'alternatif eğitim' yaklaşımlarını ele aldı. Dergi, eğitim konusunu yalnızca çocukluk, gençlik, aile ve okulla sınırlı tutmadan bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini, 'yaşam boyu eğitim' anlayışını savunuyor.
Eğitim konusunda araştırma yapan uzmanların yazıları, farklı uygulamalar konusunda izlenimlerin ve röportajların yer aldığı eğitim dosyasında çeşitli yöntemler üzerinde duruluyor. İşte bu yöntemlerden bazıları:
MONTESSORI EĞİTİMİ
(Beş duyunun eğitimi)
İlk kadın tıp doktoru ve eğitimci Maria Montessori (1870-1952) Roma Üniversitesi Psikiyatri Kliniği'nde çalışırken zeka özürlü çocukların eğitimiyle ilgilenmeye başladı. Fransız hekimleri Jean Itard ve Edouard Sequin'in yöntemlerini kullanarak bazı sonuçlar elde etti. Bu tür yöntemlerin normal çocuklarda daha başarılı sonuçlar vereceğini düşündü.
1907'de Roma'nın kenar mahallelerinde 3-6 yaşlarında ilgilenilmeyen çocukların devam ettiği ilk Montessori Okulu'nu açtı. Bu dönemde her çocuğun kendi özgün ritmiyle gelişmesini sağlayacak öz eğitimi desteklemek gerektiğini savunan Montessori'nin okulunda çocukların gösterdiği sosyal gelişmeler kısa sürede uluslararası çapta duyuldu. Bugün dünyanın pek çok ülkesinde Montessori Okulları bulunuyor. Türkiye'de bu tarz eğitim veren bazı okul öncesi eğitim kurumları da yer alıyor.
Montessori'nin eğitim sisteminde çocuğun beş duyusunun eğitimi yoluyla, aşamalı öğretim amaçlanıyor.
WALDORF EĞİTİMİ
(Özgür iradeyi kullanabilme yetisi)
İlk Waldorf Okulu, Rudolf Steiner'in I. Dünya Savaşı sonrası yoksul Almanya'sında 1919'da Stuttgart kentinde Waldorf-Astoria sigara fabrikasının işçileri için verdiği bir dizi eğitim konferansı sonucu kuruldu. 2001'de dünyada 605'i Avrupa'da olmak üzere 845 Waldorf Okulu bulunuyordu. Yalnızca Almanya'da bulunan Waldorf Çocuk Yuvası'nın sayısı ise 500.
Steiner, önemli olanın çocuk eğitimi değil, insan eğitimi olduğunu söylüyor. Aslında bir irade eğitimi gerektiğini, zeka ve ahlakın karakter gelişimiyle başabaş gittiğini belirtiyor. Gözlemlerine dayanarak, insan gelişiminin yedişer yıllık bir ritm içinde birbirini izleyen birkaç doğumla gerçekleştiğini söyleyen Steiner'in öngördüğü sistem şu prensiplerle hareket ediyor:
İlk yedi yıllık dönemde çocuğun bedeni gelişir. Bu dönemde çocuk başlı başına bir duyu organı gibi, içinde yaşadığı ortamda olup bitenin tümünü kaydeder ve dünyanın iyi olduğuna inanır. Anne babaya sevgi ve şefkat göstermenin yanında, bilinçli davranmak konusunda da büyük görev düşer. Yönlendiren, koruyan, gözeten ve ölçüyü veren olmalıdırlar. Ev içinde olup bitenlere, konuşulanlara ve davranışlara çok dikkat edilmesi gerekir. Çocuk anne babaya sonsuz güven duyar ve onların otoritesini sorgusuz sualsiz kabul eder. Bu dönemde her konuda büyükleri örnek alır ve onları taklit ederek öğrenir.
Gün belli bir ritm içinde geçmelidir, zira ritm iradeyi güçlendirir. Oyuncak seçimi önemlidir, gerçeğe tamı tamına uymayan, çocuğun pek çok şeyi zihninde hayal gücüyle tamamlamasına izin veren türde oyunacaklara yer vermelidir. Masal anlatımı asla ihmal edilmemelidir.
SUMMERHILL OKULU
(Yaşama hazırlık)
1921'de Londra'nın 100 mil kadar uzağındaki Suffolk'un Leiston kasabasında A. S Neill tarafından kuruldu. İskoçya'da doğan Neil, Edinburg Üniversitesi'ni bitirdikten sonra 15 yıla yakın bir süre çeşitli ülke ve okullarda öğretmenlik yapmış. Eğitim tarihinde büyük bir deney anlamına gelen Summerhill Okulu’nu kurmasıyla bütün dünyada eğitimcilere örnek olmuş, Freud, Wilhelm Reich, Homer Lane gibi bilgin ve düşünürleri etkilemiş.
Neil yaşamın amacını mutluluğu bulmak olarak tanımlıyor. Bu da insanın kendisiyle ilgili şeyleri bulması anlamına geliyor. Kişinin kendini bulacağı dönemde yetişkinlerin ortaya koyduğu okul çalışmalarının yalnızca zaman, enerji ve sabrın savurganlığı olduğunu savunuyor. Bu okullar çocukların temel hakları olan oyun oynamaktan alıkoyuyorlar, onların taze omuzlarına yaşlı kafalar konduruyorlar. Neil'e göre, öğrenmek oyundan sonra gelmeli ve hoş bir hale gelmesi için oyunla karıştırılmamalı. Eğitim, bir yaşam hazırlığı olmalı.
Summerhill'de temel ilke, okulun özgürlükle yönetilmesi. Hiçbir çocuk derslere devam etmek zorunda, okula uymak durumunda değil. Okulun çocuğa uyması amaçlanıyor. Çocukları sıralarda oturtup, çoğunlukla yararsız konuları çalıştıran bir okulun, 'iyi bir okul' olmadığı düşünülüyor. Okulda dersler seçmeli ve çocuklar derslere girip girmemekte özgür.
Hoşgörülü öğrenme ortamı
HIGH/SCOPE YAKLAŞIMI: Etkin öğrenmeyi temel alan bir programı olan High/Scope, New York'un siyahi nüfusu barındıran mahallelerinde şiddete eğilimli çocuklar için hazırlanan özel programlardan geliştirilen bir yaklaşım.
Olumlu yetişkin-çocuk etkileşimleri, çocuklara karşı hoşgörülü bir öğrenme ortamı, tutarlı bir günlük akış ve çocukların günlük değerlendirilmesinin bir ekip tarafından yapılması 'etkin öğrenme'nin temel ilkelerini oluşturuyor.
Küçük çocuklar kendilerinde merak uyandıran insanlar, materyaller, olaylar ve sorulara yanıt bulmaya çalışıyorlar. Çocuklar problemleri çözmek için 'temel', 'anahtar' deneyimleri kullanıyorlar.