OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 28, 2003 00:00
Samsun'dan başlayan, Erzurum, Sivas, Ankara ve sonunda Lozan'a ulaşan zafer yolculuğunun mimarı Mustafa Kemal'in kafasında çok önceden adım adım oluşturduğu, ''en büyük eseri'' Cumhuriyet, 80 yaşında.Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)
Atatürk İlkeleri veİnkılap Tarihi Enstitüsü yetkilileri ile bu alanda yazılan çeşitli kitap, araştırma ve Nutuk'tan derlenen bilgilere göre, Mustafa Kemal,zafer sonrası izleyeceği rota için yıllar öncesinden kafasında oluşturmaya başladığı Cumhuriyet'i hedefledi. Prof. Dr. İlhan Lütem, ''57 yılın öyküsü'' adını verdiği kitabında, Atatürk'ün bu amacını ilk kez yakın çalışma arkadaşlarındanMazhar Müfit'e (Kansu), Cumhuriyet'in ilanından yaklaşık 4 yıl önce açtığını yazdı. Kansu'nun anı defterine, 20 Temmuz 1919 tarihini düştüğü kayıtlarına göre, Gazi, ''hükümet şekli ne olacak'' sorusuna, ''Açıkça söyleyeyim. Hükümet şekli vakti gelince Cumhuriyet olacaktır'' karşılığını verdi. Ama bu fikri, uzun bir süre İsmet Paşa'nın deyişiyle ''fesada yer vermemek için'' söz konusu edilmedi. 8 Nisan 1923'de bir halk devleti kuracağını bildiren ''9 ilkeyi'' yayınlayan Mustafa Kemal, 11 Ağustos'ta ikinci Meclis'i açarken de ''İlerleme ve uygarlığa daha varmış değiliz. Bize ve çocuklarımıza düşen görev, bu yol üzerinde tereddüt etmeden, çekinmeden ilerlemektir'' sözleriyle ülkeyi yeni bir aşamanın beklediğine işaret etti. Gazi, Viyana'da çıkan Neue Freie Press'e, Cumhuriyetin ilanından bir ay önce, 22 Eylül 1923'te verdiği demeçle de niyetini dünyaya açıkladı. Mustafa Kemal, Türkiye'nin gerçekte zaten bir Cumhuriyet olduğunu, bu durumun kısa bir sürede resmileşeceğini söyledi.     YILDIRIM ETKİSİ YARATTI    Lord Kinross'un ''Bir Milletin Yeniden Doğuşu'' adlı eserinde belirttiğine göre, bu demeç, Ankara'da yıldırım etkisi yarattı. Böyle bir değişiklik, İstanbul basınında ve ''henüz ciddi bir cumhuriyetçi hareketin gelişmemiş olduğu'' Meclis'te heyecan yarattı. İlk önemli haftalar süresince Mustafa Kemal, Meclis'teki hiç bir toplantıyı kaçırmadı, her fırsatta mebuslara çağdaş bir batı devletinin nasıl olduğunu anlatmaya çalıştı. Bu günlerde Rauf Bey'in Bakanlar Kurulu Başkanlığı'ndan çekilmesi üzerine, yerini, 13 Ağustos 1923 günü İçişleri Bakanı Fethi Bey aldı. Atatürk'ün Nutuk'ta da yer verdiği gibi, çok geçmeden Meclis'te Fethi Bey'e karşı iğneleme ve eleştiriler başladı. Fethi Bey, dikkatini Hükümet Başkanlığı'nda yoğunlaştırma amacıyla İçişleri Bakanlığı görevinden istifa ederken, 24 Ekim 1923'te Ali Fuat Paşa, Meclis İkinci Başkanlığı'ndan çekildi.     ''UYGULANMASI İÇİN SIRASINI BEKLEDİĞİM DÜŞÜNCE...''    Bir sonraki gün, Gazi'nin deyimiyle ''bağımsız ve gizli olarak çalışan küçük bir grup'' parti toplantısında İçişleri Bakanlığı'na Sabit Bey'in, Meclis İkinci Başkanlığı'na ise Rauf Bey'in isimlerini aday gösterdi. Mustafa Kemal, bu iki ismi de uygun bulmadı. Yeni Meclis'in daha ilk aşamada ''küçük bir grup tarafından aldatılma durumuna düştüğünü'' gözlemleyen Gazi, ''Uygulamak için sırasını beklediğim bir düşüncenin, uygulama zamanının geldiği yargısına varmıştım'' diye daha sonra Nutuk'da da belirttiği planını devreye soktu. 25 ve 26 Ekim günlerinde Çankaya'da kabineyi başkanlığında toplayan Mustafa Kemal, bu toplantıda, kurul üyelerindenistifa etmelerini ve yeniden bakan seçilmeleri halinde kabul etmemelerini istedi. Ancak o zamanlar bakanlar gibi seçilen ve kabinede bulunan Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, kararın dışında bırakıldı.     ''CUMHURİYET'İ İLAN EDECEĞİZ''    Bu sırada muhaliflerin, aralarındaki uzlaşmazlıkları yatıştırmak ve hepsinin onaylayacağı bir kabine listesi oluşturma çabaları sonuçsuz kaldı. 28 Ekim akşamına kadar bir liste çıkarılamayınca harekete geçen Mustafa Kemal, aralarında Fethi Bey ve İsmet Paşa'nın da bulunduğu bazı dostlarını Çankaya'ya yemeğe çağırarak, ''Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz'' dedi. Konuklar dağıldıktan sonra İsmet Paşa ile masa başına geçen Gazi, 1921 Anayasasının devlet biçimini saptayan maddelerini ele alarak bir yasa tasarısı hazırladı. Anayasa'nın birinci maddesinin sonuna ''Türkiye Devleti'nin hükümet biçimi Cumhuriyettir'' cümlesi eklendi, üçüncü madde, ''Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi'nce yönetilir'' şeklinde değiştirildi. Anayasa'nın 8 ve 9. maddeleri de ''Türkiye Cumhurbaşkanı, TBMM Genel Kurulu'nca ve kendi üyeleri arasından bir
seçim dönemi için seçilir. BaÅŸkanlık görevi, yeni cumhurbaÅŸkanının seçilmesine deÄŸin sürer. Eski baÅŸkan, yeniden seçilebilir'' , ''Türkiye CumhurbaÅŸkanı, devletin baÅŸkanıdır'' ve ''CumhurbaÅŸkanı, BaÅŸbakan'ı Meclis üyeleri arasından seçer'' ÅŸeklinde açıklığa kavuÅŸtu.Buna daha sonra din ve dil ile ilgili madde de eklendi. Ä°smet PaÅŸa, tamamlandıktan sonra tasarıyı bir kez okudu. Dikkatle dinleyen Gazi, biraz düşündü ve 'hazırlık tamam' dedi. Ertesi sabah metin bir kez daha gözden geçirildi ve iki devlet adamı Meclis'e geçti. Halk Fırkası Meclis Grubu, 29 Ekim günü, bakanlar kurulu kurma sorununu tekrar tartışmaya baÅŸladı. Çözümün güç olduÄŸunu gören bazı milletvekilleri, Fırka BaÅŸkanı Mustafa Kemal'den düşüncelerini öğrenmek isteyince, Gazi, gruptan bir saat süre aldı. Bu sürede odasında bazı milletvekillerini kabul ederek, gece hazırladıkları yasatasarısı üzerindeki düşüncelerini öğrendi ve daha sonra grupta tasarı okundu. Tartışmaların ardından burada kabul edilen tasarı, Meclis'e getirildi, saat 20.30'da ''YaÅŸasın Cumhuriyet'' sesleri arasında kabuledildi. Bundan 15 dakika sonra 42 yaşındaki Ankara Milletvekili Mustafa Kemal, oybirliÄŸiyle birinci CumhurbaÅŸkanı seçildi. Cumhuriyetin ilanı, bütün yurtta 101 pare top atışıyla kutlandı. FethiBey'in çekilmesi üzerine BaÅŸbakanlığa Ä°smet PaÅŸa atandı. Fethi Bey, Meclis BaÅŸkanı oldu. Bir yönetim biçimi olarak Cumhuriyetin getirdiklerini deÄŸerlendiren, DEÃœ Atatürk Ä°lkeleri ve Ä°nkılap Tarihi Enstitüsü Müdür Yardımcısı Yard. Doç. Dr. Kemal Arı, ''Egemenlik gücünün ulusun elindeolması sonucunu getirdi ki bu, demokrasiye geçiÅŸin ilk adımıdır. Özgürbireyi ve sorunlarına sahip çıkan bir toplum modelini yarattı, ulus kimliÄŸini pekiÅŸtirdi, laikleÅŸme sürecini baÅŸlattı'' dedi. Â
button