YARSAV Başkanı: İhraç istemi zamanlaması anlamlı

Güncelleme Tarihi:

YARSAV Başkanı: İhraç istemi zamanlaması anlamlı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2009 15:17

YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, Adalet Bakanlığı’nın kendisi hakkındaki ihraç isteminin zamanlamasının anlamlı olduğunu söyledi ve “Bana yöneltilen suçlamalarda neden Cumhuriyet Mitinglerine katıldığım soruluyor. Bir Cumhuriyet Savcısı, Cumhuriyet Mitingine katılmayacakta nereye katılacak. Cumhuriyet Savcısı olarak cemaat toplantılarına mı katılsaydım?” dedi. Eminağaoğlu ayrıca konuya ilişkin kendisine herhangi bir tabligatın da yapılmadığını da ifade etti.

Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Adalet Bakanlığı’nın kendisi hakkındaki ihraç isteminin zamanlamasının anlamlı olduğunu söyledi ve “Bana yöneltilen suçlamalarda neden Cumhuriyet Mitinglerine katıldığım soruluyor. Bir Cumhuriyet Savcısı, Cumhuriyet Mitingine katılmayacakta nereye katılacak. Cumhuriyet Savcısı olarak cemaat toplantılarına mı katılsaydım?” dedi. Eminağaoğlu ayrıca konuya ilişkin kendisine herhangi bir tabligatın da yapılmadığını da ifade etti.

Eminağaoğlu, dernek binasında dün Adalet Bakanlığı’nın kendisi hakkındaki ihraç istemine ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Eminağaoğlu, yaptığı açıklamada Adalet Bakanlığını sert bir dille eleştirdi ve “İktidar şu mesajı veriyor, ‘Siz siyasi iradenin isteklerine ters düşerseniz başına bunlar gelir.’ Siyasi irade hapşırdığında yargı zatürree oluyor” dedi.

Bu talebin YARSAV’ın 15 Kasım’da yapılacak 2. Olağan Genel Kurulundan önce olması ve YARSAV’ın geçtiğimiz günlerde Dünya Yargıçlar ve Savcılar Birliği’ne üye olmasına denk gelmesi bakımından da anlamlı olduğunu söyleyen Eminağaolu, Cumhuriyet Mitinglerine katılmakla suçlandığına işaret ederek, “Cumhuriyet Savcısını, Cumhuriyet Mitinglerine katılmakla suçluyorlar. Cumhuriyet Savcısı olarak cemaat toplantılarına mı katılsaydım? Cumhuriyet Savcısı tabii ki Cumhuriyeti sahiplenecek” diye konuştu.

Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan soruşturmanın adli yönden Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına idari yönden de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na iletildiğini anımsatan Eminağaoğlu şöyle konuştu:

“Konuya ilişkin henüz bana tebligat yapılmadı. 20 gün önce YARSAV, Dünya Yargıçlar ve Savcılar Birliğine üye oldu. Ve burada ki üyeliğin anlamı şu; kurulduğumuz günden bugüne kadar YARSAV’ın Türkiye’deki hukuk bilincinin gelişmesi hukukun üstün olması için yapmış olduğu tüm çalışmalar masaya yatırılmış, çok büyük bir övgüyle karşılanmış ve evrensel hukukla YARSAV’ın faaliyetlerinin nasıl örtüştüğü ortaya konulmuştur. Böylece üye olmuştur. Bu konu kamu oyunda yer almamıştır. Çünkü mevcut siyasi idare ile örtüşmeyen bir hadisedir. Bunlara karşın, irade 2 tane kapatma yasa tasarısını 2 tane de kapatma soruşturmasını karşımız getirmiştir.

“SORUŞTURMALAR, KARŞI TEPKİNİN SONUCUDUR”

Uluslararası hukukta YARSAV’ın faaliyetleri bu eksende değerlendirilirken, Türkiye’de YARSAV’ın faaliyetleri kapatma kanunları ile ve hakkımda açılmış olan ihraç soruşturmaları ile karşılaşmış durumda. Bizim elde ettiğimiz örnekler İtalya’da Musoloni’nin yaptığı günümüzde de Bolivya’daki yaşanan bir şey. Türkiye, bu tür örneklerin yaşandığı dönemdeki o ülkelerdeki hukuk çizgisinde hareket eden bir devlet durumuna neden düşürülmüştür? İşte YARSAV bunun için gereklidir. YARSAV bunları ortadan kaldırmak için bu hukuk mücadelesini vermeye devam edecektir. Hakkında açılan soruşturmanın sonuçlanması zaman bakımından son derece ilginçtir. Çünkü karşı tepkinin sonucudur bu soruşturmalar. Biz hukuk mücadelesinin hukuk herkes içindir diyerek, yapıyoruz. Bunun için siyasi iradenin hukuk dışı gerekçelerle 70 milyon insanın telefonların izlenmesinin perde arkasında duyarak seyirci kalmasından dolayı tek hukuk mücadelesini biz verdik ve suç duyurusunda bulunduk. Bu suç duyurusu sürecinde Adalet Bakanlığı soruşturmayı engellemek için her yola başvurmuştur.

“CEMAATLERİ SORUŞTURAN CUMHURİYET SAVCILARI SORUŞTURULMAKTADIR”

Ancak geçen hafta Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararla Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda tespit yapılmıştır. Bunun önemi şudur; bu tespitte bizim suç duyurumuz içinde Yargıtay santral verilerinin alınması iddiaları vardır ve çok ciddi bir iddiadır. Tabi bu aşamada Yargıtay’a ilişkin bu olayı kamuoyu önünde taşımamak için kararı veren yargıç ve suç duyurusunu yapan benim hakkımda işlem yaptırmıştır. Siz hak arama özgürlüğünüz nedeniyle ihraç soruşturmasıyla karşı karşıya kalıyorsunuz.

Bana yöneltilen suçlamalarda neden Cumhuriyet Mitinglerine katıldığım soruluyor. Türkiye’de Cumhuriyet mitingleri hiçbir irade sabote edemez. Anayasada toplanma özgürlüğü vardır. Bu mitinglere katılanlar silahsız ve barışçıl bir şekilde katılmıştır. Cumhuriyet Savcısı olarak bir cemaatin toplantısına katılmam her halde beklenen bir şey değildir. Cemaatleri soruşturan Cumhuriyet Savcıları soruşturulmaktadır.”

“SİYASİ İRADE HAPŞIRDIĞINDA YARGIDA ZATÜREE ORTAYA ÇIKIYOR”

Hakkında yapılan soruşturma ile topluma ‘bakın eğer siz siyasi iadenin beklentileri ile örtüşmeyen işlere kalkışırsanız başınıza gelecek olay budur. Onu için ayağınızı denk alın.’ Mesajı verildiğini öne süren Eminağaoğlu şöyle dedi:

“Dünyanın hiçbir ülkesinde yargıçlar şüphelilerin önüne çıkmamıştır. Göz altına alınmanın da bir yolu vardır. Siyasi irade hapşurduğunda yargıda zatüree ortaya çıkıyor. İrade açılım yaparken yargı hukuku bu noktaya getiriliyorsa yargı hukuktan asla kopmaz. TC’de Adalet Bakanlığı yetkileri yargı üzerinde o düzeyde kullanılır olmuştur ki artık yargıç ve savcılar acaba adalet başkanlığı bana ne yapabilir diye gelecek kaygısı içerisinde görev yapar duruma gelmiştirler. Dünyanın hangi ülkesinde Adalet Banklığı yargıç ve savcıların telefonunu dinler? Adalet Bakanlığı yapmış olduğu bir soruşturmada adli evrakı kendisi soruşturma merciine göndermesine rağmen savcılığın tutmuş olduğu bir tutanaktır. Adalet Banklığı elinde evrak olmadan dinleme işlerine devam ediyor. Yargı baskı altında. Adalet Bakanlığı dinleme için mahkemelerden karar almaktadır. Yasa açık. Tedbir süresinde dinleme kararı verilir. Ama tedbir süresi bitiminde bu dinleme kararları hiçbir biçimde hiçbir ilgilisine iletilmemektedir. Çünkü ya böyle bir karar yoktur. Ya da gizlenmesi gereken yargıç ve savcılar vardır. Gizli tanıklardan sonra Adalet Bakanlığı karar alabildiği ve gizli yargıçlar yarattığı için bu kararları her olayda ilgilisinden saklamaktadır. Bugün dinleme kararları ilgilisine iletilmemektedir. Bu olay bunun kanıtıdır. Bunun dünyada hiçbir örneği yoktur.”

“BİZ KAMU DERNEĞİ DEĞİLİZ”-

Türkiye’de yapılanlar soruşturmalarda insan hakları ihlalleri yapıldığını savunan Eminağaoğlu, gelecekte bunların tekrarlanmaması için bir basın açıklaması yaptıklarını anımsattı. Eminağaoğlu, bunların AP raporunu da girdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Fakat, biz Yargıtay binasında açıklama yapmakla suçlanıyoruz. Biz bir kamu derneği sayılarak bu suçlama yapılıyor. Biz bir kamu derneği olsaydık, her halde sivil örgütlerin üye olabildiği Dünya Yargıçlar Birliğine üye olmamız imkansızdı. Ama ısrarla baskı yapılıyor. Nereden ne çıkartabilirim diye. Siyasi irade YARSAV’ı baskılıyor. Aynı zamanda hukuku baskılıyor. Ve elindeki yetkiyi hukuk dışı kullanıyor. Benim hakkımda açılan soruşturmalar için açtığım davalar var. Adalet Bakanlığı bu süreci beklemiyor. Bu süreçten korkusu mu var? Bu ana kadar yapılan baskılar devam edecektir. . Bunların çözüm merkezi tektir. Bu da yargıdır. Hukuku dışında çözüm merkezi yoktur. Adalet Bakanlığı 11 bin yargıç ve savcı hakkında terör soruşturması izni vermiştir. Hukuktan neden korkulur. Bu faaliyetleri yapalar dersini iyi çalışmamıştır. Anıtkabir’e gitmekle de suçlanıyorum. Bugün de Anıtkabir’e giderek Atam’ın huzuruna çıktım.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!