’Yarından Sonra’ filmi sadece bir hayal değil

"Yarından Sonra" (The Day After Tomorrow) filmini hatırlıyor musunuz?

Hani, New York’un önce dev dalgalar, arkasından karlar, sonra da buzlar altında kaldığı filmi, Manhattan sokaklarına vuran gemilerin caddelerde buzların arasına sıkışıp kaldığı filmi.

İngiltere’yi bu filmdeki gibi bir tehlike bekliyor mesela.

Gulf Stream sıcak su akıntısının giderek sıcak su akıntısı olma niteliğini yitirmesi, İngiltere’yi bekleyen en büyük tehlike olarak çıkıyor karşımıza.

Açık Radyo’da yaptığı programlarla küresel ısınmayı Türkiye’nin gündemine sokan Ömer Madra’ya kulak veriyoruz:

"Yüzeyden kuzeye doğru sıcak su geliyor ve soğuk su da derinden güneye doğru gidiyor.

Çok büyük akıntı ama bu. Belki de yüz küsur Amazon nehri büyüklüğünde. Uzaydan bile görünebiliyor. Bu akıntı Kuzey Atlantik’te Gulf Stream adını alıyor. Batı Avrupa’nın, hatta Amerika’nın doğu bölgelerinin aynı enlemde oldukları diğer yerlerden, mesela Sibirya’dan daha sıcak, çok daha ılıman bir iklimde olmasına yol açan bu olaydır. Broecker, Grönland’daki buzulların erimesiyle okyanusun tuzluluk oranlarının değişeceğini ve bunun da akıntıda kopmaya neden olabileceğini söylüyor. Gerçekten de Broecker’dan sonra yapılan ölçümlerde akıntıda yüzde 30 oranında azalma olduğu görüldü."

Trafalgar Meydanı’nın buzlarla kaplanması, Hyde Park’ın karlar altında kalması gibi görüntüleri tahayyül edebilirsiniz.

Bu sene İngiltere’nin büyük bir bölümünün sel sularıyla kaplanması, bunun ilk habercisi zaten.

Benzer bir tehlike İstanbul için de geçerli.