Banu TUNA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2011 00:00
Geçen hafta üniversite öğrencileri YÖK önünde yine eylemdeydi; yine öğrencilere polis müdahalede bulundu. Peki geçen yıl 11 Nisan günü Ankara’da, Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nı protesto eden Dev-Lis’li öğrencileri hatırlıyor musunuz? Hani bir dershanenin çatısından aşağı, üzerinde ‘Sınavlar kaldırılsın, dershaneler kapatılsın’ yazan bir afiş açmışlardı. 63 yılla yargılanıyorlar!
Erdal Kozan, Taylan Özden, Çiğdem Geçimli, Ferat Konukçu... Dev-Lis üyesi yaklaşık 40 genç, 11 Nisan 2010’da, YGS sonrası, sınav sistemini ve dersaneleri protesto etmek için Ankara’da bir dershanenin önüne gitti.
O sabah çoğu; protesto ettikleri, kaldırılmasını talep ettikleri sınava girmişti. Kazanabilmek için herkes gibi dershanelere gitmişlerdi. Çankaya’daki Maltepe Dersanesi, Ankara’nın en bilinen, en fazla öğrenciye sahip dershanelerinden biriydi. İnsanların dikkatini çekemedikten, seslerini duyuramadıktan sonra eylem yapmanın ne anlamı vardı ki... O yüzden sınavdan çıkınca Maltepe Dershanesi önünde buluştular.
İçlerinden 10’u binaya girdi, hiçbir engellemeyle karşılaşmadan çatıdaki terasa ulaştı. Amaçları; üzerinde ‘Sınavlar kaldırılsın, dershaneler kapatılsın’ yazan afişi binanın çatısında açmaktı. Hacettepe Üniversitesi sosyoloji bölümünde okuyan, 20 yaşındaki Taylan Özden de çatıya çıkanlar arasındaydı. “Elimizi kolumu sallaya sallaya çıktık yukarı. Kimse, nereye gidiyorsunuz diye sormadı. Sadece izlediler. Ama terasa çıkar çıkmaz kapıyı arkamızdan kilitlediler. Sonra da polisi aramışlar” diyor.
Eylem başladıktan yaklaşık 45 dakika sonra polis geldi. O arada çatıda afiş açılmış, basın açıklaması yapılmaya başlanmıştı. Basın açıklamasını okuyan Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Erdal Kozan, “Halkın da desteği vardı. Sonra polis geldi ve etrafımızı çembere aldı, halkı bizden ayırdı. Uyarı bile yapmadan Çevik Kuvvet müdahale etti. Tekme atıyor, kasklarıyla vuruyorlardı. Amirleri bile durduramadı, dudaklarını ısırıyorlardı vururken. Bu durum 10-15 dakika kadar sürdü. Parti parti polis araçlarına bindirildik” diye anlatıyor o günü...
Gözaltına alınan 24 kişi vardı. Hepsi öğrenci değildi. Polisin kullandığı orantısız güce itiraz eden vatandaşlar da vardı aralarında. Biri de çarşı iznindeki bir askerdi. Hepsi Çankaya Emniyet Müdürlüğü’ne, oradan da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Bir gece orada tutuldular. Ertesi gün çıkarıldıkları mahkeme tarafından ‘delilleri karartabilecekleri’ gerekçesiyle tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne gönderildiler. Daha sonra avukatların itirazıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. 18 yaş üstü için 63, 18 yaş altı için altıyılla yargılanan 18 öğrencinin ilk duruşmaları görüldü, şubattaki ikinci duruşmalarını bekliyorlar.
GAZETEDEN ÖĞRENDİLER
63 yılla yargılandıklarını da gazeteden öğrendiler: “Elbette suçlamaları biliyorduk ancak hiç hesaplama yapmamıştık. Arkadaşlar telefon açtı, ‘Radikal’e bakın 63 yılla yargılanıyorsunuz’ dediler. Erdal, annesinin istenen cezayı duyduğundan beri uyumadığını söylüyor: “Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast 20 yılla yargılanıyor, siz 63 yıl. Bu nasıl olur, diye soruyor!”
İstenen cezalar yüksek çünkü kendilerine müdahale eden yedi polisi yaralamakla suçlanıyorlar. Yaralama suçu için istenen ceza, her biri için yediyle çarpılıyor. Taylan Özden, “Yedi polisin nasıl yaralandığını bilmiyoruz. Elimizde bayrak sopaları vardı ama bunlar esnek plastik çubuklar. İstesem bile zarar veremem. 16-17 yaşındaki insanlar tepeden tırnağa zırhlı polislere nasıl zarar verebilir ki; karşılık verecek durumda bile değildik” diyor.
63 yıla mahkum edilme ihtimali hepsini korkutuyor. Eğer mahkum olurlarsa, hapisten çıktıklarında kaç yaşında olacaklarını hesaplamışlar hemen. Ama eylemlerine, eğitim sistemini eleştirmeye de devam ediyorlar. YGS’yi geçen yıl da protesto etmiş, iki bin imza toplayıp milletvekili Ufuk Uras’a götürmüşlerdi. Ama bu yılki eylemin ayrı bir önemi vardı: Soner Semih Sipahi.
Erdal Kozan “Liselilerin doğal gündemidir YGS. Hayatları bu sınava endeksli ve karşılığını alamadıkları zaman büyük bunalım yaşıyorlar. Liselerde demokratikleşme için mücadele veren bizler için, bu sınav doğal olarak eylem nedeni. 11 Nisan 2010’u özel kılan, Soner’in intiharıdır. Annesi dershane parasını ödeyemediği için hapse atıldı ve Soner de buna katlanamayıp intihar etti. Annesinin yeterice acı çektiğine karar verip tahliye ettiler. Böyle bir sistem olamaz; bir annenin özgürlüğüne karşılık bir evladın hayatı... Anneyle çocuğu karşı karşıya getiriyorlar. Buna itiraz ediyoruz” diyor.
Öğrencilere, Cumhurbaşkanı’nın üniversite öğrencilerine Çankaya Köşkü’nde verdiği yemeği hatırlatıyoruz. Oraya giden öğrencilerin kendilerini temsil etmediğini düşünüyorlar: “Üniversitelerdeki ÖTK (Öğrenci Temsilciler Konseyi), öğrencilerin gerçek sorunlarıyla ilgilenmiyor. Ancak parti, festival düzenliyorlar. Bir defa ÖTK seçimlerine katılabilmek için hiç soruşturma almamış olmak gerekiyor. Oysa öğrenci sendikası Genç-Sen’e üye olduğu için bile soruşturma alan öğrenciler var. Öğrenci sorunlarıyla aktif olarak ilgileniyorsanız, soruşturmama almamanız çok zor.”
OLAĞAN ŞÜPHELİLER
Erdal Kozan (20) Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi.
Göze Altınöz (16) Çankaya Anadolu Lisesi öğrencisi, hukuk okumak istiyor.
Hasan Hüseyin Temir (17) Çağrı Bey Anadolu Lisesi öğrencisi. Fizik Tedavi Rehabilitasyon okumak istiyor.
Taylan Özden (20) Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi.
Çiğdem Geçimli (18) Yunus Büyükkuşoğlu Lisesi mezunu. Üniversiteye hazırlanıyor.
Ferat Konukçu (19) Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde okuyor.
NEYLE SUÇLANIYORLAR
* 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefetten üçer yıl
* Kasten adam yaralama suçu yedişer kez işlendiği için 35’er yıl
* Eğitim ve öğretimi engellemekten üçer yıl
* Konut dokunulmazlığını ihlalden ikişer yıl
* Hakaretten yedi kez 14’er yıl
* Mala nitelikli zarar vermekten altışar yıl
* Görevi yaptırmamak için direnmekten üçer yıl