Güncelleme Tarihi:
Söz konusu düzenlemeyle Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayıldığı savunulan dilekçede özetle şöyle denildi:
ATATÜRK ROZETİ TAKAMAYACAK
“Milli Eğitim Bakanlığı, yapılan yönetmelik değişikliğiyle, yönetmeliğin 3/1. maddesinin altını çizerek, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık kıyafet özgürlüğü getirildiğini savunmuştu. Ancak yönetmelik değişikliğiyle yalnız imam hatiplerde değil, ortaokul ve liselerin tamamında kız çocuklarının başlarını örterek okula gelmeleri sağlanmıştır. Özgürlük getirdiğini iddia eden Bakanlar Kurulu ve Milli Eğitim Bakanlığı, hazır değiştirmişken yasakların kapsamını da genişletmeyi unutmamış, öğrencilerin vücutlarının herhangi bir bölümüne makyaj yapmalarını, piercing takmalarını da yasaklamıştır. Yönetmelikte, ‘Öğrenim gördükleri okulun arması ve rozeti dışında nişan, arma, sembol, rozet ve benzeri takılar takamaz’ hükmü yer almaktadır. Yönetmelik, yürürlüğe konuluş amacı ve genel hukuk ilkelerine aykırı olarak bir dizi yasaklama içermektedir. Örneğin lise son sınıf öğrencisi okula Atatürk rozeti takarak gidemeyecektir. Dava konusu yönetmelik hükmü uyarınca öğrenciler; ‘siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamaz ve giysileri giyemez’ hükmüne yer verilmiştir. Peki hangi şekil ve yazılar siyasi simge olarak değerlendirilecektir? Örneğin üzerinde başörtüsü takmış bir genç kız resmi olan çanta, siyasi sembol olarak değerlendirilecek midir ya da üzerinde Hz. Ali’nin kılıcının resmi olan bir fular mı siyasi sembol olarak değerlendirilecektir?
YENİ ÇATIŞMA ALANLARI
Dava konusu yönetmelik değişikliği aynı zamanda, dayanağını oluşturan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası ve 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile yüksek mahkeme kararlarına aykırı olduğundan, öncelikle yürütmesi durdurulmalı, daha sonra iptaline karar verilmelidir. Genel amaçlı bir ortaokula devam eden ve henüz 9 yaşında olan bir kız çocuğunun başını örtmesini sağlayacak düzenleme yapılması, bununla birlikte kılık kıyafete onlarca sınırlama getirilmesinin, kılık kıyafet özgürlüğü olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Dava konusu yönetmelik hükümleriyle, anayasal ve yasal güvence altında olan laik eğitim ilkesi ciddi biçimde zedeleneceği, ortaokuldan başlamak üzere, okullarda yeni çatışma alanları yaratılacağından, yüksek mahkemeden yürütmenin durdurulmasını istememiz zorunlu olmuştur.”